14 Temmuz 2009 Salı

Priligy 30 mg

Paris'te bu yıl 3'üncüsü düzenlenen Uluslararası Cinsel Tedaviler Kongresi'ne 'erken boşalma' tedavisinde çığır açan ilk reçeteli ilaç damgasını vurdu. İlaç 6 aylık bir kullanım sonunda, boşalma süresini 3.5 kat artırıyor. Türkiye'de satışı için, Sağlık Bakanlığı'na ruhsat başvurusu yapılan ilacın, 6 ay içinde piyasaya sürülmesi bekleniyor. İlacın cinsel ilişkiden 3 saat önce, 1 bardak suyla alınması gerekiyor. Sağlık Bakanlığı, tüm dünyada sadece reçeteyle satılabilecek olan ilaç hakkındaki incelemesini sürdürüyor. Milyonlarca erkeği ve partnerini sevindirecek ilacı, Uluslararası Cinsel Sorunlar ve İktidarsızlık Araştırmaları Derneği (ISSIR) Başkanı ve Lille Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Jacques Buvat ile Milano San Raffaele Resnati Hastanesi Jinekolojik Cinsel Tedaviler Merkezi Başkanı Dr. Alessandra Graziottin anlattı.

6 BİN HASTADA DENENDİ
Prof. Dr. Buvat, ilacın araştırma aşamasında 24 hafta boyunca 22 ülkede 6 bin hasta üzerinde denendiğini, boşalma süresinin uzatılması, boşalmanın kontrolü ve stres seviyesinin azaltılmasında etkili sonuç alındığını söyledi. Prof. Dr. Buvat, cinsel ilişkiden 1- 3 saat öncesinde oral yolla alınarak uygulanan ilacın, 18-64 yaş grubundaki erkeklerde etkisinin kanıtlandığını belirtti. Erken boşalan erkeklerin, eşlerinin yüzde 48'inin hiç orgazm yaşamadığını, bir orgazmın ortalama 0.8 saniye sürdüğünü söyleyen Prof. Dr. Buvat, " İlacın 6 aylık bir kullanım sonucunda, boşalma süresini 3.5 dakika uzattığını kanıtladık. Bu da kadına çok sayıda orgazm şansı veriyor" dedi.

İKİ ERKEKTEN BİRİ MUTSUZ
Erken boşalma sorunu olan erkeklerin eşlerinin yüzde 52'sinin orgazm sorunu yaşadığını belirten Prof. Dr. Jacques Buvat, şunları söyledi: "Ortalama 1 dakikanın altındaki boşalma süresi, erken boşalma kabul ediliyor. Bu sorunu yaşayan erkeklerin yüzde 50'si, yani her 2 erkekten biri ciddi özgüven sorunu yaşıyor. Tatmin olma duygusu önemli ölçüde azalırken, genel yaşam kalitesi düşüyor. İş ve özel hayatında sorunlar yaşıyor. Etken maddesi Dapoksetin olan yeni bir tedavi olanağı sunan bu ilaç sayesinde, çözüm için ilk defa medikal yöntem geliştirildi" dedi.

YÜZDE 99 BAŞARI
Priligy adlı ilacın, 30 ve 60 mg'lık kapsüller halinde Avusturya, Finlandiya, Almanya, İtalya, İspanya, Portekiz ve İsveç'te piyasaya sürülmesi için onaylandı. Araştırmaya katılan 6 bin erkekten sadece yüzde 1'i mide bulantısı yüzünden kullanmayı bıraktı. 100 erkekten 99'u 30 miligramlık dozun yeterli olduğunu bildirdi.

Dapoksetinin Erken Boşalma Önleyici ilaç

Paris’te düzenlenen Üçüncü Uluslararası Cinsel Tıp Dernekleri Kongresi’nde ISSIR (Uluslararası Cinsel Sorunlar ve İktidarsızlık Araştırmaları Derneği) Başkanı Prof. Dr. Jacques Buvat, 22 ülkeden, altı bin erken boşalma sorunu bulunan erkek üzerinde denenen dapoksetinin boşalma süresini üç katına kadar uzatabildiğini söyledi.

Prof. Dr. Buvat, “Sadece reçeteyle satılabilen ilacı 18-64 yaş arasındaki erkekler kullanabilir. Söz konusu ilaç, boşalma süresinin uzatma, boşalmanın kontrolü ve erken boşalmaya bağlı stres seviyesinin azaltılmasında etkin bir çözüm sağladı. Libido ve ereksiyon üzerindeki olumsuz etkisi yok. 24 saatte bir dozdan fazla alınmamalı” dedi.

Boşalma süresinin erkekten erkeğe değiştiğini ancak genel olarak bir-on dakika sürdüğünü belirten Prof. Dr. Buvat, “Ortalama süre dört-beş dakika. Boşalma, bir dakikadan önce oluyorsa erken. Erken boşalma sorunu bulunan grubun ortalama süresi 30 saniye” dedi.

Dr. Alessandra Graziottin “Erken boşalma, ereksiyon sorunundan daha sık görülüyor. Erkekler bu konuda konuşmayı sevmiyor ve yüzde 40 oranında alkole sığınıyor” dedi.

MİNOSET Plus Tablet İlaç Etkileşimleri

Bazı hipnotikler, antiepileptik ilaçlar (örn. fenobarbital, fenitoin ve karbamazepin) ve rifampisin gibi karaciğer enzim aktivitesini uyaran ilaçların aynı anda kullanılması, parasetamolün normal olarak zararlı olmayan dozlarda bile karaciğer üzerindeki toksik etkisini artırabilir. Bu, aynı zamanda alkol için de geçerlidir. Mide boşalması, örneğin propantelinle yavaşlatıldığında parasetamolün emilim hızı azalabilir ve etkinin orta çıkma süresi uzayabilir. Metoklopropramid verildiğinde ve mide boşalması hızlandırıldığında emilim hızı daha yüksektir. Kloramfenikolle birlikte kullanıldığında bu ilacın atılımı uzayabilir ve toksik etki tehlikesi artabilir. Nötropeni sıklığı, parasetamol ve AZT (zidovudin) birlikte kullanıldığında daha yüksektir. Bu nedenle, AZT ile parasetamolün birlikte kullanımında dikkatli olunmalıdır. Kafein, barbitüratlar, antihistaminikler vb. gibi birçok sedatif maddenin antagonistidir. Kafein, sempatomimetikler, tiroksin vb. gibi maddelerin neden olduğu taşikardiyi artırır.

MİNOSET Plus Tablet Yan Etkileri

Nadiren allerjik reaksiyonlar (deri döküntüleri, ürtiker) gözlenmiştir. Az sayıda olguda pruritis, eritem, ürtiker, anjiyoödem, dispne veya astım gibi belirtilerle ortaya çıkan aşırı duyarlılık reaksiyonlarıyla karşılaşılmıştır. Nadir olarak anafilaktoid reaksiyon ve anafilaktik şok olguları bildirilmiştir. Parasetamol ve propifenazon kullanımıyla ilişkili olarak bazı trombositopeni, lökopeni, agranülositoz ve pansitopeni olguları bildirilmiştir.

MİNOSET Plus Tablet Uyarılar

Parasetamol içeren ağrı kesicilerin uzun süreli kullanımı sonucunda ortaya çıkan birikim, nadir olgularda analjezik nefropatisi ve büyük ölçüde geriye dönüşümsüz bir böbrek yetmezliğinin ortaya çıkmasına yol açabilir. Baş ağrısının tedavisi amacıyla sürekli ağrı kesici kullanılması, kronik baş ağrılarına neden olabilir. Oral kontraseptifler, simetidin ve disülfiram, kafein metabolizmasını yavaşlatır; barbitüratlar ve sigara ise hızlandırır. Kafein, teofilinin eliminasyonunu ortadan kaldırır. Kafein, efedrin gibi maddelerin bağımlılık yaratıcı etkilerini artırır. Bazı giraz inhibitörlerinin birlikte verilmesi, kafein ve onun metabolizma ürünü olan paraksantinin atılım süresinin uzamasına yol açabilir. Astım, kronik rinit ve kronik ürtikeri olan ve özellikle diğer antienflamatuvar ilaçlara aşırı duyarlılığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Duyarlı kişilerde propifenazon ve parasetamol içeren ilaçlarla nadiren astım krizleri ve anafilaktik şok bildirilmiştir. Bu kombinasyon, içerdiği propifenazon nedeniyle gebelere ve emziren annelere verilmemelidir.

MİNOSET Plus Tablet Kontrendikasyonları

Pirazolan ve ilgili bileşiklere karşı allerji (fenazon, propifenozan, aminofenazon, metamizol içeren ilaçlara karşı aşırı duyarlılık), fenilbutazon içeren bileşiklere karşı allerji, parasetamol, asetilsalisilik aside karşı bilinen aşırı duyarlılık veya kafeine karşı bilinen allerji, kalıtsal glikoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliği (hemolitik anemiyle ortaya çıkan), akut hepatik porfiria durumlarında kontrendikedir. Karaciğer fonksiyon bozuklukları, böbrek fonksiyon bozuklukları, Gilbert sendromu, hematopoietik disfonksiyon durumlarında doz azaltılmalı ve/veya dozlar arasındaki süre uzatılmalıdır. Bebeklere ve 12 yaşından küçüklere verilmemelidir.

MİNOSET Plus Tablet Endikasyonları

Baş ağrısı, migren, diş ağrısı ve diş çekiminin ardından ortaya çıkan ağrılar, menstrüel rahatsızlıklar, ameliyat sonrası ve romatizmal ağrılarda ağrı kesici olarak; ağrının ateşle birlikte görüldüğü olgularda ateş düşürücü ve ağrı kesici olarak kullanılır.

MİNOSET Plus Tablet Kullanım Şekli

Erişkinlerde tek doz olarak 1-2 tablet. 12-16 yaş arası adölesanlar için 1 tablet. Gerektiğinde 24 saat içinde 3 tek doza kadar alınabilir.

MİNOSET Plus Tablet Etken Madde(ler)

Asetaminofen (Parasetamol) 250 mg, Propifenazon 150 mg, Kafein 50 mg

BEPANTHENE 30 GR POMAD Kontrendikasyonları

Glokom veya içerdiği maddelerden herhangi birine duyarlılık durumunda kontrendikedir.

BEPANTHENE 30 GR POMAD İlaç Formulü

Ampul: Dexpanthenol,500 mg Pastil: Dexpanthenol,100 mg Merhem-Krem: Dexpanthenol, 50 mg/g Dekspantenol Özellikleri: Dekspantenol, organizmada pantotenik aside dönüşür ve aynı etkiye sahiptir. Dekspantenolün absorbe olabilme yeteneği daha fazla olup, bu da özellikle lokal uygulama ve tedavi açısından önemli bir özelliktir. Ko-enzim A'nın sentezi için organizmanın pantotenik aside ihtiyacı vardır. Bu koenzim normal metabolik faaliyetlerin sürdürülmesi için çok gereklidir.

BEPANTHENE 30 GR POMAD Dozu Kullanma

Ampul: Günde 1 ampul veya haftada bir kaç ampul. Pastil: Günde2-6 pastil Krem-Merhem: Merhem özellikle kuru ciltlerde ve krem sulu lezyonlarda kullanılmak üzere günde 2-3 defa uygulanır.

BEPANTHENE 30 GR POMAD Yan Etkileri

Sersemlik, görme bozukluğu, kusma, taşikardi, ağız kuruluğu ve uyuklama gibi yan etkiler görülebillr.

BEPANTHENE 30 GR Pomad Endikasyonları

Ampul: akroparastezi, bacak ülseri, bademcik ameliyatından sonra, barsak atonisi, bronşit, diş çekiminden sonraki yaralar, farenjit, kolit, larenjit, protez vurmaları, saç gelişmesi bozukluğu, stomatit, trakeit, Pastil: ağız ve boğaz antiseptiği olarak, Krem Merhem: anal fissür, dudak herpesi, meme başı regadı, pişik serviks erozyonu, yanık, yara,

10 Temmuz 2009 Cuma

AVMIGRAN 325 MG 20 TABLET Dozu Kullanma

Migren ataklarında, ağrı nöbetinin başlangıcında 1-2 tablet verilebilir.
Gerekirse yarım saat sonra 1 tablet daha verilebilir. Günlük maksimum doz 4 tablettir. Haftalık maksimum doz ise 10 Tablettir. Ağrı nöbetinin ilk işaretleri hissedildiği an ilaç alınmalıdır.

AVMIGRAN 325 MG 20 TABLET Etkileşimler

Amantadin , kinidin ve trisiklik antidepresanlar antikolinerjik etkiyi artırabilir.
Ayrıca triasetiloleandomisin ve eritromisin ile birlikte ergotimz riski artabilir.

AVMIGRAN 325 MG 20 TABLET Yan Etkileri

Merkezi sinir sistemi üzerine etkileri yada kan damarları üzerine vazokonstriktör etkisi nedeniyledir. Terapötik dozlardan sonra bulantı ve kusma ergotaminin direk emotojenik etkisinin sonucu olarak görülebilir. Mide bulantısı, kusma, lokal ödem, kaşıntı kuvvetsizlik ve adele ağrıları, parmaklarda uyuşma veya yanma hissi şeklinde görülebilir.

AVMIGRAN 325 MG 20 TABLET Uyarılar Önlemler

İlaca karşı aşırı duyarlı olan kişlerde uyuklama yapabilir. BU kimseler ilaç aldıktan sınra araba kullanmamalı, yoğun dikkat gerektiren makinalarda çalışmamalıdırlar. Astım veya kronik solunum yolu enfeksiyonlarından şikayetçi olan hastalar ve analjezik antienflamatuvar ilaçlara aşırı duyarlılığı olan hastalar Avmigran'ı kullanmadan önce doktora danışmalıdırlar.
Hamilelerde kullanımı : Uterus kasılmalarına yol açabileceğinde, hamilelerde kullanılmamalıdır.
Emziren annelerde kullanımı : İlacın atak sırasında anne tarafından zorunlu kullanımı gerektiğinde bebek emzirilmemelidir.

AVMIGRAN 325 MG 20 TABLET Kontrendikasyonları

Avmigran Film Tablet içerdiği ergotaminden dolayı çevresel dolaşım bozukluğu, korener yetmezlik, karaciğer ve böbrek bozukluğu olan hastalarda, gebelerde ve glokom vak'alarında kullanılmamalıdır.

AVMIGRAN 325 MG 20 TABLET Endikasyonları

Çarpıntı hissi, sersemlik ve mide bulantısı, baş dönmesi, birlikte ortaya çıkan ataklar halinde görülen baş ağrılarını ve kısa migren ataklarını gidermek için kullanılınır.

ACTONEL 5 MG 28 FİLM TABLET Dozu Kullanma

Erişkinler için önerilen doz haftada bir kez alınan 35 mg tablettir. Tablet her hafta aynı günde alınmalıdır. Yiyecekler Actonelin emilimini bozar, bu nedenle, yeterli absorbsiyonun sağlanabilmesi için hastaların Actonel’i aşağıdaki şekillerde almaları gerekmektedir: • günün ilk yemeğinden ya da ilk içeceğinden (su dışında) en az 30 dakika önce ya da • günün herhangi bir saatinde alınan yiyecek ya da içeceklerden en az 2 saat ara ile veya yatmadan en az 30 dakika önce Atlanan doz olduğunda, hastalar, ilaç almadıklarını farkettikleri gün içerisinde ilaçlarını almaları gerektiği konusunda bilgilendirilmelidirler.

Bu hastalar daha sonra normal rutinlerine dönerek,tabletleri önceden belirledikleri güne göre almaya devam etmelidirler. İki tablet aynı gün içerisinde alınmamalıdır. Tablet bütün olarak yutulmalı, çiğnenmemeli veya emilmemelidir. Actonel, mideye geçmenin kolaylaştırılması için, dik durulurken bir bardak suyla (≥ 120 ml) alınmalıdır. Actonel tablet alındıktan sonraki 30 dakika boyunca hastanın uzanmaması gerekmektedir (Bkz. Uyarılar/Önlemler). Diyetle alınan kalsiyum ve D vitamini yeterli değilse, kalsiyum ve D vitamini takviyesi düşünülmelidir. DOZAŞIMI VE TEDAVİSİ Actonel doz aşımı durumunda uygulanacak tedavi ile ilgili spesifik bilgi yoktur. Önemli miktarda doz aşımını takiben hastaların serum kalsiyum düzeylerinde azalma beklenebilir.

