30 Haziran 2009 Salı

FOSAMAX 70 MG 4 TABLET Kullanımı

Pastmenopozal osteoprpozlu kadınlarda kalç, el bileği ve omurlar (vertebral kompresyon kırıkları) dahil kırıkların önlenmesi için osteoproz tedavisinde endikedir.

CLARITINE 10 MG 20 TABLET Dozu Kullanma

Erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki çocuklar: Günde 1 kere 1 tablet (10 mg). Doz Aşımı Doz aşımı durumunda, uyku hali, taşikardi ve başağrısı bildirilmiştir. Bir seferde alınan 160 mg loratadin hiçbir istenmeyen etkiye yol açmamıştır. Doz aşımı durumunda, semptomatik ve destekleyici tedaviye derhal başlanmalıdır. Tedavi: Hasta kendiliğinden kusmuş olsa bile kusturulmaya çalışılmalıdır. İpeka şurubu ile farmakolojik olarak kusturma yeğlenmelidir. Ancak, şuuru kapalı hastalarda kusturma uygulanmamalıdır. İpeka şurubunun etkisi, fizik aktivite ve 240-260 ml su uygulaması ile ortaya çıkar. 15 dakika içinde kusma görülmezse ipeka şurubu dozu tekrarlanmalıdır. Özellikle çocuklarda aspirasyona karşı dikkatli olunmalıdır. Kusmadan sonra midede kalan ilacın bağlanması amacıyla aktif kömür su ile karıştırılarak verilebilir. Kusturma işlemi başarısız olur ya da kontrendike ise mide lavajı yapılmalıdır. Lavaj solüsyonu olarak, özellikle çocuklarda serum fizyolojik tercih edilmelidir. Erişkinlerde çeşme suyu kullanılabilir. Mide lavajında, verilen suyun en yüksek oranda geri alınmasına dikkat edilmelidir. Salin katartikler, osmos ile barsak içine su çektiklerinden, barsak içeriğinin hızla seyreltilmesinde yararlı olabilir. Hemodiyalizin yararları önemsiz sayılabilecek derecede sınırlıdır. Acil tedaviden sonra, hasta tıbbi gözetim altında tutulmalıdır.

CLARITINE 10 MG 20 TABLET Etkileşimler

Psikomotor performans araştırmalarında, Claritine alkolle birlikte alındığında, alkolün etkilerini güçlendirici bir etkisinin bulunmadığı gösterilmiştir. Kontrollü klinik çalışmalarda, ketokonazol, eritromisin veya simetidin ile birlikte kullanıldığında, loratadinin plazma düzeyinin yükseldiği, ancak klinik açıdan anlamlı bir değişikliğe (elektrokardiyografik değişiklikler dahil) yol açmadığı bildirilmiştir. Etkileşim çalışmaları tamamlanana kadar, karaciğer metabolizmasını baskıladığı bilinen ilaçlarla birlikte kullanılması sırasında dikkatli olunmalıdır. Antihistaminik ilaçlar, deri reaktivitesini gösteren pozitif deri reaksiyonlarını önleyebileceği ya da azaltabileceği için, deri testlerinden 48 saat önce Claritine kullanımı sonlandırılmalıdır.

CLARITINE 10 MG 20 TABLET Yan Etkileri

Claritine, önerildiği şekilde günde 10 mg dozunda kullanıldığında, klinik açıdan anlamlı bir sedasyona yol açmaz. En sık bildirilen yan etkiler, halsizlik, başağrısı, uyku artışı, ağız kuruluğu, bulantı, gastrit gibi gastrointestinal yakınmalar ve deri döküntüsü gibi alerji belirtileridir. Claritine tablet kullanımına bağlı olarak, nadiren alopesi, anafilaksi, karaciğer fonksiyon bozuklukları ve supraventriküler taşiaritmi görüldüğü bildirilmiştir.