Bu hastaların bir kısmında da hipokalsemi belirti ve semptomları görülebilir. Actonel’in bağlanması ve absorbsiyonunun azaltılması için magnezyum, kalsiyum ya da alüminyum içeren antasitler ya da süt verilmelidir. Önemli miktarda doz aşımı olduğunda, absorbe edilmeyen ilacın vücuttan uzaklaştırılabilmesi için gastrik lavaj uygulanması düşünülebilir.

ACTONEL 5 MG 28 FİLM TABLET Etkileşimler

Spesifik ilaç-ilaç etkileşim çalışmaları yapılmamamıştır. Risedronat metabolize olmaz ve karaciğerdeki mikrozomal ilaç metabolize edici enzimleri (Sitokrom P450) uyarmaz ya da inhibe etmez. Kalsiyum takviyesi/Antasitler: Kalsiyum, antasitler, çift değerli katyon içeren oral ilaçlarla beraber uygulanması, Actonel’in emilimini etkiler. Hormon replasman tedavisi: Uygun olduğu düşünüldüğünde, Actonel hormon replasman tedavisiyle beraber kullanılabilir. Aspirin ve Nonsteroidal Antienflamatuvar (NSAI) İlaçlar: Düzenli olarak aspirin veya NSAI ilaç kullanan hastalara Actonel ve plasebo verildiği faz üç çalışmada Actonel alan hastalarla plasebo alan hastalar arasında üst gastrointestinal bölgede yan etki oluşumunun benzer olduğu görülmüştür. H2 Blokörleri ve proton pompa inhibitörleri: H2 Blokörleri ve/veya proton pompa inhibitörleri kullanan hastalara Actonel ve plasebo verildiği faz üç çalışmada Actonel alan hastalarla plasebo alan hastalar arasında üst gastrointestinal bölgede yan etki oluşumunun benzer olduğu görülmüştür.

ACTONEL 5 MG 28 FİLM TABLET Yan Etkileri

Actonel 35 mg film tablet ile Actonel 5 mg film tablet'in genelde güvenilirlik ve tolere edilebilme profilleri benzerdir. Klinik çalışmalarda görülen yan etkilerin çoğunun şiddeti hafif-orta düzeydedir ve bu yan etkiler nedeniyle tedavinin yarıda bırakılması gerekmemiştir. Bildirilen yan etkiler: Genel olarak tüm vücutta: Enfeksiyon, ağrı (sırt ağrısı, karın ağrısı, baş ağrısı, gögüs ağrısı,boyun ağrısı), asteni, neoplazm Kardiyovasküler sistem: Hipertansiyon, senkop, vazodilatasyon Sindirim sistemi: Dispepsi, bulantı, karın ağrısı, konstipasyon, diyare, Gastrointestinal bozukluk: Kusma, ağız kuruluğu İskelet-kas sistemi: Artralji, miyalji, bursit, artrit, kemikte ağrı Sinir sistemi: Baş dönmesi, anksiyete, depresyon, sersemlik hissi Solunum sistemi: Bronşit, farenjit, sinüzit, pnömoni, rinit Deri ve ekleri: Döküntü, kaşıntı Ürogenital sistem: Üriner sistem enfeksiyonu Klinik çalışmalarda nadiren iritis bildirilmiştir. Laboratuvar bulguları: Bazı hastalarda, serum kalsiyum ve fosfat düzeylerinde erken, geçici, asemptomatik ve hafif azalmalar gözlenmiştir.

ACTONEL 5 MG 28 FİLM TABLET Uyarılar Önlemler

Actonel tedavisine başlanmadan önce, hipokalsemi ve diğer kemik ve mineral metabolizm bozuklukları tedavi edilmelidir. Tüm hastalarda, ancak özellikle kemik yıkımı belirgin olarak artmış pajeli hastalarda yeterli kalsiyum ve vitamin D alımı önemlidir. Ciddi böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi < 30 ml/dak) olan hastalar için Actonel kullanımı önerilmez. Polivalan katyon (kalsiyum, magnezyum, demir ve alüminyum gibi) içeren ilaçlar, yiyecek ve içecekler (su haricinde), Actonel’in emilimini etkileyebileceğinden beraber alınmamalıdır.

Hastaların Actonel’in kanıtlanmış faydalarını görebilmeleri için Actonel tableti günün ilk yiyecek ya da içeceğinden en az 30 dakika önce ya da günün herhangi bir saatinde alınan yiyecek ya da içecekten en az iki saat ara ile almaları gerekmektedir. Menopoz sonrası osteoporozun tedavisinde bifosfonatların etkinliği düşük kemik mineral yoğunluğu (KMY) (kalça veya lumbal omur KMY T-skoru ≤ -2.5 Standart Sapma) ve/veya tekrarlayan kırık ile ilişkilendirilir. İleri yaş veya kırık için klinik risk faktörleri, tek başına bifosfonat ile osteoporoz tedavisine başlamak için neden değildir. Actonel dahil bifosfonatların çok yaşlı kadınlarda (80 yaş üzeri) etkinliğini destekleyen veri sınırlıdır.

Bifosfonatların bir kısmı, özafajite ve özofagus ülserine neden olmaktadırlar. Bu nedenle, hastaların doz uygulama talimatlarına (Bkz. Kullanım şekli ve dozu) dikkat etmeleri gerekmektedir. Geçmişinde darlık veya akalazya gibi özofagus geçiş veya boşaltımını engelleyen özofagus hastalıkları olanlar veya tablet alımından sonraki en az 30 dakika boyunca, dik durmaları mümkün olmayan hastalarda, risedronat dikkatle kullanılmalıdır. Hastalar mideye geçişi hızlandırmak için Actonel’i yeterli miktarda su ile almalı ve ilacı alımdan sonraki 30 dakika boyunca yatmamalıdırlar. Gebelik ve Laktasyon: Gebelik: (Gebelik kategorisi: C). Gebe kadınlar üzerinde Actonel ile yapılmış yeterli çalışma yoktur. Bu nedenle Actonel ancak potensiyel yararları beklenen potensiyel zararlarından üstün olduğunda gebe kadınlarda kullanılmalıdır. Laktasyon: Birçok ilaç insan sütüne geçtiğinden ve bifosfonatların yeni doğanlarda olası yan etkileri nedeniyle, annenin ilacı kullanmasının önem derecesi göz önüne alınarak, ilacın kullanımına ara verilmesi ya da bebeğin anne sütüyle beslenmesine son verilmesi düşünülmelidir.

Araç ve Makine Kullanımına Etkileri: Actonel’in araç ve makine kullanımı üzerine bilinen herhangi bir etkisi yoktur.

ACTONEL 5 MG 28 FİLM TABLET Kontrendikasyonları

• Actonel, risedronat sodyum veya ilacın içerisinde yer alan maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir. • Actonel hipokalsemi ve ciddi böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi < 30 ml/dak) durumunda kullanılmamalıdır (Bkz. Uyarılar/Önlemler). • Actonel ayrıca 30 dakika boyunca dik durumda kalamayacak hastalara da verilmemelidir.

ACTONEL 5 MG 28 FİLM TABLET Endikasyonları

• Actonel, omur ve kalça kırıklarına yönelik riski azaltmak üzere menopoz sonrası dönemdeki osteoporoz tedavisinde endikedir. • Actonel, artmış osteoporoz riski bulunan, menopoz sonrası dönemdeki kadınlarda osteoporozun önlenmesinde endikedir.

ESPOR IM 1 GR 1 FLAKON

Hücre duvarı sentezi inhibitörü sefalosporin grubu antibiyotik.
Yetişkin 6-8 saatte bir 250-1500mg.
Çocuk 25-50mg/kg/gün 3 veya 4 eşit doza bölünerek.
Gebelik kategorisi B. Anne sütüne geçer.
Kontrendikasyon; sefalosporin allerjisi.
Etkileşim; Probenesid.
Yan etkiler; Diyare, oral kandidoz, kusma, bulantı, mide krampı, iştahsızlık ve psödomembranöz kolit.
Alerjik reaksiyonlar: Anafilaksi, eozinofili, kaşıntı, ilaç ateşi, deri döküntüsü, Stevens Johnson sendromu.
Hepatik ve renal etkiler: Klinik olarak böbrek ve karaciğer yetmezliği belirtileri olmadan, ALT, AST, BUN ve alkalen fosfataz düzeyinde geçici yükselmeler gözlenmiştir.
Lokal reaksiyonlar: Enjeksiyon bölgesinde nadiren flebit görüldüğü bildirilmiştir. İntramusküler enjeksiyon bölgesinde ağrı ve endurasyon görülebilir.
Diğer reaksiyonlar: Genital ve anal kaşıntı (vulva kaşıntısı, genital monoliyaz ve vajinit dahil).

Bu sitede ve verilen linklerdeki bilgilerin eksik veya hatalı olmasından ve uygulanmasından oluşacak zararlardan site sahibi sorumlu tutulamaz. İlaç kutusunda bulunan prospektüsler daha geniş ve güncellenmiş bilgi içerirler.

Lütfen doktorunuza danışmadan hiçbir ilaç kullanmayınız !

9 Temmuz 2009 Perşembe

YAZZ 24 FİLM KAPLI TABLET

SGK SUT 12.7.29. Kadın cinsiyet hormonları kullanım ilkeleri
Bu grup ilaçların bütün formlarından;
1. Östrojenler ve hormon replasman tedavisinde kullanılanlar
- Östradiol yada konjüge östrojen ve progestojen kombinasyonları,
- Yalnız östrojen içerenler,
- Tibolon içerenler.
2. Progestojenler.
1 inci ve 2 inci maddede yer alan ilaçlar; Kadın hastalıkları ve doğum, iç hastalıkları, ortopedi ve travmatoloji, fiziksel tıp ve rehabilitasyon ve aile hekimliği uzman hekimlerince veya bu uzman hekimler tarafından düzenlenen uzman hekim raporuna dayanılarak tüm hekimlerce reçete edilmesi halinde bedeli ödenir.

8 Temmuz 2009 Çarşamba

YASMIN 21 FİLM TABLET Dozu Kullanma

Kullanım: Tabletler blister ambalaj üzerinde gösterildiği sıra ile, hergün yaklaşık aynı zamanda bir miktar sıvı ile alınmalıdır. 21 gün boyunca birer tablet alınır. Yeni bir pakete 7 günlük aradan sonra geçilir. Son tablet alımını takiben 2-3 gün sonra kanama başlar ve yeni pakete geçilmeden önce kesilmeyebilir.  Başlangıç: Bir önceki ay hormonal kontraseptif kullanımı yoksa: Tabletler kadının normal siklusunun ilk günü (kanamanın ilk günü) alınmaya başlanmalıdır. 2. ve 5. günler başlanması da kabul edilebilir ancak bu durumda ilk yedi gün için önerilen bariyer yöntemi ilk siklus boyunca kullanılmalıdır.

Diğer bir kombine oral kontraseptiften geçiş: Kullanıcı tercihen, bir önceki oral kontraseptifin son tabletini aldığı günü izleyen günde Yasmin'e başlamalıdır. En fazla tabletsiz dönemin son gününe kadar ara verilebilir. Yalnız progesteron içeren bir yöntemden (tablet, enjeksiyon, implant) geçiş: Tabletten geçiş herhangi bir günde, implanttan geçiş, implantın çıkarıldığı gün ve enjeksiyondan geçiş ise bir sonraki enjeksiyon tarihinde yapılabilir.

Ancak her durumda tablet kullanımının ilk yedi günü ek bir bariyer yöntemi kullanılması gerekir. İlk trimestr düşüğünden sonra: Hemen başlanabilir. Bu durumda ek kontraseptif yöntemlere gerek duyulmaz. Doğumdan ya da ikinci trimestr düşüğünden sonra: (Emziren kadınlar için Bkz. Gebelik ve Süt Verme) Bu durumda kadınlar 21.-28. günlerde başlaması konusunda uyarılmalıdır. Eğer daha geç başlanacaksa kullanımın ilk yedi gününde ek bir bariyer yöntemi önerilir. Ancak daha önce bir cinsel birleşme olduysa, oral kontraseptife başlamadan önce gebelik ekarte edilmeli ya da kadın bir sonraki kanama dönemini beklemelidir. Tablet alımı unutulduğunda: Eğer kullanıcı tabletini almakta 12 saatten daha az geç kalmışsa, kontraseptif koruyuculuk azalmaz. Hatırlanır hatırlanmaz tablet alınmalı ve bir sonraki tabletler de her zamanki gibi alınmaya devam edilmelidir.

Eğer 12 saatten daha fazla gecikme olmuşsa kontraseptif koruyuculuk azalmış olabilir. Bu durumda 2 basit kural uygulanır: 1. Tablet alımına hiçbir zaman 7 günden fazla ara verilmez. 2. Hipotalamus-hipofiz-over aksının düzgün şekilde baskılanması için 7 gün boyunca ara vermeden tablet alınması gereklidir. Buna bağlı olarak günlük uygulamada şu öneriler verilebilir: 1. Hafta: Aynı zamanda iki tablet almak anlamına gelse de, kullanıcı son unuttuğu tableti hatırlar hatırlamaz içmelidir. Kalan tabletlerini normal zamanında kullanmaya devam edebilir. İlk yedi gün için kondom gibi ek bir bariyer yöntemi kullanılmalıdır. Bu 7 günden önce cinsel birleşme olmuşsa gebelik olasılığı gözönüne alınmalıdır. Ne kadar çok tablet unutulursa ve bu tabletlerin unutulduğu gün tabletsiz döneme ne kadar yakınsa gebelik riski o kadar yüksektir.


2. Hafta: Aynı zamanda iki tablet almak anlamına gelse de, kullanıcı son unuttuğu tableti hatırlar hatırlamaz içmelidir. Kalan tabletlerini normal zamanında kullanmaya devam edebilir. Eğer ilk unutulan tablete kadar 7 gün boyunca tabletler hatasız alınmışsa ek yöntem kullanmaya gerek yoktur. Aksi takdirde ya da kadın 1�den fazla tablet unutmuşsa 7 gün boyunca ek önlemler alınmalıdır. 3. Hafta: Tabletsiz dönemin yaklaşıyor olması nedeniyle güvenirlikte azalma riski yüksektir. Yine de, tablet alımına ayarlamalar yapılarak kontraseptif korumada azalma önlenebilir. Eğer unutulan tabletten önceki 7 gün boyunca tabletler doğru olarak alındıysa, aşağıdaki iki seçenekten birinin uygulanmasıyla ek bir kontraseptif yönteme gerek kalmaz aksi takdirde bu seçeneklerden ilki seçilip, ayrıca 7 gün boyunca ek önlemler alınması gerekir.

1. Aynı zamanda iki tablet almak anlamına gelse de, kullanıcı son unuttuğu tableti hatırlar hatırlamaz içmelidir. Kalan tabletlerini normal zamanda kullanmaya devam edebilir. Bir sonraki kutuya, arada 7 gün ara vermeden mevcut kutu biter bitmez başlanmalıdır. Kullanıcıda ikinci kutunun sonuna kadar bir çekilme kanaması beklenmez. Ancak tablet alındığı günlerde lekelenme veya ara kanaması görülebilir. 2. Kullanmakta olduğu kutuyu bırakması önerilebilir. 7 günlük (hapı unuttuğu günler dahil) aradan sonra yeni kutuya başlanır. Tablet almayı unutan kullanıcıda ilk tabletsiz dönemde beklenen çekilme kanaması görülmezse gebelik olasılığı gözönüne alınmalıdır. Kusma halinde: Eğer tablet alımını takiben 3-4 saat içinde kusma olursa emilim tam gerçekleşmeyebilir. Bu durumda unutulan tabletler için verilen öneriler (Bkz. Tablet alımı unutulduğunda) geçerlidir. Eğer kadın normal tablet alma programını değiştirmek istemezse, gereken ekstra tabletleri başka bir kutudan almalıdır.

Aşırı dozaj İlacın aşırı dozda alınmasından sonra herhangi bir ciddi etki rapor edilmemiştir. Oluşabilecek yan etkiler bulantı, kusma ve genç yaştaki kadınlarda görülebilen hafif vajinal kanamadır. İlacın antidotu yoktur ve yapılacak tedavi semptomatik olmalıdır.

YASMIN 21 FİLM TABLET

Seks hormonlarının klirensinin artmasına neden olan ilaç etkileşimleri, oral kontraseptif yetersizliklerine ve ara kanamalara yol açabilirler. Bu durumun, hidantoinler, barbitüratlar, primidon, karbamazepin ve rifampisinle ortaya çıktığı saptanmıştır. Okskarbazepin, toprimat, felbamat ve griseofulvin ile etkileşimden de şüphe edilmektedir. Bu etkileşimin mekanizması, bu ilaçların karaciğer enzimlerini uyarıcı özelliklerini temel alır gözükmektedir.

Genellikle 2-3 haftada maksimal enzim indüksiyonu ortaya çıkmaz; ancak, ilacın kesilmesini takiben en az 4 hafta kadar devam eder. Kontrasepsiyon yetersizliklerinin ampisilinler ve tetrasiklinler gibi antibiyotiklerle de ortaya çıktığı bildirilmiştir. Bu etkinin mekanizması açıklığa kavuşturulmamıştır. Yukarıda belirtilen sınıflardaki ilaçlardan herhangi birini ya da tek bir ilacın kısa süreli kullanımı söz konusu olduğu kadınlarda, ilacın birlikte kullanıldığı süreç içinde ve uygulamanın kesilmesinden sonra 7 gün süreyle, oral kontraseptif kullanımına ek olarak geçici engel yöntemi uygulanmalıdır. Rifampisin kullanan kadınlarda, rifampisin uygulaması sırasında ve ilacın kesilmesinden 28 gün sonrasına kadar kombine oral kontraseptife ek olarak engel yöntemi uygulanmalıdır.

Eğer eşlik eden ilaç uygulaması alınan kombine oral kontraseptif paketinin bitiminden sonraya denk gelmişse, ara verilmeden bir sonraki oral kontraseptif paketine başlanmalıdır. Uzmanlar, karaciğerde enzim indüksiyonu yapan ilaçlarla uzun süre tedavi gören kadınlarda, kontraseptif steroid dozlarının artırılmasını önermektedirler. Eğer yüksek kontraseptif dozların uygulanması istenmiyor ya da düzensiz kanamalar gibi olaylar nedeniyle güvenilir ve tatminkar gözükmüyorsa, diğer bir kontrasepsiyon yöntemi önerilmelidir. Asıl metabolitleri insan plazmasında sitokrom P450 sistemi ile etkileşime girmese de drospirenon sitokrom P450 3A4 için bir substrattır. Bu ilacın in vitro olarak sitokrom P450 1A1, 2C9, 2C19 ve 3A4 turnover'ında orta-zayıf bir inhibitör etkisi vardır. Drospirenon, sitokrom P450 3A4'ün geri dönüşümlü inhibitörüdür.

Bu izoenzimlerin metabolizmaya katıldığı durumlarda, drospirenon'un diğer ilaçların in vivo metabolizmaları ile etkileşmeleri mümkündür. Drospirenon deneylerde sitokrom P450 1A2 ve 2D6 turnover'ını etkilememiştir. Klinik etkileşme çalışmaları yapılmamışsa da, mevcut in vitro çalışma sonuçları ve drospirenon'un insandaki in vivo metabolizması, klinik dozlar söz konusu olduğunda sitokrom P450 enzimleri ile etkileşimde bulunma olasılığının çok düşük olduğunu göstermektedir. Yine de, ketokonazol, eritromisin, siklosporin ve diğer sitokrom P450 inhibitörleri drospirenon'un metabolizmasını inhibe edebilirler.

Laboratuar testleri Kontraseptif steroidlerin kullanılması karaciğerin, tiroidin biyokimyasal parametreleri, adrenal ve renal fonksiyonlar, kortikosteroid bağlayıcı globulin ve lipid / lipoprotein fraksiyonları gibi (taşıyıcı) proteinlerin plasma düzeyleri, karbonhidrat metabolizması, koagülasyon ve fibrinoliz parametreleri gibi bazı laboratuar testlerinin sonuçlarını etkileyebilir. Değişiklikler genellikle normal laboratuar düzeyleri arasında kalmaktadır.

YASMIN 21 FİLM TABLET Yan Etkileri

Ciddi etkiler (Bkz. Uyarılar ve Önlemler) Olası diğer istenmeyen etkiler Kombine oral kontraseptif kullananlarda bildirilen aşağıdaki istenmeyen etkilerin oral kontraseptiften kaynaklanıp kaynaklanmadığı açıklık kazanmamıştır: Memede hassasiyet, ağrı, sekresyon; başağrısı; migren; libido değişiklikleri; depresif duygu durumu; kontakt lens intoleransı; bulantı; kusma; vaginal sekresyonda farklılıklar; çeşitli deri yakınmaları; su tutulması; vücut ağırlığında farklılıklar; aşırı duyarlılık reaksiyonu.

YASMIN 21 FİLM TABLET Uyarılar Önlemler

Aşağıda belirtilen durumlardan herhangi birinin ortaya çıkması durumunda bireysel olarak kombine oral kontraseptiflerin kullanımına ait yararlar olası risklere karşı tartılmalı ve tedaviye başlamadan önce kadınla birlikte tartışılmalıdır. Risk faktörlerinin veya bu durumlardan herhangi birinin ilk kez ortaya çıkması, ya da olayların şiddetlenmesi, artması halinde hemen doktora başvurulmalıdır.

Doktor tedavinin sürdürülmesi konusunda karar vermelidir. Dolaşım bozuklukları: Epidemiyolojik çalışmalar, kombine oral kontraseptif kullanımıyla miyokard enfarktüsü, inme, derin ven trombozu ve akciğer embolisi gibi arteriyel ve venöz trombotik ve tromboembolik hastalıkların risk artışı arasında bir ilişki bulunduğunu belirtmektedirler. Bu olaylar ender olarak ortaya çıkmaktadır.

Derin ven trombozu ve/veya pulmoner emboli şeklinde ortaya çıkan venöz tromboemboli (VTE) tüm kombine oral kontraseptiflerin kullanımı sırasında ortaya çıkabilir. Düşük doz estrogen (<50g EE) içeren oral kontraseptif kullanan kadınlarda VTE insidansı 10.000 kadın yılında 4'dür, bu oran oral kontraseptif kullanmayanlarda 0.5-3 arasındadır. Ancak kombine oral kontraseptif kullanımında oluşan VTE insidansı, gebelikteki VTE insidansından düşüktür (Gebelikte VTE: 10.000 gebe kadın yılında 6) Kombine oral kontraseptif kullananlarda, çok ender olarak , hepatik, mezenterik, renal veya retinal venler ve arterler gibi diğer kan damarlarında da tromboz bildirilmiştir. Kombine oral kontraseptif kullanımı ile bu olayların ortaya çıkması arasındaki nedensel ilişki halen tartışmalıdır.

Venöz ya da arteriyel trombozun belirtileri şu bulgularla beraber olabilir: tek taraflı bacak ağrısı ve / veya şişme; sol kola yayılan / yayılmayan ani şiddetli göğüs ağrısı; ani nefes darlığı; aniden başlayan öksürük; alışılmamış, şiddetli, uzamış baş ağrısı; ani başlayan kısmi / tam görme kaybı; diplopi (çift görme); konuşmada bozulma ya da afazi; vertigo; fokal nöbetle birlikte olan / olmayan kollaps; vücudun bir parçasında ya da bir tarafında ani olarak ortaya çıkan belirgin hissizlik ya da güç kaybı; motor bozukluklar; akut batın. Venöz / arteriyel tromboemboli riski aşağıda belirtilen durumlarla birlikte artış göstermektedir: Yaş Sigara kullanılması (aşırı sigara içilmesi ve yaşın ilerlemesiyle, özellikle 35 yaşın üzerindeki kadınlarda risk artmaktadır).

Olası aile öyküsü (ör. ebeveynlerde ya da kardeşlerde özellikle göreceli olarak erken yaşlarda ortaya çıkan venöz / arteryel tromboemboli). Eğer kalıtsal bir yatkınlıktan şüphe ediliyorsa, herhangi bir kombine oral kontraseptif kullanımına karar vermeden önce ilgili uzmana danışılmalıdır. Obezite (vücut ağırlık indeksi 30 kg/m2'den fazla olanlar) Dislipoproteinemi Hipertansiyon Kalp kapak hastalığı Atrial fibrilasyon Uzun süreli immobilizasyon, majör cerrahi girişimler, bacakta yapılan herhangi bir cerrahi müdahale ya da büyük travmalar. Bu durumlarda, kombine oral kontraseptif kullanımının kesilmesi (elektif cerrahi girişim yapılacağı durumlarda en az 4 hafta önceden) ve tam olarak yeniden mobilize olduktan iki hafta sonraya kadar yeniden söz konusu edilmemesi önerilmektedir. Venöz tromboemboli gelişiminde variköz venler ile yüzeyel tromboflebitlerin olası rolüyle ilgili olarak görüş birliği bulunmamaktadır.

Lohusalık döneminde tromboemboli gelişimi riskinin arttığı göz önüne alınmalıdır. (Gebelik ve emzirme ile ilgili bilgi için ilgili bölüme bakınız.) İstenmeyen dolaşım sorunlarıyla birlikte görülebilen diğer tıbbi durumlar ise, diabetes mellitus, sistemik lupus eritematosus, hemolitik üremik sendrom, kronik enflamatuar barsak hastalığı (Crohn hastalığı / ülseratif kolit) ve orak hücreli anemidir. Kombine oral kontraseptiflerin kullanılması sırasında, migrenin sıklığında ve şiddetinde artış ortaya çıkması (bir serebrovasküler olayın habercisi olabilmesi açısından) ilacın derhal kesilmesi için bir neden olabilir. Venöz ya da arteriyel tromboz için kalıtsal ya da edinsel yatkınlığı belirleyebilen biyokimyasal faktörler aktive protein C (APC) direnci, hiperhomosisteinemi, antitrombin III eksikliği, protein C ve S yetersizliğini, antifosfolipid antikorları (antikardiolipin antikorlar, lupus antikoagulan) kapsamaktadır.

Risk-yarar karşılaştırması yapılırken, hekim uygun bir tedavi ile söz konusu tromboz riskinin azaltılabileceğini ve gebeliğe eşlik eden tromboz riskinin kombine oral kontraseptif kullanımında görülenden daha yüksek olduğunu göz önünde bulundurmalıdır. Tümörler: Bazı epidemiyolojik çalışmalarda uzun süre kombine oral kontraseptif kullananlarda servikal kanser riskinde artış görüldüğü bildirilmiştir. Ancak bu bulguların seksüel davranış ve human papilloma virus (HPV) gibi diğer faktörlerle bağlantısı da halen tartışılmaktadır. 54 epidemiyolojik çalışmayı kapsayan bir meta-analiz sonuçlarına göre halen oral kontraseptif kullanan kadınlarda meme kanserine rastlanma oranında hafif bir artış olduğu rapor edilmiştir. Bu risk artışı OC kullanımının kesilmesiyle birlikte 10 yıl içinde göreceli olarak ortadan kalkar.

Meme kanseri görülme sıklığı 40 yaşın altındaki kadınlarda düşük olduğundan, bu açıdan meme kanseri riski fazla anlamlı değildir. Bu artmış risk paterni , kombine oral kontraseptif kullanıcılarında meme kanserine erken tanı konması ya da kombine oral kontraseptiflerin biyolojik etkileri sonucu ortaya çıkabileceği gibi, ikisinin birleşimi ile de oluşabilir. Kullanıcılarda saptanan meme kanserleri klinik olarak, hiç kullanmamışlarda görülenden daha az ilerlemiş bulunur. Kombine oral kontraseptif kullananlarda, ender olarak selim karaciğer tümörleri ve daha da seyrek olarak habis karaciğer tümörleri bildirilmiştir.

İzole olgularda bu tümörler yaşamı tehdit eden batın içi kanamalara neden olmaktadır. Kombine oral kontraseptif kullanan kadınlarda, şiddetli üst batın ağrısı, karaciğer büyümesi ya da batın içi kanama belirtileri görüldüğünde ayırıcı tanıda karaciğer tümörü de düşünülmelidir. Diğerleri: Hipertrigliseridemisi olan ya da bu şekilde bir aile öyküsüne sahip bulunan kadınlarda, kombine oral kontraseptif kullanımıyla pankreatit gelişimi riskinde artış ortaya çıkabilir. Kombine oral kontraseptif alan kadınların çoğunda kan basıncında hafif artış görüldüğü bildirilmesine rağmen, klinik olarak anlamlı artış enderdir. Drospirenon, antimineralkortikoid etkisinden dolayı diğer kombine oral kontraseptifleri kullanan normal tansiyonlu kadınlarda etinilestradiol'e bağlı gelişen tansiyon yükselmesini olumlu yönde etkileyebilir.

Kombine oral kontraseptif kullanımı ve klinik hipertansiyon arasında ilişki görülmemiştir. Bununla beraber, kombine oral kontraseptif kullanımı sırasında ortaya çıkan klinik olarak belirgin bir hipertansiyon gelişiminde, hekimin kombine oral kontraseptif kullanımını kesmesi ve hipertansiyon tedavisine başlaması gerekir. Antihipertansif tedavi sırasında normal tansiyon değerlerinin elde edilmesi durumunda, kombine oral kontraseptif kullanımı tekrar gözden geçirilebilir. Otoskleroza bağlı işitme kaybı, herpes gestationis, Sydenham koreası, hemolitik üremik sendrom, sistemik lupus eritematosus, porfiria, safra taşı oluşumu, kolestaza bağlı sarılık ve/veya kaşıntı gibi durumların gebelik ve kombine oral kontraseptif kullanımı sırasında ortaya çıktığı ya da kötüleştiği bildirilmişse de, bunların kombine oral kontraseptiflerle olan ilişkisi kesinlik kazanmamıştır. Karaciğer fonksiyonlarında görülen akut ve kronik değişiklikler, kombine oral kontraseptif kullanımının fonksiyon testi değerleri normale dönene dek kesilmesini gerektirebilmektedir. Gebelik sırasında ilk kez ortaya çıkan ya da daha önce seks steroidlerinin kullanıldığı sırada görülmüş olan kolestatik sarılığın nüks etmesi kombine oral kontraseptif kullanımının kesilmesi gerekliliğini göstermektedir. Kombine oral kontraseptiflerin periferik insülin direnci ve glukoz toleransı üzerine etkisi olabilmesine rağmen, kombine oral kontraseptif kullanan hastalarda tedavi rejiminin değiştirilmesine gerek yoktur. Bununla birlikte, kombine oral kontraseptif kullanan diabetli kadınlar dikkatle izlenmelidir. Crohn hastalığı ve ülseratif kolit kombine oral kontraseptif kullanımıyla birlikte görülebilir.

Özellikle gebelik maskesi öyküsü olan kadınlarda daha belirgin olmak üzere kloasma ortaya çıkabilir. Kloasma eğilimi olan kadınlar kombine oral kontraseptif kullanımı esnasında güneşe çıkmaktan ya da ultraviole ışınlarına maruz kalmaktan kaçınmalıdır. Gebelik ve süt verme Yasmin'in gebelik kategorisi X'dir. Gebelerde ve gebelik şüphesi olan kadınlarda kullanımı kontrendikedir. Yapılan çok sayıdaki epidemiyolojik çalışmada, gebelik öncesinde kombine oral kontraseptif kullanan kadınlardan olan çocuklarda doğumsal defekt riskinde artış saptanmadığı gibi, gebeliğin erken dönemlerinde istemeyerek kombine oral kontraseptif alınması sonucunda da herhangi bir teratojenik etkiye rastlanmamıştır. Yasmin kullanımı esnasında bir gebelik meydana gelirse, ilaç derhal kesilmelidir. Yasmin emzirme döneminde kullanıldığında, süt miktarında bir azalma ve bileşiminde değişiklikler meydana gelebilir. Bundan ötürü, süt veren kadınlarda bebeğin emzirilme dönemi tam olarak sona erdirilmeden kombine oral kontraseptiflerin kullanılmaması önerilmektedir. Ayrıca çok az oranda etken madde ve/veya metabolitleri anne sütüne geçebilir; ancak, bu olayın çocuğun sağlığına olan olumsuz etkilerine ilişkin herhangi bir kanıt yoktur.

YASMIN 21 FİLM TABLET Kontrendikasyonları

Kombine oral kontraseptifler aşağıdaki koşulların varlığında kullanılmamalıdır, ve ilk kez kombine oral kontraseptif kullanımı sırasında bunlardan herhangi biri ortaya çıkacak olursa, tedavi hemen kesilmelidir. Tromboz (venöz veya arteriyel) varlığı veya öyküsü (örneğin, derin ven trombozu, pulmoner emboli, myokarden enfarktüsü, serebrovasküler olgu), Tromboz prodromu varlığı veya öyküsü (geçici iskemik atak, anjina pektoris), Vasküler tutulumlu diabetes mellitus, Venöz veya arteriyel tromboz için ciddi ya da bir çok risk faktörünün varlığı da kontrendikasyon olarak kabul edilir (Bkz. Uyarılar ve Önlemler), Karaciğer fonksiyon değerleri normale dönmedikçe, ciddi karaciğer hastalığı öyküsü veya varlığı, Karaciğer tümörü varlığı veya öyküsü (iyi veya kötü huylu), Seks steroidlerinin etkilediği meme veya genital organlara ait malignite durumlarının varlığı veya şüphesi, Tanı konulmamış vaginal kanama, Bilinen gebelik veya şüphesi Yasmin'in içerdiği maddjavascript:void(0)elerden herhangi birine aşırı duyarlılık hali.