CLARITINE 10 MG 20 TABLET Uyarılar Önlemler

Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalarda loratadinin klirensi azalabileceğinden, daha düşük başlangıç dozları kullanılmalıdır. Başlangıç dozu olarak, günde 5 mg ya da gün aşırı 10 mg kullanılması önerilir. Claritine'in 2 yaşından küçük çocuklarda güvenirliği ve etkinliği gösterilmemiştir. Gebelerde ve Emziren Annelerde Kullanım Claritine'in gebelerde güvenilir olduğunu gösteren araştırmalar henüz yapılmamıştır. Bu nedenle, ilacın yararlarını, fetüs üzerindeki olası riskle beraber değerlendirerek kullanılması önerilir. Loratadin anne sütüne geçtiğinden ve antihistaminiklerin özellikle yenidoğan ve prematür bebekler üzerindeki olası riskleri bulunduğundan, tedaviye ya da emzirmeye ara verilmelidir.

CLARITINE 10 MG 20 TABLET Kontrendikasyonları

Claritine tablet, bileşimindeki maddelere karşı duyarlılığı ve idiyosinkrazisi olan hastalarda kullanılmamalıdır.

CLARITINE 10 MG 20 TABLET Endikasyonları

Claritine tablet, aksırma, burun akıntısı ve kaşıntısı, gözlerde kaşıntı ve yanma gibi alerjik rinite ilişkin belirtilerin tedavisinde endikedir. İlacın oral yoldan alınmasından sonra, burun ve gözlerde görülen belirtiler hızla ortadan kalkar. Claritine tablet, ayrıca kronik ürtiker ve diğer alerjik deri hastalıklarında da endikedir.

LUSTRAL SPECIAL 100 MG 28 FİLM TABLET Dozu Kullanma

LUSTRAL®, sabah veya akşam günde tek bir doz halinde verilmelidir. LUSTRAL® tablet gıdalarla birlikte veya ayrı verilebilir. Tedavinin Başlangıcı Depresyon ve obsesif kompulsif bozukluk - LUSTRAL® tedavisi günde 50 mg dozda uygulanmalıdır. Panik Bozukluğu ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu- Panik bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu için tedaviye günde 25 mg ile başlanmalıdır. Bu amaçla 50 mg'lık tablet, ikiye bölünebilir çentikli tablet formunda sunulmuştur. Bir hafta sonra doz, günde tek doz 50 mg'a yükseltilmelidir. Bu doz ayarlaması, panik bozuklukta karakterize olan tedavinin erken dönemindeki beklenmedik yan etkilerin sıklığını azaltır. Doz Artışı Depresyon, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Panik Bozukluk ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu- 50 mg doza yanıt vermeyen hastalar, dozun arttırılmasından fayda sağlayabilirler. Doz değişimlerinin arasında en az bir hafta olmalıdır. Doz en fazla günde 200 mg'a artırılabilir. Terapötik etkinin başlaması 7 gün içinde görülebilir. Ancak, özellikle obsesif kompulsif bozukluğunda, terapötik cevabın ortaya çıkması için genellikle daha uzun süreler gerekmektedir. İdame - Uzun süreli tedavi sırasında doz, en düşük etkin seviyesinde tutulmalı ve terapötik cevaba göre müteakip ayarlamalar yapılmalıdır. Çocuklarda kullanım - LUSTRAL®'in emniyet ve etkisi, 6 - 17 yaş arasındaki obsesif kompulsif bozukluğu olan pediyatrik hastalarda ortaya konmuştur. 