YASMIN 21 FİLM TABLET Endikasyonları

Gebeliği önleyici etkisinin yanısıra antimineralokortikoid ve antiandrogenik etkileri sayesinde, hormona bağlı su tutulması ve buna bağlı semptomlarla, akne ve seboreden yakınan kadınlarda etkilidir.

7 Temmuz 2009 Salı

VERMIDON 500 MG 30 TABLET Dozu Kullanma

Hipertansiyon tedavisine etkin antihipertansif ilaçlar kullanarak düşük doz monoterapi ile başlanmalıdır. Monoterapinin etkili olmadığı durumlarda Accuzide endikedir. Accuzide'in günlük dozu sabahları bir tablettir. ACCUZİDE İLE KONTROL ALTINA ALINAMAYAN HASTALARDA ACCUZİDE DOZU YÜKSELTİLMEMELİDİR. Gereken durumlarda tedaviye ayrı ayrı ilaçlarla devam edilmelidir. Günlük doz 20 mg kinapril+25 mg hidroklorotiyazidi aşmamalıdır. Ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi dakikada 30 ml'nin altında olanlar) Accuzide kullanılmamalıdır. Böbrek fonksiyonları orta derecede kısıtlanmış hastalar (kreatinin klerensi 30-60 ml/dak.) ve yaşlı hastalarda kinapril dozunun azaltılması gerekli olabilir. Sirozlu hastalarda, kinaprilin ilk geçiş sırasında daha düşük oranda metabolize edilmesine bağlı olarak kinaprilatın plazma konsantrasyonu daha düşüktür. Doz Aşımı Aşırı dozda kullanım süresine bağlı olarak aşağıdaki belirtiler görülebilir: Persistan diürez, ağır hipotansiyon, bilinç bulanıklığı (komaya dek varabilen), bradikardi, kardiyovasküler şok, aritmi, konvülsiyon, parezi, paralitik ileus, elektrolit denge bozukluğu, böbrek yetmezliği. Dil, glottis ve/veya larinksi kapsayan hayatı tehdit edici nitelikteki anjiyonörotik ödemde aşağıda belirtilen önlemler acilen uygulanmalıdır: Doz aşımı ya da entoksikasyonda, terapötik önlemler ilacın alınma şekli ve zamanı yanında semptomların türüne ve şiddetine göre de değişir. Accuzide'in eliminasyonuna yönelik genel önlemlere (Accuzide alımını takip eden 30 dakika içinde mide lavajı uygulanması, adsorban ve sodyum sülfat verilmesi gibi) ek olarak hayati parametreler yoğun bakım koşullarında izlenmeli ve düzeltilmelidir. Kinapril ve hidroklorotiyazid, diyaliz ile önemli ölçüde uzaklaştırılamaz. Hipotansiyon mevcutsa, ilk önce izotonik sodyum klorür ve sıvı replasman tedavisi uygulanmalıdır. Yeterli yanıt alınamazsa intravenöz yoldan katekolamin verilebilir. Anjiyotensin II tedavisi denenebilir. Tedaviye dirençli bradikardi durumunda "pace-maker" uygulanmalıdır. Su, elektrolit, asit-baz dengesi yanında kan şekeri ve idrarla atılan maddelerin konsantrasyonları sürekli izlenmelidir. Hipokalemi durumunda potasyum desteği gereklidir.

VERMIDON 500 MG 30 TABLET Etkileşimler

Accuzide, diğer ADE inhibitörleri veya hidroklorotiyazid ile aşağıdaki maddelerin birlikte kullanımı sırasında şu etkileşimler bildirilmiştir: Sofra tuzu: Accuzide'in antihipertansif etkisinde azalma. Antihipertansif ilaçlar (diüretikler, betablokerler gibi), nitratlar, vazodilatörler, barbitüratlar, fenotiyazinler, trisiklik antidepresanlar, alkol: Accuzide'in antihipertansif etkisinde güçlenme. Analjezikler, antifilojistikler (asetil salisilik asit, indometazin gibi): Accuzide'in antihipertansif etkisinde olası azalma. Özellikle hipovolemili hastalarda akut böbrek yetmezliği ortaya çıkabilir. Yüksek doz salisilat uygulaması: Hidroklorotiyazide bağlı olarak, salisilatların merkezi sinir sistemi üzerindeki zararlı etkisinde güçlenme. Potasyum, potasyum tutucu diüretikler (spironolakton, amilorid, triamteren gibi) ve heparin gibi serum potasyum konsantrasyonunun yükselmesine yol açabilecek ilaçlar: ADE inhibitörlerinin yol açtıkları potasyum düzeyini yükseltici etkide güçlenme. Lityum: Serum lityum konsantrasyonunda yükselme (düzenli olarak kontrol edilmelidir.) ve buna bağlı olarak lityumun kardiyotoksik ve nörotoksik etkilerinde güçlenme. Alkol: Alkolün etkisinde güçlenme. Digitalis glikozitleri: Potasyum ve/veya magnezyum eksikliğine bağlı olarak digitalis glikozitlerinin etki ve yan etkileri artabilir. Oral antidiyabetikler ve insülin: Hidroklorotiyazidden dolayı etkinin zayıflaması. Katekolaminler (epinefrin gibi): Hidroklorotiyazide bağlı olarak etkide azalma. Potasyum kaybına yol açan diüretikler (furosemid gibi) glukokortikostreoidler, ACTH, karbenoksolon, amfoterisin B, penisilin G, salisilatlar ve laksatif alışkanlığı: Hidroklorotiyazide bağlı potasyum ve/veya magnezyum kaybında artış. Kolestramin veya kolestipol: Hidroklorotiyazidin emiliminde azalma. Allopurinol, sitotistikler, immunosupresifler, sistemik kortikosteroidler, prokainamid: Lökopeni. Sitostatikler (siklofosfamid, florourasil, metotraksat gibi): Hidroklorotiyazide bağlı olarak kemik iliğindeki zararlı etkilerin güçlenmesi (özellikle granülositopeni). Narkotikler, anestezikler: Hipotansif etkide güçlenme (anesteziste hastanın Accuzide kullandığı belirtilmelidir). Kas gevşeticiler (kürar benzeri): Hidroklorotiyazide bağlı olarak kas gevşetici etkinin güçlenmesi ve uzaması (anesteziste hastanın Accuzide kullandığı belirtilmelidir). Metildopa: İzole vakalarda hidroklorotiyazide karşı antikor oluşması nedeniyle hemoliz. Nöroleptik ilaçlar, imipramin: Kinaprilin antihipertansif etkisinde güçlenme. Tetrasiklinler: Tetrasiklinin emiliminde azalma.

VERMIDON 500 MG 30 TABLET Yan Etkileri

Accuzide veya diğer ADE inhibitörleri, hidroklorotiyazid tedavisi sırasında aşağıdaki istenmeyen etkilerin görüldüğü bildirilmiştir. Kardiyovasküler: Accuzide tedavisinin başlangıç döneminde, tuz ve/veya sıvı kaybı olan hastalarda (örneğin kusma, diyare veya daha önceden uygulanan diüretik tedavisi gibi nedenlere bağlı), ağır hipertansiyonlu hastalarda ve Accuzide dozunun arttırıldığı durumlarda bulanık görme, halsizlik ve baş dönmesi hissi ile nadiren bilinç kaybına kadar varabilen (senkop gibi) belirtilerle birlikte seyrek olarak kan basıncında aşırı düşme (hipotansiyon, ortostatik hipotansiyon) meydana gelebilir. Hidroklorotiyazid tedavisi sırasında, potasyum eksikliğine bağlı olarak elektrokardiyografik değişiklikler ve kardiyak ritm bozuklukları görülebilir. ADE inhibitörü tedavisi gören bazı hastalarda kan basıncının çok fazla düşmesine bağlı olarak aşağıdaki advers etkilerin görülebildiği bildirilmiştir: taşikardi, palpitasyon, aritmi, göğüs ağrısı, angina pektoris, miyokard enfarktüsü, geçici iskemik nöbet. Böbrekler: Nadiren, böbrek yetmezliği meydana gelebilir veya ilerleyebilir. İzole vakalarda akut böbrek yetmezliğine dönüşebilir. Çok seyrek olarak, bazen böbrek fonksiyonlarında kötüleşme ile seyreden proteinüri görüldüğü bildirilmiştir. Hidroklorotiyazid tedavisi gören izole vakalarda, akut böbrek yetmezliği ile sonlanan bakteriyel olmayan interstisyel nefrit meydana geldiği bildirilmiştir. Solunum sistemi: Seyrek olarak, kuru rahatsız edici öksürük ve bronşit, nadiren nefes darlığı, sinüzit, rinit, izole bronkospazm, seyrek olarak, muhtemelen hidroklorotiyazide karşı aşırı duyarlılık sonucu ortaya çıkan şok belirtileriyle birlikte pulmoner ödem bildirilmiştir. Öte yandan glosit ve ağız kuruluğu ile susama hissi meydana gelebilir. Seyrek olarak, ADE inhibitörü kullanımına bağlı larinks, farinks ve/veya dili de içeren angionörotik ödem bildirilmiştir. Bu durum görülürse derhal cilt altına 0.3-0.5 mg epinefrin uygulanmalı ya da EKG ve kan basıncı kontrolü altında intravenöz yoldan yavaş olarak 0.1 mg epinefrin verilmeli ve takiben glukokortikosteroid uygulanmalıdır. İntravenöz yoldan antihistaminik ve H2-reseptör antagonisti verilmesi de önerilir. Epinefrin uygulamasına ek olarak, eksikliği biliniyorsa C1-inaktivatörü de verilebilir. Sindirim sistemi: Seyrek olarak, bulantı, üst abdominal ağrı ve hazımsızlık, nadiren kusma, ishal, kabızlık ve iştahsızlık görülebilir. ADE inhibitörü tedavisi sırasında kolestatik sarılık, karaciğer fonksiyon bozukluğu, hepatit ve (sub)ileus ortaya çıkan hastaların bulunduğu bildirilmiştir. Deri ve kan damarları: Bazen ekzantem gibi alerjik deri reaksiyonları, nadiren ürtiker, kaşınma ve eritema multiforme gibi deri reaksiyonları, Stevens-Johnson sendromu, lupus erythematosus (çok ender olarak hidroklorotiyazid tedavisinden sonra) ya da dudakları, yüzü ve/veya ekstremiteleri de kapsayan anjiyonörotik ödem görülebilir. Bazı hastalarda deri değişikliklerine ateş, miyalji, artralji/artrit, vaskülit, eozinofili, lökositoz ve/veya ANA-titrasyonunda yükselme eşlik edebilir. Ağır deri reaksiyonlarında Accuzide tedavisine son verilmelidir. Ender vakalarda, anafilaktoid reaksiyonlar, psoriasis benzeri deri lezyonları, fotosensitivite, sıcak basması, terleme, alopesi, onikoliz ve Reynaud hastalığı olanlarda vasküler krampların şiddetlendiği bildirilmiştir. Özellikle yaşlı veya vasküler hastalığı bulunanlarda, yüksek hidroklorotiyazid dozlarında, hemokonsantrasyon sonucu nadiren trombüs ve emboli görülebilir. Hidroklorotiyazid tedavisi sırasında nadiren, terlemede azalma meydana geldiği gözlenmiştir. Sinir sistemi: Bazen, baş ağrısı, halsizlik, uyku artışı, apati, nadiren depresyon, baş dönmesi, uykusuzluk, impotans, uyuşukluk hissi ve parestezi, denge duyusunda bozulma, oryantasyon bozukluğu, ruhsal durumda dalgalanmalar, kulak çınlaması, bulanık görme ve kısmen sıvı ve elektrolit denge bozukluğuna bağlı olarak tat duyusunda değişme ya da geçici tat duyusu kaybı meydana gelebilir. Kas-iskelet sistemi: Nadiren kramp, iskelet kaslarında güçsüzlük, kas ağrısı ve potasyum eksikliğine bağlı parezi belirtileri ortaya çıkabilir. Laboratuvar tahlilleri: Bazen hemoglobin konsantrasyonunda, hematokrit, lökosit ve trombosit sayısında azalma görülebilir. Nadiren, özellikle böbrek yetmezliği, kolajen doku hastalığı olanlar ya da aynı anda allopurinol, prokainamid veya bağışıklık sistemini baskılayan bazı ilaçları kullananlarda anemi, trombositopeni, lökopeni, nötropeni, eozinofili ve izole vakalarda agranülositoz ya da pansitopeni görülebilir. Hidroklorotiyazid, bazen hipokalemi, hipokloremi, hipomagnezemi, hiperkalsemi, glikozüri ve metabolik alkaloza neden olabilir. Kan şekeri, kolesterol, trigliserit, ürik asit ve serum amilaz düzeyinde yükselmeye yol açtığı gözlenmiştir. Özellikle böbrek yetmezliği olan hastalarda bazen serum üre, kreatinin ve potasyum konsantrasyonu artabilir ve sodyum konsantrasyonu düşebilir. Proteinüri meydana gelebilir. Serum bilirubin ve karaciğer enzim konsantrasyonları ender olarak yükselebilir. Yukarıda belirtilen laboratuvar incelemeleri Accuzide tedavisine başlamadan önce yapılmalı ve tedavi sırasında düzenli aralıklarla tekrarlanmalıdır. Özellikle tedavinin başlangıç döneminde ve yüksek riskli hastalarda (böbrek yetmezliği, kolajen doku hastalığı olanlar, immünsüpresan ilaçlar, sitostatik ilaçlar, allopurinol, prokainamid, digital, glukokortikosteroid, laksatif kullananlar ve yaşlı hastalar) serum elektrolitleri, serum kreatinin düzeyi, kan şekeri ve kan sayımları daha sık aralıklarla kontrol edilmelidir. Accuzide tedavisi sırasında ateş, lenfoadenopati, ve/veya boğazda inflamasyon meydana gelirse hemen lökosit sayımı yapılmalıdır.

VERMIDON 500 MG 30 TABLET Uyarılar Önlemler

Dekstransülfan ile yapılan düşük dantiseli lipoprotein (LDL) aferezi sırasında (ağır hiperkolesterolemi) ADE inhibitörü kullanılması, hayatı tehdit eden aşırı duyarlılık reaksiyonlarına yol açabilir. Arı ve yaban arısı gibi böcek toksinlerine karşı alerjik reaksiyonları azaltmak veya yok etmek amacıyla yapılan tedaviler (duyarsızlaştırma tedavisi) sırasında ADE inhibitörü kullanılması, bazen hayatı tehdit eden aşırı duyarlılık reaksiyonlarına (hipotansiyon, solunum yetmezliği, kusma, alerjik deri reaksiyonları gibi) neden olabilir. LDL aferezi ve duyarsızlaştırma tedavisinin gerektiği durumlarda, preparat başka bir antihipertansif ile değiştirilmelidir. Kadın hastalarda Accuzide gibi bir ADE inhibitörü tedavisine başlamadan önce gebeliğin olmadığı belirlenmelidir. Accuzide tedavisi sırasında gebeliğe karşı gereken önlemler alınmalıdır. Tüm önlemlere rağmen Accuzide tedavisi sırasında gebelik ortaya çıkarsa, özellikle gebeliğin son altı aylık döneminde Accuzide kullanılması bebeğe zarar verebileceği için, bebek açısından daha düşük risk taşıyan başka bir tıbbi tedaviye geçilmelidir. Emziren annelerde tedavi zorunluysa emzirmeye son verilmelidir. Accuzide, aşağıda belirtilen durumlarda risk ve yararlar iyice değerlendirildikten sonra ve bazı klinik ve laboratuvar-kimyasal parametreler yakından izlenerek kullanılabilir. Klinik açıdan önemli proteinüri (günde 1 gramdan fazla) İmmün yetmezlik ya da kolajen doku hastalığı (Lupus erythematosus, skleroderma gibi) Bağışıklık sistemini zayıflatan sistemik ilaçların (kortikosteroidler, sitostatikler, antimetabolitler gibi), allopurinol, prokainamid ve lityum kullanımı Gut Hipovolemi Serebral skleroz Koroner skleroz Diabetes mellitus Karaciğer yetmezliği Not Accuzide tedavisine başlamadan önce böbrek fonksiyonları kontrol edilmeli ve tuz/sıvı dengesi sağlanmalıdır. Özellikle tedavinin başlangıcında, aşağıda belirtilen durumlarda kan basıncı ve/veya gereken laboratuvar parametreleri çok yakından izlenmelidir: Böbrek yetmezliği olanlar (serum kreatinin 1.8 mg/100 ml'den yüksek ya da kreatinin klerensi 30-60 ml/dak. olanlar) Ağır hipertansiyonlu hastalar 65 yaşından büyük hastalar Accuzide tedavisi sırasında, yüksek geçirgenlikli poliakrilnitril-metilsülfonat membranı (örn.AN 69) ile yapılan diyaliz ve hemofiltrasyon uygulaması hayatı tehdit eden şok dahil aşırı duyarlılık reaksiyonlarına yol açabileceğinden, acil diyaliz ya da hemofiltrasyon gereken durumlarda ADE inhibitörleri dışında başka bir antihipertansif ilaca geçilmeli ya da başka bir membran kullanılmalıdır.Gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi için hekime hastanın ADE inhibitörü kullandığı ya da diyaliz uygulandığı mutlaka bildirilmelidir. Hipertansiyon nedeniyle Accuzide kullanılırken düzenli kontrol gereklidir. Kişilerin reaksiyonlarının aynı olmamasına bağlı olarak, motorlu taşıtlar dahil araç kullanma becerisi azalabilir. Bu durum, özellikle tedavinin başlangıç dönemleri, başka ilaçlardan bu tedaviye geçerken ve alkol alındığı zamanlarda geçerlidir. Doz yükseltilmesi, özellikle tuz ve/veya sıvı kaybı olan hastalarda (örneğin kusma/diyare, daha önce uygulanmış diüretik tedavisine bağlı kayıplar) kan basıncının aşırı düşmesine yol açabilir. Bu tür hastalar en az 6 saat süreyle yakından izlenmelidir.

VERMIDON 500 MG 30 TABLET Kontrendikasyonları

Accuzide aşağıda belirtilen durumlarda kullanılmamalıdır: -Kinapril hidroklorür, tiyazid ve olası çapraz reaksiyonlar nedeniyle sülfonamidlere karşı aşırı duyarlılık. -Anjiyonörotik ödem hikayesi olanlar (daha önceden uygulanan ADE-inhibitör tedavisi sırasında ortaya çıkan) -Ağır böbrek yetmezliği (serum kreatinini 1.8 mg/100ml'den yüksek ya da kreatinin klirensi 30 ml/dak.'dan az olanlar) -Diyaliz hastaları -Renal arter stenozu (bilateral veya tek böbrek varsa unilateral) -Böbrek naklinden sonra -Hemodinamik açıdan sorun yaratan aort veya mitral kapak stenozu ya da hipertrofik kardiyomiyopati -Dekompanse kalp yetmezliği -Primer hiperaldosteronizm -Ağır karaciğer yetmezliği (hepatik prekoma/koma) ya da primer karaciğer hastalığı -Klinik açıdan önemli elektrolit denge bozukluğu (hiperkalsemi, hiponatremi, hipokalemi) -Çocuklar (yeterli klinik deneyim olmadığından) -Hamilelik

VERMIDON 500 MG 30 TABLET Endikasyonları

Ağrı Kesici, Ateş Düşürücü

DIDERAL 40 MG 50 TABLET Dozu Kullanma

Hipertansiyonda 2x40mg/gün dozda başlanır, idame dozu 2x60-120mg/gün'dür. Angina pektoriste yemeklerden ve yatarken 3-4x10-20mg/gün'dür. (optimum doz 150mg ve max doz 320mg) Aritmide yemeklerden önce ve yatarken 3-4x10-30mg/gün'dür, Migrende 2-3 eşit kısımda 80mg/gün dozda başlanır ve idame dozu 2-3x80mg/gün'dür, Hipertrofik subaortik stenozda 3-4x2-40mg/gün, Feokromsitomada ameliyat öncesi 3 gün süreyle 60mg/gün (3-4 eşit dozda) ve ameliyat edilmeyen tümörlerde ise 3x10mg/gün dozda kullanılır.

DIDERAL 40 MG 50 TABLET Etkileşimler

Birlikte kullanıldığında, digoksin ve metotreksat'ın serum düzeyleri yükselebilir, siklosporin'in nefrotoksisitesi artabilir. Diklofenak Sodyum, lityum'un renal klerensini azaltarak, lityum plazma düzeyini arttırabilir. Direkt bir sebep ilişkisi ortaya konmamış olmakla birlikte ; insülin ya da hipoglisemik ajan kullananlarda, bu ilaçların dozunu yeniden ayarlamak gerekebilir. Diüretiklerin aktivitesini inhibe edebilir ; potasyum tutucu diüretikler ile birlikte kullanıldığında, serum potasyum düzeyi izlenmelidir. Genel bir uygulama olarak ; diğer enjektabl çözeltiler ile karıştırarak verilmemelidir. Diğer NSAI ve glukokortikoid ilaçlarla birlikte kullanıldığında yan etkiler artabilir. Diğer NSAI ilaçlarda olduğu gibi yüksek dozda (200 mg'ın üzeri) kullanılan Diklofenak Sodyum trombosit agregasyonunu geçici olarak inhibe edebilir. Bütün diğer NSAI ilaçlarda olduğu gibi, Metotreksat ile aynı dönemde kullanıldığında,Metotreksat alındıktan 24 saat önce ve sonra Diklofenak Sodyum dikkatle uygulanmalıdır.

DIDERAL 40 MG 50 TABLET Yan Etkileri

Baş dönmesi, bulantı, kusma, halsizlik, sersemlik, yorgunluk ve uyku hali gibi yan etkiler görülebilir.

DIDERAL 40 MG 50 TABLET Uyarılar Önlemler

Bronkospazma yol açabilir. Bronşiyal astım, allerjik rinit, 1.dereceden A. Angina pektorisli hastalarda ilaç aniden kesilmemelidir. Kalp rezervinin fakir olduğu miyokard yetersizliklerinde hasta dijitalize edilmelidir. Gelişen tirotoksikoz ve hiperglisemi belitilerini maskeliyebilir. Wolf-Parkinsonda pacemaker gerektirecek bradikardi oluşabilir. Muhtemel bir blokaja engel olmak için feokromstoma dışında ameliyattan 48 saat önce kullanılmaz. Gebelerde mutlak gerekmedikçe kullanılmaz. Renal ve hepatik yetersizlikde ve reserpinle birlikte kullanımlarda dikkatli olunmalıdır.

DIDERAL 40 MG 50 TABLET Kontrendikasyonları

V blok, sinüsbradikardisi, kardiyojenik şok, konjestif kalp yetmezliği ve pulmoner hipertansiyon yanında sağ ventrikül yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir.

DIDERAL 40 MG 50 TABLET Endikasyonları

Anjina pektoris, anksiyete taşikardisi, aritmi, esansiyel tremorda, hipertansiyon, hipertrofik obstruktive kardiyomiyopati, MI sonrası profilaksi, migren profilaksisi, portal hipertansiyon, semptomları palpitasyon, terleme ve tremor olan anksiyetede, teoknomasitoma ve tiritoksikozda endikedir.

6 Temmuz 2009 Pazartesi

MUSCORIL 4 MG 20 KAPSUL Dozu Kullanma

AMPUL :
Yetişkinler :

Günde 2 defa 1 ampul (4 mg) İ.M. uygulanır. Şiddetli kas kramplarında tedaviye günde 2 defa intramüsküler uygulanan 1 ampul (4 mg) ile başlanır. Ampul formu ile önerilen tedavi süresi 3-5 gündür. Gerekirse tedavi 5-7 gün, oral olarak günde 2 defa 2 kapsül (8 mg) ile sürdürülür. Fizik tedavi seanslarında hazırlık için; kas gevşetici etkinin elde edilmesi için gereken süre (İ.M. enjeksiyondan sonra 30-40 dakika) göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuklarda :
Tiyokolsikosidin çocuklarda kullanımı önerilmektedir.
KAPSÜL:
Yetişkinlerde :

Günde 2 defa 2 kapsül (8 mg) uygulanır. tedavi süresi 5-7 gündür. Kapsüller tok karnına alınmalıdır. Şiddetli kas kramplarında tedaviye günde 2 defa intramüsküler uygulanan 1 ampul (4 mg) ile başlanır. Ampul formu ile önerilen tedavi süresi 3-5 gündür. Fizik tedavi seanlarında hazırlık için; kas gevşetici etkinin elde edilmesi için gereken süre (1-2 saat) göz önünde bulundurulmalıdır.
Çocuklarda :
Tiyokolsikosidin çocuklarda kullanımı önerilmektedir.

MUSCORIL 4 MG 20 KAPSUL Etkileşimler

Herhangi bir etkileşim bildirilmemiştir. Ancak benser etkideki diğer ilaçlarla birlikte kullanıldığında dikkatli olunmalıdır.

MUSCORIL 4 MG 20 KAPSUL Yan Etkileri

AMPUL :
İ.M. uygulama sonrasında nadir olarak tansiyon düşmesi, geçici bilinç bulanıklığı veya eksitasyon bildirilmişitir.
Tiyokolsikaside karşı aşırı duyarlığa bağlı olarak deri belirtileri ortaya çıkabilir.
KAPSÜL :
Nadiren sindirim şikayetlerine (gastralji, ishal) yol açabilir.

MUSCORIL 4 MG 20 KAPSUL Uyarılar Önlemler

MUSCORIL 4 MG 20 KAPSUL Uyarılar Önlemler

Hayvanlar üzerinde herhangi bir teratojen etki bildirilmemiştir. Bu deneysel çalışmalar, klinik veri bulunmadığı için ilacın insanlar üzerindeki malformasyon etkisinin belirlenmesine yeterli değildir.
Laktasyonda kullanımı :
İlacın anne sütüne geçtiği bilinmektedir.
Emziren kadınlarda ilacın hasta için önemi dikkate alınarak, ya ilaç ya da emzirme kesilmelidir.

MUSCORIL 4 MG 20 KAPSUL Kontrendikasyonları

Tiyokolsikoside aşırı duayralılığı olanlarda, adate hipotonisinde, gevşek parolizide kontrendikedir.

MUSCORIL 4 MG 20 KAPSUL Endikasyonları

Tiyokolsikosid aşağıda belirtilmiş olan durumlarda, ağrılı kas spazmlarının semptomatik tedavisi amacıyla kullanılır:
- Tortikolis, dorsalji, lombalji gibi dejeneratif vertebra hastalıkları ve vertebranın statik patolojileri
- Spastisitenin eşlik ettiği travmatolojik ve nörolojik kökenli bozukluklar
- Rehabilitasyon sırasında

DEBRIDAT FORT 200 MG 40 TABLET Dozu Kullanma

Tablet, günde 3 kez 1-2 tablet; fort tablet, günde 3 kez 1 tablet; süspansiyon 6 aya kadar olan çocuklarda günde 2-3 kez 1/2 ölçek, 6 ay-1 yaş arası günde 2 kez 1 ölçek, 1-5 yaş arası günde 3 kez 1 ölçek, 5 yaşından büyük çocuklar günde 2-3 kez 1/2 ölçek, 6 ay-1 yaş arası günde 2 kez 1 ölçek, 1-5 yaş arası günde 3 kez 1 ölçek, 5 yaşından büyük çocuklar günde 3 kez 2 ölçek, erişkinler günde 3 kez 2-4 ölçek.

DEBRIDAT FORT 200 MG 40 TABLET Uyarılar Önlemler

Gebeliğin ilk 3 ayında ve emzirmede önerilmez.

DEBRIDAT FORT 200 MG 40 TABLET Kontrendikasyonları

Bileşkenlerden herhangi birine karşı daha önceden oluşmuş aşırı duyarlılık.

DEBRIDAT FORT 200 MG 40 TABLET Endikasyonları

Irritabl kolon sendromu, fonksiyonel sindirim bozuklukları.

MINOSET PLUS 30 TABLET Dozu Kullanma

Şurup: 1 yaşından küçük çocuklarda: Günde 3-4 defa 1/2 -1 ölçek; 1-5 yaş arası çocuklarda: Günde 3-4 defa 1 - 1½ ölçek; 6-12 yaş arası çocuklarda: Günde 3-4 defa 1½ - 3 ölçek Doz çocuğun yaşına ve kilosuna göre ayarlanmalıdır. Her 6 saatte bir 60 mg/kg/gün hesabıyla yani herbiri 15 mg/kg olarak 4 defada verilmelidir. Minoset pediatrik şurup bir bardak suya, süte veya meyve suyuna karıştırılarak da içilebilir. - Tablet: Günde 3-4 defa; erişkinlerde 1-2 tablet; 9-12 yaş arası 1 tablet; 6-9 yaş arası ½ tablet Doz Aşımı: Ilacın toksik dozlarda alımından sonraki 2-3 saat içinde bulantı, kusma, karın ağrıları oluşur. Ilaç henüz alınmışsa, Ipeka şurup ile kusturma veya gastrik aspirasyon ve lavaj yapılmalıdır. Antidot olarak 16 saat içinde asetil sistein veya metionin verilmelidir.

MINOSET PLUS 30 TABLET Yan Etkileri

Parasetamol nadiren alerjik ve aşırı duyarlılık reaksiyonlarına ve makülopapüler döküntülere neden olabilir. Ilaç kesildiğinde ortadan kalkar.

MINOSET PLUS 30 TABLET Uyarılar Önlemler

Anemili veya kardiyak, pulmoner, renal ya da hepatik hastalıkları olan kişilerde doktor kontrolü olmadan kullanılmamalıdır.

MINOSET PLUS 30 TABLET Kontrendikasyonları

Parasetamole karşı aşırı duyarlılık ve karaciğer hastalığı.

5 Temmuz 2009 Pazar

MINOSET PLUS 30 TABLET Endikasyonları

Minoset hafif ve orta derecede ağrı kesici ve ateş düşürücü etki gösterir. Baş ve diş ağrıları, miyalji, nevralji, tüm müsküloskeletal ve tonsilektomi ağrılarında analjezik; soğuk algınlığı, influenza ve diğer bakteriyel ve viral enfeksiyonlarda ise hem analjezik hem de antipiretik etki gösterir.

3 Temmuz 2009 Cuma

RETROVİR 200 MG/20ML Formulü

Her amber renkli cam steril flakon, 20 ml berrak, renksiz ile açık sarı arası, steril sulu çözeltide 200 mg zidovudin içerir. Yardımcı maddeler: pH ayarı için hidroklorik asit veya sodyum hidroksit.

ETOL FORT Dozu Kullanma

Etol Fort Film Tablet, romatizmal hastalıklarda; genel olarak günde 2 kez 400 mg dozunda, akut enflamatuvar ve ağrılı olgularda ise; günde 3 kez 400 mg dozunda kullanılır. Maksimum günlük doz 1200 mg'dır. 60 kg veya daha hafif hastalarda Etol Fort Film Tablet'in günlük total dozu 20 mg/kg'ı aşmamalıdır. Etol Fort Film Tablet'in yemeklerle birlikte 1 bardak su ile alınması önerilir. 15 yaşın altında çocuklarda güvenilirliği belirlenmediğinden kullanılmamalıdır. Yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekmez. AŞIRI DOZ Hasta kusturulur ya da gastrik lavaj yapılır. Aktif kömür verilir. Destekleyici genel tedavi prensipleri uygulanır.