13 - 17 yaş arasındaki obsesif kompulsif bozukluğu olan pediyatrik hastalarda LUSTRAL® uygulamasına 50 mg/gün dozunda başlanmalıdır. 6 - 12 yaş arasındaki obsesif kompulsif bozukluğu olan pediyatrik hastalarda LUSTRAL® uygulamasına 25 mg/gün dozu ile başlanmalıdır. Bu amaçla 50 mg'lık tablet, ikiye bölünebilir çentikli tablet formunda sunulmuştur. Bir hafta sonra 50 mg/gün dozuna yükseltilmelidir. Cevabın yetersiz olduğu durumlarda müteakip dozlar, ihtiyaca göre 50 mg/gün'lük artışlarla 200 mg/gün'e kadar yükseltilebilir. Klinik bir çalışmada, 6 - 17 yaş arasındaki depresyonlu veya obsesif kompulsif bozukluk hastalarında, LUSTRAL®'in farmakokinetiğinin, yetişkinlerdekine benzer olduğu ortaya konmuştur. Ancak, aşırı dozdan kaçınmak için doz 50 mg'ın üzerine çıkarılırken, çocukların yetişkinlere nazaran genellikle daha az vücut ağırlıkları olduğu düşünülmelidir. Çocuklarda ve büyüme çağındaki gençlerde doz artışı - LUSTRAL®'in eliminasyom yarı ömrü yaklaşık 1 gündür; doz değişiklikleri 1 haftadan kısa aralıklarla yapılmamalıdır. Yaşlılarda kullanım - Yaşlı hastalarda, daha genç hastalardaki doz aralığı kullanılabilir. Advers etkilerin oluşumu ve insidansı (görülme sıklığı) daha genç hastalardakine benzerdir. Karaciğer yetmezliğinde kullanım - Karaciğer bozukluğu olan hastalarda LUSTRAL®' kullanımı esnasında dikkatli olunmalıdır. Karaciğer bozukluğu olan hastalarda, daha düşük veya daha seyrek doz kullanılmalıdır. Böbrek yetmezliğinde kullanım - LUSTRAL®' büyük oranda metabolize olur. İdrarda değişmemiş ilacın atımı eliminasyonun minör bir yoludur. LUSTRAL®' düşük renal atılımından beklendiği gibi LUSTRAL®' dozu, böbrek yetmezliğinin derecesine bağlı olarak ayarlanmak zorunda değildir (Uyarılar / Önlemler bölümüne bakınız). Doz Aşımı Doz aşımı halinde sertralinin geniş bir emniyet sınırı vardır. Tek başına sertralinin 13,5 g'a kadar olan aşırı dozlarının kullanımı bildirilmiştir. Sertralinin aşırı dozlarının özellikle diğer ilaçlar ve/veya alkol ile birlikte kullanımı sırasında ölüm vakaları bildirilmiştir. Bu nedenle, her türlü doz aşımı yoğun bir şekilde tedavi edilmelidir. Doz aşımı semptomları, somnolans, gastrointestinal rahatsızlıklar (bulantı ve kusma gibi), taşikardi, tremor, ajitasyon ve baş dönmesi gibi serotonine bağlı yan etkileri içerir. Daha seyrek olarak koma rapor edilmiştir. Sertraline karşı spesifik bir antidot yoktur. Gerektiğinde havayolu açılır ve yeterli oksijenasyon ve ventilasyon sağlanır. Doz aşımı tedavisinde lavaj kadar veya daha etkili olması nedeniyle bir katartik ile birlikte kullanılabilen aktif kömür uygulaması düşünülmelidir. Kusturma tavsiye edilmez. Genel semptomatik ve destekleyici tedavi yanında kardiyak ve vital bulguların monitorize edilmesi önerilmektedir. Sertralinin büyük dağılım hacmi nedeni ile zorlu diürez, dializ, hemoperfüzyon ve değişim transfüzyonunun yararlı olması muhtemel değildir.