ETOL FORT Etkileşimler

Etol Fort Film Tablet yüksek oranda proteinlere bağlandığından birlikte kullanımları sırasında proteinlere yüksek oranda bağlanan diğer ilaçların (antikoagülanların) dozlarında ayarlama yapmak gerekir. -Etodolak�ın glyburide(glibenclamide) ile birlikte kullanımında belirgin bir farmakokinetik ya da farmakodinamik etkileşme görülmemiştir. -Etodolak�ın, diğer NSAİ İlaçlar gibi, renal prostaglandinler üzerine olan etkileri nedeniyle; siklosporin, digoksin, lityum ve metotreksat ile birlikte kullanımı, söz konusu ilaçların eliminasyonunda değişikliğe yol açabilir ve sonuçta bu ilaçların serum düzeylerinde oluşan yükselmeler toksisite artışına neden olabilir. Siklosporin, digoksin, lityum ve metotreksat ile birlikte Etodolak ya da başka bir NSAİ ilaç kullanan hastalar (özellikle böbrek fonksiyonları bozulmuş olanlar), söz konusu ilaçlara bağlı spesifik toksisite gelişmesi açısından gözlenmelidir. -Kardiyak, renal veya hepatik yetmezliği olan, diüretik kullanan hastalarda Etodolak dikkatle kullanılmalıdır. - Etodolak aşağıdaki ilaçlarla birlikte kullanıldığında aditif etkileşmeye neden olur. - Tiklopidinin trombositler üzerindeki antiagregan etkisini artırır. Birlikte kullanım sıra- sında kanama zamanı takip edilmelidir.Diğer non-steroidal antienflamatuvar ajanlarla birlikte kullanıldığında ülser ve hemoraji riski artar. - Etodolak�ın fenitoin ile birlikte kullanımında belirgin bir farmakokinetik etkileşme görülmemiştir. - Erlich reaktifi ile bilirübin tayini (idrarda Etodolak'ın fenolik metabolitlerinin bu- lunması nedeni ile) yanlış pozitif sonuç verebilir.

ETOL FORT Yan Etkileri

Gastrointestinal : Bulantı, epigastrik ağrı, diyare, gaz, konstipasyon görülebilir. Bu etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Yapılan çalışmalarda Etodolak�ın diğer non-steroidal antienflamatuvar ilaçlara oranla gastrointestinal sistemde daha az kanamaya neden olduğu saptanmıştır. Hipersensitivite reaksiyonları: *Dermatolojik (döküntü, kaşıntı) *Respiratuvar( aspirin veya diğer non-steroidal antienflamatuvar ilaçlarla tedavi sırasında astma, rinit ve ürtiker gelişmiş kişilerde astma krizleri gelişebilir). Hepatik: Serum transaminazlarında hafif ve geçici yükselmeler olabilir. Nörolojik: Baş ağrısı, baş dönmesi, yorgunluk görülebilir.

ETOL FORT Uyarılar Önlemler

Diğer NSAİ İlaçlar gibi Etodolak trombosit fonksiyonunu azaltabilir. Özellikle antikoagülan tedavi gören hastalar gastrointestinal belirtiler yönünden takip edilmeli, kanama meydana gelmiş ise tedavi kesilmelidir. Etol Fort Film Tablet 15 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır. Kalp yetmezliği olanlarda, sirotik ve nefrotiklerde, diüretik alanlarda, kronik renal ve hepatik yetmezliği olanlarda ve özellikle yaşlı kişilerde tedavinin başlangıcında renal ve hepatik fonksiyonların gözlenmesi gereklidir. Prostaglandin sentezini inhibe eden ilaçlar gebe hayvanlarda distosiye ve doğumun gecikmesine neden olabilir. Bazı prostaglandin sentetaz inhibitörleri ductus arteriosus'un erken kapanmasına neden olabilir. Güvenilirliği saptanmadığından hamilelerde ve emzirenlerde kullanılmamalıdır.

ETOL FORT Kontrendikasyonları

Etol Fort Film Tablet, Etodolak'a duyarlı kişilerde, peptik ülser hikayesi olan veya aktif peptik ülserli hastalarda kullanılmamalıdır. Olası bir kros-reaksiyondan dolayı aspirin veya diğer non-steroidal antienflamatuvar ilaçlarla tedavi sırasında astma, rinit veya ürtiker gelişen hastalarda da kullanılmamalıdır.

ETOL FORT Endikasyonları

Osteoartrit, * Romatoid artrit, * Ankilozan spondilit gibi romatizmal hastalıklarda , * Orta ve hafif şiddetteki ağrıların giderilmesinde (yumuşak doku enflamasyonlarına bağlı ağrılar, adele ağrıları, diş ağrıları ve dental cerrahi girişim sonrası ağrılar, dismenore, vasküler kökenli baş ağrıları gibi) kullanılır.

2 Temmuz 2009 Perşembe

FORTUM 2 GR 1 FLAKON Dozu Kullanma

(Hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde) Seftazidim dozajı enfeksiyonun şiddetine, duyarlılığına, tipine, yerine ve hastanın yaşı ve böbrek fonksiyonuna bağlıdır. Yetişkinler: 2 veya 3'e bölünmüş dozlarda i.v. veya i.m. enjeksiyon şeklinde günde 1-6 g'dır. Üriner sistem ve daha az şiddetli enfeksiyonlarda: Her 12 saatte bir 500 mg veya 1g. Çoğu enfeksiyonlar: Her 8 saatte bir 1 g veya her 12 saatte bir 2 g. Özellikle bağışıklığı bastırılmış, nötropenili hastalar dahil çok şiddetli enfeksiyonlarda: Her 8 veya 12 saatte bir 2 g ya da her 12 saatte bir 3g. Psödomonal akciğer enfeksiyonlu fibrokistik yetişkinlerde: 3'e bölünmüş dozlarda 100-150 mg/kg/gün. Normal böbrek fonksiyonlu yetişkinlerde herhangi bir ters etki görülmeksizin günde 9 g kullanılmıştır. Bebekler ve çocuklar (2 aydan büyük): 2 veya 3'e bölünmüş dozlarda 30-100 mg/kg/gün. Bağışıklığı bastırılmış veya fibrokistik çocuklardaki enfeksiyonlarda ve menenjitli çocuklarda 3'e bölünmüş dozlarda günde 150 mg/kg (maksimum 6 g/gün)’a kadar verilebilir. Yenidoğanlar (0-2 aylık): 2'ye bölünmüş dozlarda 25-60 mg/kg/gün. Yenidoğanlarda serum yarılanma ömrü yetişkinlerdekinin 3-4 katı olabilir. Yaşlılıkta kullanımı: Akut olarak hasta yaşlılarda seftazidimin azalmış klerensi gözönüne alınarak, özellikle 80 yaşını aşanlarda günlük dozaj 3 g'ı aşmamalıdır. Cerrahi profilakside dozaj: Ameliyat tipi, süresi ve kontaminasyon riskinin derecesine bağlı olarak 1 g (i.m.) veya 1-2 g (i.m.-i.v.) ameliyattan önce tek doz halinde verilir (çok kısa süreli profilaksi). Duruma göre bu dozlar ameliyattan sonra tekrarlanabilir (kısa süreli profilaksi). Böbrek yetmezliğinde dozaj: Böbreklerle değişmeden itrah edilir. Bu nedenle seftazidim dozajı, böbrek fonksiyonu yetersiz hastalarda azaltılmalıdır. Böbrek yetmezliğinden kuşkulanılan hastalarda, başlangıç yükleme dozu olarak 1 g verilebilir, ancak idame dozunun tayini için glomerüler filtrasyon hızı (GFH) saptanmalıdır. Tavsiye edilen idame dozları için aşağıdaki tablo kullanılabilir.

Kreatinin klerensi

(ml/dak)


Yaklaşık serum

kreatinin değeri

(μmol/l, mg/dl)


Tavsiye Edilen

sefdazidim birim dozu


Dozaj Sıklığı
>50

<150

(<1.7)
Normal Dozaj Normal Dozaj
50-31

150-200

(1.7-2.3)
1g 12 saat ara ile
30-16

200-350

(2.3-4.0)
1g 24 saat ara ile
15-6

350-500

(4.0-5.6)
500 mg 24 saat ara ile
<5

>500

(>5.6)
500 mg 48 saat ara ile

Şiddetli enfeksiyonlarda birim doz % 50 artırılmalı veya doz sıklığı artırılmalıdır. Böyle hastalarda seftazidim serum düzeyleri kontrol edilmeli ve çukur konsantrasyonlar 40 mg/l'yi geçmemelidir. Çocuklarda kreatinin klerensi vücut yüzeyi alanına ve yağsız vücut kütlesine göre ayarlanmalıdır.

Hemodiyaliz: Serum yarılanma ömrü hemodiyaliz sırasında 3 ila 5 saat arasında değişir. Her hemodiyaliz periyodunu takiben yukarıdaki tabloda önerilen idame dozu tekrarlanmalıdır. Peritonal diyaliz: Seftazidim peritonal diyaliz ve devamlı ayakta periton diyalizinde (CAPD) kullanılabilir. İntravenöz kullanıma ilaveten seftazidim diyaliz sıvısına katılabilir (2 litre diyaliz sıvısı için 125-250 mg). Yoğun bakım ünitelerinde, böbrek yetmezliği olan, devamlı arteriyövenöz hemodiyaliz veya yüksek akışlı hemofiltrasyon uygulanan hastalara 1 g günde tek doz şeklinde veya bölünmüş olarak verilebilir. Düşük akışlı hemofiltrasyonda böbrek yetmezliğinde tavsiye edilen dozaj uygulanır. Venovenöz hemofiltrasyon ve venovenöz hemodiyaliz uygulanan hastalarda aşağıdaki tablolarda verilen değerler uygulanmalıdır.

Devamlı venovenöz hemofiltrasyonda seftazidim dozu
Kreatinin klerensi (ml/dak) Ultrafiltrasyon hızına (ml/dak) göre idame dozua (mg)
5 16.7 33.3 50
0 250 250 500 500
5 250 250 500 500
10 250 500 500 750
15 250 500 500 750
20 500 500 500 750


Kreatinin klerensi (ml/dak) Diyaliz akış hızına (l/saat) göre idame dozua (mg):
1.0 2.0
0.5 1.0 2.0 0.5 1.0 2.0
0 500 500 500 500 500 750
5 500 500 750 500 500 750
10 500 500 750 500 750 1000
15 500 750 750 750 750 1000
20 750 750 1000 750 750 1000

Aşırı Dozaj Aşırı dozaj ensefalopati, konvülsiyonlar ve komayı içeren nörolojik sekellere yol açabilir. Seftazidim serum düzeyleri hemodiyaliz veya peritonal diyaliz ile azaltılabilir.

Farmasötik Önlemler ve Saklama Koşulları Geçimsizlikleri: Fortum, Sodyum Bikarbonat Enjektabl içinde diğer intravenöz sıvılarda olduğundan daha az stabildir. Bu yüzden bikarbonat seyreltici olarak tavsiye edilmez. Seftazidim solüsyonuna vankomisin ilave edildiğinde çökelti oluştuğu rapor edilmiştir. Bu açıdan bu iki ilacın verilmesi arasında verme seti ve intravenöz sistem Enjeksiyonluk Su BP veya serum fizyolojik ile temizlenmelidir. Fortum flakonları 25oC'nin altında saklanmalıdır. Geçici olarak 30oC'den yüksek olmayan ısılarda 2 aya kadar saklanma ilaca zararlı bir etki yapmaz. Sulandırılmamış flakonlar ışıktan korunmalıdır. ÇOCUKLARIN ULAŞAMAYACAKLARI YERLERDE VE AMBALAJINDA SAKLAYINIZ.

FORTUM 2 GR 1 FLAKON Etkileşimler

Yüksek doz sefalosporinlerle, nefrotoksik ilaçların birlikte verilmesi böbrek fonksiyonlarını olumsuz olarak etkileyebilir.

Kloramfenikol in vitro olarak seftazidim ve diğer sefalosporinlerle antagonistiktir. Bu bulgunun klinik ilişkisi bilinmemektedir, fakat seftazidimin kloramfenikol ile birlikte verilmesi durumunda antagonizma olasılığı düşünülmelidir.

Seftazidim idrarda glukoz tayininde kullanılan enzim esaslı testleri bozmaz, fakat bakırın indirgenmesine dayanan testleri hafifçe etkileyebilir (Benedict, Fehling, Clinitest). Seftazidim kreatinin için alkali pikrat tayinini etkilemez.

Fortum aminoglikozid antibiyotiklerle birlikte kullanılabilir, ancak aralarında farmasötik geçimsizlik olduğundan aynı enjektör içinde verilmemeli, aynı solüsyon içinde karıştırılmamalıdır.

FORTUM 2 GR 1 FLAKON Yan Etkileri

Seyrek olarak aşağıdaki yan etkiler görülebilir: Lokal: i.v. uygulamayı takiben flebit veya tromboflebit; i.m. uygulamayı takiben ağrı ve/veya enflamasyon. Aşırı duyarlılık: Makülopapüler veya ürtikeryal döküntüler, ateş, kaşıntı ve çok nadir olarak anjiyoödem ve anafilaksi (bronkospazm ve/veya hipotansiyon dahil). Diğer sefalosporinlerde olduğu gibi nadiren toksik epidermal nekroliz, eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu bildirilmiştir. Gastrointestinal: Diyare, bulantı, kusma, karın ağrısı, çok nadiren ağızda pamukçuk veya kolit. Diğer sefalosporinlerde olduğu gibi, kolit Clostridium difficile'ye bağlı olabilir ve psödomembranöz kolit görülebilir. Genito-üriner: Kandidiyazis, vajinit. Merkezi sinir sistemi: Baş ağrısı, baş dönmesi, parestezi ve kötü tad. Böbrek yetmezliği olan ve seftazidim dozu uygun olarak azaltılmamış hastalarda titreme, miyokloni, konvülziyonlar ve ensefalopati, koma gibi nörolojik sekel bildirilmiştir. Laboratuvar testlerinde değişme: Seftazidim tedavisi sırasında görülen geçici değişiklikler şunlardır. Eozinofili, pozitif Coombs testi, çok nadiren hemolitik anemi, trombositoz, bir veya birkaç hepatik enzimde, ALT (SGPT), AST (SGOT), LDH, GGT ve alkalin fosfatazda yükselmeler. Diğer sefalosporinlerde olduğu gibi kan üre, kan üre azotu ve/veya serum kreatininde nadiren geçici yükselmeler gözlenmiştir. Çok nadir olarak, lökopeni, nötropeni, agranülositoz, trombositopeni, lenfositoz bildirilmiştir. Hastaların % 5'inde pozitif Coombs testi gelişebilir ve bu kanın ‘cross-matching’ ini etkileyebilir.

BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE HEKİMİNİZE BAŞVURUNUZ.

FORTUM 2 GR 1 FLAKON Uyarılar Önlemler

Tedaviye başlamadan önce, hastaların hikayelerinde seftazidime, penisilinlere ve sefalosporinlere karşı aşırı hassasiyeti olup olmadığı dikkatle araştırılmalıdır. Penisilin ve diğer beta laktamlara karşı alerjik reaksiyon geçirmiş olan kişilerde dikkatli kullanılmalıdır. Alerjik reaksiyonlar görülürse seftazidim kesilmelidir. Ciddi hipersensitivite reaksiyonları adrenalin, antihistaminik, hidrokortizon veya diğer acil ilkyardım önlemlerini gerektirebilir.

Yüksek dozda sefalosporinlerle aminoglikozidler veya etkin diüretikler (örneğin furosemid) gibi nefrotoksik ilaçların birlikte verilmesi böbrek fonksiyonlarını ters olarak etkileyebilir. Klinik tecrübeler seftazidim ile tavsiye edilen doz seviyesinde bir problem olmasının pek muhtemel olmadığını göstermiştir. Normal terapötik dozlarda seftazidimin böbrek fonksiyonlarını ters olarak etkilediğine dair bir kanıt yoktur. Seftazidim böbrek yoluyla elimine edildiğinden böbrek fonksiyonunun bozukluk derecesine göre dozaj azaltılmalıdır. Nadiren doz uygun olarak azaltılmadığında nörolojik sekel bildirilmiştir (Bkz. Kullanım şekli ve dozu ve Advers etkiler/Yan Etkiler). Seftazidim anne sütüne düşük konsantrasyonlarda geçer ve emziren annelerde dikkatli kullanılmalıdır. Diğer geniş spektrumlu antibiyotiklerde olduğu gibi, uzun süreli kullanımı duyarlı olmayan mikroorganizmaların (örneğin; Candida, enterokoklar) çoğalmasına neden olabilir, bu durumda tedaviyi kesmek veya uygun önlemleri almak gerekebilir. Hastanın durumunun sık sık gözden geçirilmesi önemlidir. Diğer geniş spektrumlu sefalosporinler ve penisilinlerde olduğu gibi, Enterobacter ve Serratia türlerinin daha önce duyarlı olan bazı suşları seftazidim ile tedavi sırasında direnç geliştirebilir. Klinik olarak uygun olduğunda, bu enfeksiyonların tedavisinde periyodik olarak yapılan duyarlılık testlerinin dikkate alınması gereklidir.

Gebelik ve emzirme döneminde kullanımı: Gebelik kategorisi: B. Herhangi bir embriyopatik veya teratojenik etkisi olduğuna dair deneysel bir kanıt yoksa da, diğer bütün ilaçlarda olduğu gibi seftazidim gebeliğin ilk aylarında ve küçük bebeklerde dikkatli kullanılmalıdır. Seftazidim anne sütüne küçük miktarlarda geçebilir, bu yüzden emzirme dönemlerinde ilaç dikkatli kullanılmalıdır. Araç ve makine kullanmaya etkisi: Bildirilmemiştir.

FORTUM 2 GR 1 FLAKON Endikasyonları

Hassas organizmaların neden olduğu tek ve karma enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Seftazidim, öncelikle tercih edilecek bir antibiyotik olarak duyarlılık test sonuçları beklenirken tek başına kullanılabilir. Aminoglikozid ve diğer pek çok beta-laktam antibiyotiği ile kombine kullanılabilir. Bacteroides fragilis'ten kuşkulanıldığında anaeroblara karşı etkili bir antibiyotikle birlikte kullanılabilir. Kullanım alanları aşağıdaki enfeksiyonları içermektedir.

Genel şiddetli enfeksiyonlar: Septisemi, bakteriyemi, peritonit, menenjit vakalarında, bağışıklığı bastırılmış kişilerin maruz kaldığı enfeksiyonlarda ve yoğun bakım altında olan hastalardaki enfeksiyonlarda (enfekte yanıklar gibi).

Solunum yolları enfeksiyonları: Pnömoni, bronkopnömoni, enfekte plörezi, ampiyem, akciğer apsesi, enfekte bronşiyektazi, bronşit ve kistik fibrozisli hastalardaki akciğer enfeksiyonlarında.

Kulak, burun ve boğaz enfeksiyonları: Orta kulak iltihabı, habis dış kulak iltihapları, mastoidit, sinüzit ve diğer şiddetli kulak ve boğaz enfeksiyonları.

İdrar yolları enfeksiyonları: Akut ve kronik piyelonefrit, piyelit, prostatit, sistit, üretrit (yalnız bakteriyel kökenli), renal apse, mesane ve böbrek taşları ile ilişkili enfeksiyonlar. Cilt ve yumuşak doku enfeksiyonları: Erizipel, apseler, selülitler, enfekte yanıklar ve yaralar, mastit, deri ülserleri. Gastrointestinal, biliyer ve abdominal enfeksiyonlar: Kolanjit, kolesistit, safra kesesi ampiyemi, karın içi apsesi, peritonit, divertikülit, enterokolit, doğum sonrası ve pelvisin iltihabi durumları. Kemik ve eklem enfeksiyonları: Osteit, osteomiyelit, septik artrit, enfekte bursit.

Diyaliz: Hemo ve peritonal diyaliz ile birlikte oluşan enfeksiyonlar ve ayakta devamlı peritonal diyaliz (CAPD - continuous ambulatory peritoneal dialysis). Cerrahi profilaksi: Kontaminasyon olasılığı olan cerrahi girişimlerde profilaktik olarak.

ROCEPHIN IM 1 GR 1 AMPUL Dozu Kullanma

Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;

Standart doz

Yetişkinler ve 12 yaşından büyük çocuklar: Normal olarak günde tek doz 1-2 g (24 saatte bir) Rocephin'dir. Ağır vakalarda veya orta derecede duyarlı organizmaların neden olduğu enfeksiyonlarda günde tek doz, 4 g'a çıkabilir. Yenidoğan, bebek ve 12 yaşından küçük çocuklarda: Aşağıda belirtilen doz şeması günde tek dozda uygulanır. Yenidoğanlar (14 günlüğe kadar): Günde tek doz 20-50 mg/kg vücut ağırlığı; günlük doz 50 mg/kg'ı aşmamalıdır. Prematüre ve matür bebekler için farklı uygulama gerekli değildir.

Bebek ve çocuklar (15 günlükten 12 yaşına kadar): Günde tek doz 20-80 mg/kg. Vücut ağırlığı 50 kg veya üstünde olan normal çocuklarda normal yetişkin dozu kullanılmalıdır. Akut bakteriyel komplike olmayan otitis media tedavisi için 50 mg/kg dozunda (1g'ı aşmamak koşuluyla) tek uygulama önerilmektedir (single-shot therapy).

Yaşlı hastalar: Geriyatrik hastalarda, yetişkinler için önerilen dozlar kullanılır.

Tedavi süresi: Tedavi süresi hastalığın seyrine göre değişir. Genellikle bütün antibiyotik tedavilerinde olduğu gibi, hastanın ateşi düştükten veya bakteriyel eradikasyon sağlandıktan sonra en az 48-72 saat Rocephin tedavisine devam edilmelidir.

Kombine tedavi: Deneysel koşullar, birçok gram-negatif bakterilere karşı Rocephin ile aminoglikozitler arasında sinerji olduğunu göstermektedir. Bu tür kombinasyonlarda aktivite artışı her zaman kesin olmasa da, Pseudomonas aeruginosa gibi patojenlerin neden olduğu ciddi ve hayatı tehdit eden enfeksiyonlarda Rocephin ile aminoglikozitler kombine edilebilinir. Ancak bu iki ilaç, aralarındaki fiziksel geçimsizlik nedeniyle önerilen dozlarda ayrı ayrı uygulanmalıdır.

Özel Doz Talimatları

Menenjit: Bebek ve çocuklardaki bakteriyel menenjitte tedaviye günde tek doz 100 mg/kg (4 g aşılmamalıdır) ile başlanır. Etken organizmalar belirlenip duyarlılık testleri yapıldıktan sonra, gerekirse doz azaltılabilir. En iyi tedavi sonuçları aşağıdaki tedavi sürelerinde elde edilmiştir:

Neisseria meningitidis: 4 gün; Haemophilus influenzae: 6 gün; Streptococcus pneumoniae: 7 gün.

Lyme borreliosis: Çocuk ve yetişkinlerde, 14 gün boyunca günde tek doz olarak 50 mg/kg ile en fazla 2 g arasında uygulanır.

Gonore: Gonore (penisilinaz üreten ve üretmeyen suşlar) tedavisinde i.m. olarak 250 mg tek doz Rocephin önerilir.

Preoperatif profilaksi: Enfeksiyon riskine bağlı olarak operasyondan 30-90 dakika önce 1-2 g'lık tek doz Rocephin uygulaması önerilir. Kolorektal cerrahide, Rocephin�in tek başına veya ornidazol gibi 5-nitroimidazol türevinin birlikte (ayrı ayrı verilerek Bakınız: Uygulama Şekli) uygulanmasının etkili olduğu kanıtlanmıştır.

Böbrek ve karaciğer fonksiyon bozuklukları: Sadece böbrek fonksiyon bozukluğu olan, karaciğer fonksiyonları normal hastalarda Rocephin dozunu azaltmaya gerek yoktur. Ancak preterminal safhada böbrek yetmezliği olanlarda (kreatinin klirensi < 10 ml/dakika) Rocephin dozu günde 2 g'ı aşmamalıdır. Sadece karaciğer hasarı olan, böbrek fonksiyonları normal hastalarda Rocephin dozunu azaltmaya gerek yoktur. Ciddi böbrek ve karaciğer fonksiyon bozukluklarının bir arada görüldüğü vakalarda, seftriakson plazma konsantrasyonları düzenli olarak kontrol edilmeli ve gerektiğinde doz ayarlaması yapılmalıdır. Diyalize alınan hastalara diyaliz sonrasında supleman olarak ilave dozlara gerek yoktur. Ancak bu hastalarda eliminasyon oranı değişmiş olabileceğinden, doz ayarlamasının gerekli olup olmadığını belirlemek için serum konsantrasyonları kontrol edilmelidir.

Uygulama Şekli

Kural olarak, çözeltiler hazırlandıktan sonra hemen kullanılmalıdır. Çözeltilerin renkleri, konsantrasyon ve saklanma sürelerine bağlı olarak açık sarı ile bal rengi arasında değişir. Solüsyonun renginin değişmesi ilacın etki ve toleransını etkilemez.

İntramüsküler enjeksiyon: İntramüsküler enjeksiyon için 500 mg Rocephin, 2 ml %1'lik lidokain çözeltisinde çözülür ve derin intragluteal enjeksiyon şeklinde uygulanır. Her iki tarafa da 1 g'dan fazla enjekte edilmemesi önerilmektedir. Lidokain içermeyen i.m. enjeksiyonlar ağrılıdır. Lidokain çözeltisi asla i.v. uygulanmamalıdır.

Mavi nokta yukarıda bulunacak şekilde tutulur.

Ampulün baş kısmı ok yönünde aşağıya çekilir. Ampulün baş kısmı ok yönünde aşağıya çekilir.

Testere kullanılmasına gerek yoktur.

Geçimsizlikleri

Literatürde, seftriaksonun amsakrin, vankomisin, flukonazol ve aminoglikozidlerle geçimsiz olduğu bildirilmiştir.

Doz Aşımı

Doz aşımında, ilaç konsantrasyonu hemodiyaliz veya periton diyaliziyle azaltılamaz. Spesifik bir antidot bulunmamaktadır. Doz aşımı tedavisi semptomatik olmalıdır.

Saklama Koşulu
30oC'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Yeni hazırlanmış çözeltiler oda sıcaklığında 6 saat (veya buzdolabında 2o-8oC arasında 24 saat) fiziksel ve kimyasal olarak stabildir.

ROCEPHIN IM 1 GR 1 AMPUL Etkileşimler

Şimdiye kadar, yüksek doz Rocephin ile güçlü diüretiklerin (örneğin, furosemid) aynı anda uygulanması sonucu herhangi bir böbrek fonksiyon bozukluğuna rastlanmamıştır. Rocephin'in, aminoglikozidlerin renal toksisitesini artırdığına ilişkin bir bulgu yoktur. Ancak, bu grup ilaçlarla birlikte kullanıldığında renal toksisite riski unutulmamalıdır. Rocephin uygulamasının ardından alkol alındığında disülfiram benzeri etkiler gözlenmemiştir. Seftriaksonun kimyasal yapısında diğer bazı sefalosporinlerde bulunan, etanol intoleransı ve kanama sorunlarına neden olabilen N-metiltiotetrazol bulunmaz. Rocephin'in eliminasyonu probenesid ile etkilenmez. Ancak yüksek dozlardaki probenesid klirensi azaltır. In vitro bir çalışmada, kloramfenikol ve seftriakson kombinasyonunun antagonist etki gösterdiği saptanmıştır.

ROCEPHIN IM 1 GR 1 AMPUL Yan Etkileri

Rocephin kullanımı sırasında kendiliğinden veya ilacın kesilmesiyle ortadan kalktığı gözlenen yan etkiler aşağıda belirtilmiştir.

Sistemik yan etkiler

Gastrointestinal şikayetler: yumuşak dışkı ya da ishal, bulantı, kusma, stomatit ve glossit.

Hematolojik değişiklikler: eozinofili, lökopeni, granülositopeni, hemolitik anemi, trombositopeni. Çoğunluğu 10 günlük tedavi sonucunda ve toplam 20 g veya daha yüksek dozların uygulanmasından sonra bazı tek tük agranülositoz vakaları (< 500/mm3) bildirilmiştir.

Cilt reaksiyonları: ekzantem, alerjik dermatit, kaşıntı, ürtiker, ödem. Bazı nadir, şiddetli kutanöz advers reaksiyonları (erythma multiforme, Stevens Johnson sendromu veya Lyell's sendromu / toksik epidermal nekroliz) bildirilmiştir.

Nadir görülen diğer yan etkiler

Baş ağrısı ve baş dönmesi, safra kesesinde seftriakson kalsiyum tuzunun semptomatik çökeltisi, karaciğer enzimlerinde artış, oligüri, serum kreatininde artış, genital mikoz, ateş, titreme, anafilaktik veya anafilaktoid reaksiyonlar. Çok nadir yan etkiler olarak psödomembranöz enterokolit ve koagülasyon bozuklukları bildirilmiştir.

Çoğunluğu 3 yaşından büyük, yüksek doz (örn. ³ 80mg/kg/gün) veya toplam 10 g'ı aşan dozlarda tedavi gören ve diğer risk faktörlerini gösteren (örn. sıvı kısıtlamaları, yatağa bağımlılık, vs) çocuklarda çok nadir renal presipitasyon bildirilmiştir. Semptomatik veya asemptomatik olabilen bu olay böbrek yetmezliğine yol açabilir ve Rocephin kullanımının kesilmesiyle geriye döner.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

ROCEPHIN IM 1 GR 1 AMPUL Uyarılar Önlemler

Diğer sefalosporinlerde olduğu gibi, dikkatli bir anamnez alınsa bile anafilaktik şok olasılığı önceden belirlenemez. Seftriakson da dahil olmak üzere hemen bütün antibakteriyel ilaçlar için psödomembranöz kolit oluşma olasılığı vardır. Bu nedenle, antibakteriyel ilaç kullanımını izleyen ishal tablolarında bu tanı, seçenekler arasında düşünülmelidir. Diğer antibakteriyel ilaçlarda olduğu gibi, duyarlı olmayan mikroorganizmaların neden olduğu süper enfeksiyonlarla karşılaşılabilinir. Önerilenden daha yüksek doz uygulanan vakalarda, safra kesesi ultrasonografisinde safra taşını düşündüren gölgeler saptanmıştır. Bu gölgeler Rocephin tedavisinin tamamlanması veya ara verilmesi sonucu kaybolan kalsiyum seftriakson çökeltileridir. Bu bulgulara, nadiren semptomlar da eşlik edebilir. Semptomatik vakalarda, cerrahi olmayan, konservatif tedavi önerilmektedir. Semptomatik vakalarda Rocephin tedavisinin sonlandırılmasına hekim karar verir. Rocephin ile tedavi gören hastalarda safra tıkanmasına bağlı olması muhtemel pankreatit vakaları nadiren bildirilmiştir. Hastaların çoğunda, daha önceden uygulanmış majör bir tedavi, şiddetli hastalık ve tam parenteral beslenme gibi safra stazı ve safra tortusu gibi durumlar oluşturabilecek risk faktörleri bulunmakta idi. Safra çökmesiyle ilgili olarak, Rocephin�in başlangıç etkisi yaratıcı veya kofaktör rolü gözardı edilmemelidir.

Şiddetli renal yetmezlikte doz ayarlanmalıdır (Bkz. Özel Doz Talimatları bölümü).



Yenidoğan, bebek ve çocuklarda Rocephin'in güven ve etkinliği Kullanım Şekli ve Dozu bölümünde açıklanan dozlarla belirlenmiştir. Çalışmalar, diğer sefalosporinlerin olduğu gibi, seftriaksonun da bilirubini serum albümininden ayırabildiğini göstermiştir. Bu nedenle hiperbilirubinemili yenidoğanların Rocephin ile tedavisi sırasında bu noktaya dikkat edilmelidir. Bilirubin ensefalopatisi gelişme riski bulunan yenidoğanlarda (özellikle prematürelerde) Rocephin kullanılmamalıdır. Uzun süreli tedavilerde kan tablosu düzenli olarak kontrol edilmelidir. Duyarlı kişilerde aşırı duyarlılık reaksiyonları gelişebilir.
Araç ve Makine Kullanımı Üzerine Etkisi

Kişinin motorlu taşıt ve makine kullanma yetisi üzerinde olumsuz etkisi olduğuna dair bir veri bulunmamaktadır.

Tanı testleri üzerindeki etkisi: Rocephin tedavisi gören hastalarda Coombs testi nadiren de olsa yalancı pozitiflik verebilir. Diğer antibiyotiklerde olduğu gibi Rocephin de galaktozemi testinde yalancı pozitif sonuca neden olabilir. Benzer şekilde, idrarda glikoz tayini için kullanılan enzimatik olmayan testlerde de yalancı pozitif sonuç alınabilir. Bu nedenle, Rocephin tedavisi sırasında idrarda glukoz tayini enzimatik testlerle yapılmalıdır.

Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanımı
Gebelik kategorisi: B
Seftriakson plasenta engelini aşar. İnsanda gebelikte kullanımının güvenirliliği henüz kesinleşmemiştir. Seftriakson anne sütüne küçük miktarlarda da olsa geçtiği için, emziren annelerde bu durumun göz önünde bulundurulması önerilmektedir.

ROCEPHIN IM 1 GR 1 AMPUL Kontrendikasyonları

Rocephin sefalosporin sınıfı antibiyotiklere karşı aşırı hassasiyeti olan hastalarda kontrendikedir. Penisiline karşı aşırı hassas hastalarda çapraz alerjik reaksiyonların görülebileceği unutulmamalıdır. Seftriakson veya ilacın içerdiği diğer yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda Rocephin kullanımı kontrendikedir.