LUSTRAL SPECIAL 100 MG 28 FİLM TABLET Etkileşimler

Monoamin Oksidaz İnhibitörleri: ( Kontrendikasyonlar ve Uyarılar / Önlemler bölümüne bakınız.) SSS Depresanları ve Alkol Günde 200 mg sertralinin birlikte alınması, sağlıklı kişilerde alkolün, karbamazepinin, haloperidolün veya fenitoinin kognitif ve psikomotor performans üzerindeki etkisini arttırmaz. Ancak sertralinin alkol ile birlikte kullanımı tavsiye edilmemektedir. Lityum Lityum ve sertralinin birlikte verilmesi lityum farmakokinetiğini anlamlı olarak değiştirmez. Ancak muhtemel bir farmakodinamik etkileşmenin işareti olabilecek şekilde tremorda artış oluşturur. Sertralin, lityum gibi serotonerjik mekanizmalar yolu ile etki eden ilaçlarla birlikte kullanıldığında, hastalar uygun bir şekilde izlenmelidir. Fenitoin Kronik 200 mg/gün sertralin uygulaması, fenitoinin metabolizmasında klinik açıdan önemli bir inhibisyon oluşturmaz. Gene de, sertralin terapisinin başlanmasının ardından, uygun fenitoin doz ayarlamaları ile, plazma fenitoin konsantrasyonlarının izlenmesi tavsiye edilir. Sumatriptan Sertralin ve sumatriptan kullanımının ardından güçsüzlük, hiperrefleksi, koordinasyon bozukluğu, konfüzyon, anksiyete ve ajitasyon görülen hastalara dair seyrek pazarlama sonrası raporlar mevcuttur. Sertralin ve sumatriptanın beraber kullanımı klinik açıdan gerekli ise, hastanın uygun şekilde gözlenmesi önerilir. (Uyarılar / Önlemler bölümüne bakınız) Serotonerjik İlaçlar : (Uyarılar / Önlemler bölümüne bakınız.) Proteinlere Bağlanan İlaçlar Sertralin plazma proteinlerine bağlandığından, plazma proteinlerine bağlanan diğer ilaçlarla etkileşme potansiyeli bulunduğu akılda tutulmalıdır. Ancak diazepam, tolbutamid ve warfarin ile ayrı ayrı kullanılan sertralinin, substratın proteinlere bağlanması üzerine anlamlı bir etkisi gösterilmemiştir. (Diğer İlaç Etkileşmeleri alt bölümüne bakınız) Varfarin Varfarin ile birlikte günde 200 mg sertralin verilmesi, protrombin zamanında klinik önemi bilinmeyen, küçük bir artışa sebep olmuştur. Bu nedenle, sertralin tedavisi başlatıldığında veya kesildiğinde protrombin zamanı dikkatlice izlenmelidir. (CYP 2C9 alt bölümüne bakınız) Diğer İlaç Etkileşmeleri Diazepam veya tolbutamidin günde 200 mg sertralin ile birlikte verilmesi, bazı farmakokinetik parametrelerde, küçük değişikliklere sebep olmuştur. Simetidin ile birlikte verilmesi sertralin klirensinde önemli düşüşlere sebep olmuştur. Bu değişikliklerin klinik önemi bilinmemektedir. Sertralin, atenololün beta adrenerjik blokaj aktivitesini etkilememiştir. Glibenklamid veya digoksin ile birlikte günde 200 mg sertralin verilmesiyle bir etkileşme gözlenmemiştir. Elektrokonvulsif tedavi (EKT) EKT ve sertralinin kombine kullanımının yarar ve zararlarını gösteren klinik çalışmalar bulunmamaktadır. Sitokrom P450 (CYP) 2D6 Tarafından Metabolize Edilen İlaçlar İzoenzim CYP 2D6�nın aktivitesini inhibe etme bakımından antidepresanlar arasında farklılık vardır. Bu durumun klinik önemi, inhibisyonun derecesine ve beraber uygulanan ilacın terapötik indeksine bağlıdır. Dar terapötik indeksli CYP 2D6 substratları, trisiklik antidepresanlar ile propafenon ve flekainid gibi Sınıf I C antiaritmikleri içerir. Rutin etkileşme çalışmalarında sertralinin günde 50mg kronik dozu ile CYP2D6 izoenzim aktivitesinin bir markeri olan desipraminin kararlı durum plazma düzeylerinde minimal bir yükselme (ortalama %23-37) görülmüştür. Diğer CYP Enzimleri (CYP 3A3/4, CYP 2C9, CYP2C19, CYP 1A2) Tarafından Metabolize Edilen İlaçlar CYP 3A3/4: Günde 200 mg sertralinin kronik uygulamasının, CYP 3A3/4�ü inhibe etmediği gösterilmiştir. CYP 2C9: Sertralin,CYP 2C9'un klinik olarak ilgili bir inhibitörü değildir. CYP 2C19: Sertralin,CYP 2C19'un klinik olarak ilgili bir inhibitörü değildir. CYP 1A2: İn vitro çalışmalarda sertralinin CYP 1A2 inhibisyon potansiyeli çok azdır ya da hiç yoktur.