ROCEPHIN IM 1 GR 1 AMPUL Endikasyonları

Rocephin'e duyarlı patojenlerin neden olduğu enfeksiyonlar: sepsis, menenjit, dissemine Lyme borreliosis'i (hastalığın erken ve geç evreleri), abdominal enfeksiyonlar (peritonit, safra ve gastrointestinal sistem enfeksiyonları), kemik, eklem, yumuşak doku, cilt ve yara enfeksiyonları, immün sistem bozukluğuna bağlı enfeksiyonlar, böbrek ve idrar yolları enfeksiyonları, solunum yolları enfeksiyonları, özellikle pnömoni, kulak-burun-boğaz enfeksiyonları, akut bakteriyel komplike olmayan otitis media, gonore dahil olmak üzere genital enfeksiyonlar, preoperatif enfeksiyon profilaksisi.

LEVİTRA 10 MG Kullanım Şekli ve Dozu

Önerilen mutad doz
Önerilen başlangıç dozu, cinsel aktiviteden gerek duyulduğu kadar önce (yaklaşık 25- 60 dakika) alınan 10 mg'dır.

Bununla birlikte, ilaç cinsel aktiviteden önce, 25 dakika ile 4-5 saate kadar olan bir süre boyunca, herhangi bir an alınabilir.

Önerilen maksimum doz sıklığı, günde bir kez uygulamadır.
Vardenafil yiyeceklerle birlikte ya da tek başına alınabilir.
Tedaviye doğal bir yanıtın alınabilmesi için, cinsel uyarı gereklidir.

Doz aralığı
Alınan doz, etkinlik ve tolerabiliteye dayalı olarak, 20 mg'a artırılabilir ya da 5 mg'a düşürülebilir.
Önerilen maksimum doz, günde bir kez 20 mg'dır.

Kullanım şekli
Oral kullanım içindir.

Yaşlılar (65 yaşın üzerinde)
65 yaş ve üzeri hastalarda, 5 mg’lık bir doz ile tedaviye başlanması değerlendirilmelidir.

Çocuklar (doğumdan 16 yaşa kadar)
Vardenafil, çocuklarda kullanılmaz.

Karaciğer fonksiyon bozukluğu
Hafif karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda (Child-Pugh A), herhangi bir doz ayarlaması gerekli değildir.

Orta derecede karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda (Child-Pugh B), vardenafilin klerensi azalır ve bu durum, başlangıç dozunun 5 mg olmasını gerektirir. Doz, daha sonra, tolerabilite ve etkinliğe dayalı olarak, önce 10 mg’a ve sonra 20 mg'a çıkarılabilir.

Vardenafilin şiddetli karaciğer yetmezliği (Child-Pugh C) olan hastalardaki farmakokinetiği incelenmemiştir.

Böbrek fonksiyon bozukluğu
Hafif (Kreatinin klerensi > 50-80 ml/dak), orta (Kreatinin klerensi > 30-50 ml/dak) ya da şiddetli (Kreatinin klerensi < 30 ml/dak) böbrek yetmezliği olan hastalarda, herhangi bir doz ayarlaması gerekli değildir.

Vardenafilin diyaliz gereksinimi olan hastalardaki farmakokinetiği incelenmem

LEVİTRA 10 MG Yan Etkiler

Yan etkiler / Advers etkiler
Vardenafil, tüm dünyada yürütülen klinik araştırmalar sırasında, 7800’den fazla hastaya uygulanmıştır (Haziran 2003 itibarı ile). Vardenafil, genel olarak çok iyi tolere edilmiştir. Yan etkiler genellikle geçici ve hafif ile orta derecededir.

LEVİTRA 10 MG Uyarılar Önlemler

Cinsel aktivite belli bir ölçüde kardiyak risk ile ilişkili olduğu için, erektil disfonksiyona yönelik herhangi bir tedaviye başlanmadan önce, hastaların kardiyovasküler durumları göz önüne alınmalıdır. Vardenafilin kan basıncında hafif ve geçici düşüşlere yol açabilen vazodilatör özellikleri vardır. Sol ventriküler çıkış yolu obstrüksiyonu (örneğin; aortik stenoz ve idyopatik hipertrofik subaortik stenoz) olan hastalar, vazodilatörler ilaçların (fosfodiesteraz tip 5 inhibitörleri dahil) etkisine karşı duyarlı olabilirler.

Kardiyovasküler tabloları nedeniyle cinsel aktivitenin önerilmediği erkeklerde, genel olarak, erektil disfonksiyon tedavisinde kullanılan ajanlar kullanılmamalıdır.

59 sağlıklı erkekte, LEVITRA’nın QT aralığı üzerine olan etkisinin araştırıldığı bir çalışmada, LEVITRA’nın terapötik (10 mg) ve supraterapötik (80 mg) dozları QTc aralığında artışlar oluşturmuştur. LEVITRA’nın reçetelendirilmesi ile ilgili kararlarda, bu gözlem dikkate alınmalıdır. Konjenital QT uzaması (uzun QT sendromu) olan ve Sınıf IA (örn.kinidin, prokainamid) ya da Sınıf III (örn. amiodaron, sotalol) antiaritmik ilaçlar alan hastalar, LEVITRA kullanmaktan kaçınmalıdır.

Peniste anatomik deformasyonları (angulasyon, korpus kavernozumda fibrozis ya da Peyroni hastalığı gibi) olan veya priapizm gelişmesini predispoze edebilecek (orak hücreli anemi, multipl miyeloma ya da lösemi gibi) tablolara sahip hastalarda, erektil disfonksiyon tedavisi için kullanılan ajanlar dikkatle uygulanmalıdır.

Vardenafilin, erektil disfonksiyonda kullanılan diğer tedaviler ile kombinasyonunun güvenilirlik ve etkinliği incelenmemiştir. Bu nedenle, böyle kombinasyonlar önerilmemektedir.

Aşağıdaki hasta alt gruplarında vardenafilin güvenilirliği incelenmemiştir. Bu nedenle, daha fazla bilgi edinilinceye kadar kullanımı önerilmemektedir: Şiddetli karaciğer yetmezliği, diyaliz gerektiren son-evre böbrek hastalığı, hipotansiyon (istirahatte sistolik kan basıncı < 90 mmHg), yeni geçirilmiş inme ya da miyokard enfarktüsü öyküsü (son 6 ay içerisinde), stabil olmayan anjina ve bilinen, herediter dejeneratif retinal bozukluklar (retinitis pigmentoza gibi).

Alfa blokörlerin ve vardenafilin vazodilatör etkilerine bağlı olarak, vardenafilin alfa blokörler ile aynı anda uygulanması, bazı hastalarda semptomatik hipotansiyona yol açabilir. Yeni veriler elde edilinceye kadar, alfa blokörleri ile birlikte alınan maksimum vardenafil dozu 5 mg’ı geçmemelidir. Alfa blokörün alınmasını takip eden 6 saatlik süre boyunca vardenafil (5 mg) alınmamalıdır. Bununla birlikte, hasta alfa blokör tamsulosin alıyorsa, doz ayrımı gerekli değildir. Eş zamanlı tedaviye, ancak alfa blokör tedavisi stabil biçimde devam ediyorsa başlanmalıdır.

Sitokrom P450 (CYP) 3A4 sisteminin potent inhibitörleri olan ketokonazol, itrakonazol, indinavir veya ritonavir ile eş zamanlı olarak kullanıldığında, plazma vardenafil düzeylerinde belirgin artışlar beklenebilir. Ketokonazol, itrakonazol ve eritromisin ile eş zamanlı kullanımda, maksimum vardenafil dozu 5 mg’ı aşmamalıdır. Vardenafil, 200 mg’dan yüksek ketokonazol ve itrakonazol dozlarıyla birlikte alınmamalıdır. CYP 3A4 sisteminin kuvvetli potent inhibitörleri olan indinavir ve ritonavir ile birlikte kullanımı kontrendikedir.

Vardenafil, kanama bozuklukları ya da belirgin aktif peptik ülseri olan hastalara uygulanmamıştır. Bu nedenle, bu tip hastalara ancak dikkatli bir risk-yarar değerlendirmesi yapıldıktan sonra verilmelidir.

İnsanlarda, vardenafilin tek başına ya da asetilsalisilik asit ile birlikte, kanama zamanı üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.
İnsan trombositleri ile yapılan in vitro çalışmalarda, tek başına vardenafilin, çeşitli trombosit agonistleri ile uyarılmış trombosit agregasyonunu inhibe etmediği gösterilmiştir. Supraterapötik konsantrasyonlardaki vardenafil ile, bir nitrik oksit vericisi olan sodyum nitroprussidin antiagregan etkisinde, konsantrasyona bağlı, küçük bir artış gözlenmiştir.

Heparin ve vardenafil kombinasyonunun, sıçanlarda kanama zamanı üzerinde hiçbir etkisi bulunmamıştır; ancak, bu etkileşim insanlarda incelenmemiştir.


Gebelikte ve laktasyonda kullanımı:
Vardenafil, kadınlarda, yenidoğanlarda ve çocuklarda kullanılmaz.

Taşıt ve makina kullanımına etkisi
Hastalar, vardenafile nasıl reaksiyon göstereceğini kontrol etmeden, taşıt ya da makina kullanma sırasında vardenafil almamalıdır.

LEVİTRA 10 MG Kontrendikasyonları

Bileşimindeki maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.

PDE5 inhibitörleri, nitrik oksit / cGMP yolu üzerindeki PDE inhibisyonu etkileri ile uyumlu olarak, nitratların hipotansif etkilerini potansiyalize edebilirler. Bu nedenle, vardenafil, nitratlar ya da nitrik asit donörleri ile eş zamanlı tedavi görmekte olan hastalarda kontrendikedir.

Potent sitokrom P450 (CYP) 3A4 inhibitörü oldukları için, indinavir ya da ritonavir gibi İnsan İmmün Yetersizlik Virüsü (HIV) proteaz inhibitörleri ile eş zamanlı kullanımı kontrendikedir.

LEVİTRA 10 MG Endikasyonları

Erektil disfonksiyon tedavisi (tatmin edici bir cinsel performans için peniste yeterli ereksiyonun sağlanamaması ya da sürdürülememesi durumunda)

LEVİTRA 10 MG Farmakokinetik özellikler

Farmakokinetik özellikler :

Absorpsiyon
Vardenafil, oral uygulamadan sonra hızla emilir. On beş dakika gibi kısa bir sürede, doruk plazma konsantrasyonuna (Cmax) ulaşır; aç karnına uygulamaların %90'ında 30 ile 120 dakikada (ortalama 60 dakika) Cmax’a ulaşılır. Yüksek ilk-geçiş etkisi nedeniyle, ortalama mutlak oral biyoyararlanım %15 civarındadır.

Dağılım
Vardenafilin kararlı durumda, ortalama dağılım hacminin (Vss) 208 L olması, dokulara dağıldığını gösterir. Vardenafil ve dolaşımda bulunan majör metaboliti (M1) plazma proteinlerine yüksek oranda, geri dönüşümlü ve toplam ilaç konsantrasyonundan bağımsız olarak bağlanır (ana ilaç ya da M1 için %95 civarında). İlaç uygulandıktan 90 dakika sonra sağlıklı deneklerin semenlerinde yapılan ölçümler esas alındığında, hastaların semeninde uygulanan dozun %0.00012'sinden daha fazlası bulunmamıştır.

Metabolizma
Vardenafil, sitokrom P450 (CYP) izoform 3A4 yoluyla ve kısmen CYP3A5 ve CYP2C9 izoformlarının katkısıyla, esas olarak hepatik enzimler tarafından metabolize edilir.
Ortalama eliminasyon yarılanma ömrü (t1/2) 4-5 saattir.
İnsanlarda dolaşımda bulunan majör metaboliti (M1), vardenafilin piperazin bölümünde desetilasyon sonucu oluşur . M1'in bir bölümü, glukuronid konjugatı (glukuronik asit) halinde sistemik dolaşımda bulunur. Glukuronize olmamış M1'in plazma konsantrasyonu, ana bileşiğin %26'sı civarındadır. M1 metaboliti, vardenafilinkine benzer fosfodiesteraz selektif bir profil gösterir; PDE5 için in vitro ortamda vardenafile kıyasla, yaklaşık %28'i ölçüsünde inhibitör potense sahiptir; bu değerler ilacın etkinliğine yaklaşık %7 civarında bir katkı sağlar.

Atılım
Vardenafilin total vücut klerensi 56 l/saat'tir, terminal yarılanma ömrü 4 -5 saat civarındadır. Oral uygulama sonrasında, vardenafil esas olarak feçes (uygulanan oral dozun yaklaşık %91 - 95'i) ve çok daha az bir oranda idrar yoluyla (uygulanan oral dozun yaklaşık %2 - 6'sı), metabolitleri şeklinde atılır.

LEVİTRA 10 MG Farmakolojik Özellikler

Farmakolojik Özellikler :
Farmakodinamik özellikler: Penil ereksiyon, korpus kavernozum ve bununla ilişkili arteriyollerdeki düz kasın gevşemesine dayanan, hemodinamik bir prosestir. Cinsel uyarı sırasında, korpus kavernozumdaki sinir uçlarından nitrik oksit (NO) serbestlenir; NO, guanilat siklaz enzimini aktive eder ve korpus kavernozumda siklik guanozin monofosfat (cGMP) düzeyinde yükselmeye yol açar. Bu durum, daha sonra düz kas gevşemesini tetikler ve penis içine akan kanın artmasını sağlar.
Vardenafil, korpus kavernozumda cGMP'ın degradasyonundan sorumlu enzim olan cGMP spesifik fosfodiesteraz tip 5 (PDE5)'i inhibe ederek, cinsel uyarı üzerine korpus kavernozumda lokal olarak serbestlenen endojen NO'in etkisini güçlü bir şekilde artırır.
Vardenafil, böylece, cinsel uyarıya karşı gelişen doğal yanıtı potansiyalize eder.

LEVITRA 5 mg Film Kaplı Tablet

LEVITRA Formülü :
Her tablet, 5 mg vardenafile eşdeğer 5.926 mg vardenafil monohidroklorür trihidrat ve ayrıca, boyar madde olarak titanyum dioksit, sarı demir oksit ve kırmızı demir oksit içerir.

1 Temmuz 2009 Çarşamba

AZELTIN 200 MG 15 ML ORAL SUSPANSIYON Dozu Kullanma

Tonsillit , alt solunum yolu enfeksiyonları ve deri enfeksiyonlarının tedavisi için ; yetişkinlerde ; ilk gün 500 mg (1 filmtablet), sonraki 4 gün için her gün 250 mg (1/2 filmtablet) kullanılır. Chlamydia trachomatis'in neden olduğu non-gonokoksik uretrit veya servisit tedavisi için tek doz olarak 1000 mg (2 Filmtablet) , gonokoksik servisit ve uretrit için tek doz olarak 2 g Azitromisin kullanılır. Çocuklarda ; Streptokokal farenjit tedavisi haricinde, 3 gün süre ile 10 mg/kg/gün veya ilk gün 10 mg/kg/gün, 2 -5. günler 5 mg/kg/gün olarak kullanılır. Streptokokal farenjitte ise ; 5 gün süre ile 12 mg/kg olarak kullanılır.

AZELTIN 200 MG 15 ML ORAL SUSPANSIYON Etkileşimler

Cipro ve teofilinin birlikte kullanımı , plazma teofilin konsantrasyonunun artmasına neden olabilir. Bu da teofilinin toksisite riskini arttırır.

AZELTIN 200 MG 15 ML ORAL SUSPANSIYON Yan Etkiler

Hafif ve orta derecede olup ilacın kesilmesiyle kaybolmaktadır. Diare, bulantı ve karın ağrısı görülebilir.

AZELTIN 200 MG 15 ML ORAL SUSPANSIYON Uyarılar Önlemler

Gebelikte kullanım : Kategori B'dir. Laktasyon döneminde kullanım : Azitromisinin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Geriatrik hastalarda kullanım : Azitromisinin farmakokinetiği yaşlı hastalarda değişmediği için, doz ayarlamasına gerek yoktur.

AZELTIN 200 MG 15 ML ORAL SUSPANSIYONAZELTIN 200 MG 15 ML ORAL SUSPANSIYON Kontrendikasyonları

AZELTİN, makrolid antibiyotiklerinden herhangi birine hipersensitivitesi olan hastalarda kontrendikedir.

AZELTIN 200 MG 15 ML ORAL SUSPANSIYON Endikasyonları

AZELTİN , duyarlı mikroorganizmaların etken olduğu ; - Üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları , - Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları , - Cinsel temasla bulaşan hastalıklarda kullanılır.