LUSTRAL SPECIAL 100 MG 28 FİLM TABLET Yan Etkileri

Klinik Çalışmalarda Elde Edilen Veriler; Depresyon ve obsesif kompulsif bozukluk için yapılan çok dozlu klinik çalışmalarda sertralin kullanımı ile plaseboya göre daha sık görülen yan etkiler: Otonom sinir sistem: ağız kuruluğu ve terleme artışı Santral ve periferik sinir sistemi: baş dönmesi ve tremor Gastrointestinal sistem: diyare/yumuşak gaita, dispepsi ve bulantı Psikiyatrik: iştahsızlık, uykusuzluk ve somnolans Üreme: seksüel disfonksiyon (esas olarak erkeklerde ejakülasyon gecikmesi) Obsesif kompulsif bozukluğu ve panik bozukluğu olan hastalarda gözlenen yan etki profili depresyon hastalarında görülenlere benzerdir. Pazarlama Sonrasında Elde Edilen Veriler: Pazarlama sonrasında sertralin alan hastalarda görülen ancak ilaçla muhtemel ilişkisi kanıtlanmamış olan advers olaylar aşağıda listelenmiştir. Advers olaylar Dünya Sağlık Örgütü'nün terminolojisine bağlı kalınarak sınıflandırılmışlardır. Seyrek; hastalarda  1/100 oranında görülen istenmeyen olayları, nadir; hastalarda  1/100 ile  1/1000 aralığında görülen istenmeyen olayları ve çok nadir; hastalarda  1/1000 oranında görülen istenmeyen olayları tanımlamak için kullanılmıştır. Otonom sinir sistemi: Nadir: midriazis; Çok nadir: priapizm Tüm vücut: Seyrek: asteni, halsizlik ve sıcak basması; Nadir: ateş; Çok nadir: alerjik reaksiyonlar, alerji Kardiyovasküler sistem: Seyrek: göğüs ağrısı, çarpıntı; Nadir: hipertansiyon, periorbital ödem, senkop ve taşikardi Santral ve periferik sinir sistemi: Seyrek: baş ağrısı, hareket bozuklukları (hiperkinezi, hipertoni, diş gıcırdatma veya yürüyüş şekli anormalliklerini de içeren ekstrapiramidal semptomlar), parestezi, hipoestezi; Nadir: migren; Çok nadir: koma, konvülsiyonlar. Ayrıca serotonin sendromu ile görülen belirti ve semptomlar bildirilmiştir: Bazı vakalarda serotonerjik ilaçların beraber kullanımı ile görülen bu yan etkiler, ajitasyon, konfüzyon, fazla terleme, diyare, ateş, hipertansiyon, rijidite ve taşikardiyi içerir. Endokrinolojik: Çok nadir: galaktore, hiperprolaktinemi ve hipotroidizm. Gastrointestinal sistem: Seyrek: karın ağrısı ve kusma; Çok nadir: pankreatit Hemopoietik sistem: Nadir: purpura; Çok nadir: değişmiş trombosit fonksiyonu, kanama anomalisi (epistaksis, gastrointestinal kanama veya hematüri gibi) lökopeni, ve trombositopeni Laboratuar değişiklikleri: Çok nadir: anormal klinik laboratuar sonuçları. Karaciğer / safra: Çok nadir: serum transaminazlarında (SGOT ve SGPT) asemptomatik artışlar, ciddi karaciğer olayları (hepatit, sarılık ve karaciğer yetmezliği dahil) Metabolik / beslenme: Çok nadir: hiponatremi ve serum kolesterolünde artış Psikiyatrik: Seyrek: ajitasyon, anksiyete; Nadir: depresif semptomlar, hallüsinasyon; Çok nadir: agresif reaksiyon ve psikoz Üreme: Seyrek: menstrual düzensizlikler Solunum: Çok nadir: bronkospazm Deri: Seyrek: döküntü; Nadir: alopesi; Çok nadir: anjioödem ve eritema multiforme gibi ciddi eksfoliatif deri hastalıklarına dair seyrek raporlar Üriner: Çok nadir: yüzde ödem ve üriner retansiyon Diğer: Çok nadir: sertralinin kesilmesinin ardından rapor edilen semptomlar. Bu semptomlar, ajitasyonu, anksiyeteyi, baş dönmesini, baş ağrısını, bulantıyı ve paresteziyi içerir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ

LUSTRAL SPECIAL 100 MG 28 FİLM TABLET Uyarılar Önlemler

Monoamin Oksidaz İnhibitörleri Sertralin ile birlikte selektif MAO inhibitörü olan selegilin ve reversibl MAO inhibitörü olan moklobemid dahil, monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI) alan hastalarda, bazen fatal olabilen, ciddi reaksiyonlar bildirilmiştir. Bazı hastalarda serotonin sendromuna benzer görünümler meydana gelmiştir ki bu sendromun semptomları şunlardır: hipertermi, rijidite, miyokloni, vital bulgularda muhtemel hızlı dalgalanmalarla birlikte otonom değişkenlik, konfüzyon, irritabilite dahil mental durum değişiklikleri, deliryum ve komaya varabilen ileri derecede ajitasyon. Bu nedenle, sertralin MAOI ile kombine olarak veya MAOI tedavisinin kesilmesinden sonraki 14 gün içinde kullanılmamalıdır. Benzer şekilde, MAOI tedavisi başlatılacaksa sertralinin kesilmesinden sonra arada en az 14 gün bulunmalıdır (Kontrendikasyonları bölümüne bakınız). Diğer Serotonerjik İlaçlar Farmakodinamik etkileşme olasılığından dolayı, triptofan, fenfluramin veya 5-HT agonistleri gibi serotonerjik nörotransmisyonun etkilerini artıran ilaçlarla birlikte sertralin alınırken dikkatli olunmalı ve mümkünse bu kombinasyonlardan kaçınmalıdır (İlaç Etkileşmeleri bölümüne bakınız). Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörleri (SSRI), Antidepresan veya Antiobsesif İlaçlardan Sertraline Geçiş SSRI'nden, antidepresanlardan veya antiobsesif ilaçlardan sertraline geçiş yapılırken, en uygun zamanlama konusunda sahip olunan kontrollü deneyimler sınırlıdır. Özellikle fluoksetin gibi uzun etkili ajanlardan sertraline geçerken dikkatli ve titiz bir medikal değerlendirme yapılmalıdır. Bir selektif serotonin geri alım inhibitöründen (SSRI) diğerine geçiş için gerekli arınma (wash out) zamanı belirlenmemiştir. Mani / Hipomani Aktivasyonu Erken klinik çalışmalar sırasında sertralin ile tedavi edilen hastaların yaklaşık % 0.4'ünde mani veya hipomani aktivasyonu görülmüştür. Major duygulanım bozukluğu olan ve piyasadaki diğer antidepresanlarla ve antiobsesif ilaçlarla tedavi edilen hastaların küçük bir oranında da mani/hipomani aktivasyonu bildirilmiştir. Konvülsiyonlar Konvülsiyonlar antidepresan ve antiobsesif ilaçlar için potansiyel bir risktir. Sertralin, anstabil epilepsili hastalarda kullanılmamalı ve epilepsisi kontrol altında olan hastalar dikkatle gözetim altında tutulmalıdır. Hastada konvulsif nöbetler oluşursa sertralin tedavisi derhal kesilmelidir. İntihar Depresyonda intihar girişimi olasılığı bulunması ve belirgin remisyon oluşuncaya kadar devam edebilme ihtimali nedeni ile, hastalar tedavinin başlangıç dönemlerinde yakın olarak izlenmelidir. Vasıta Sürme/Makine Kullanma Sertralinin psikomotor performans üzerine hiç bir etkisi yoktur. Ancak psikotrop ilaçlar, vasıta sürme veya makine kullanma gibi potansiyel olarak tehlikeli işlerin yapılabilmesi için gerekli zihinsel ve fiziksel kabiliyetleri azaltabileceğinden, hasta gereğince uyarılmalıdır. Karaciğer Yetmezliğinde Kullanım Sertralin yoğun bir biçimde karaciğerde metabolize olur. Çok dozlu bir farmakokinetik çalışmada, normal kişilerle karşılaştırıldığında, hafif stabl sirozu bulunan hastalarda daha uzun eliminasyon yarı ömrü ve yaklaşık 3 kat artmış EAA (Eğri Altı Alanı) ve Cmaks bulunmuştur. Plazma proteinlerine bağlanmada iki grup arasında anlamlı bir farklılık olmamıştır. Sertralin karaciğer hastalığı olan kişilerde ihtiyatla kullanılmalıdır. Karaciğer bozukluğu olan hastalara daha düşük veya daha seyrek doz verilmelidir. Böbrek Yetmezliğinde Kullanım Sertralin büyük oranda metabolize olur. İdrarda değişmemiş ilacın atımı, eliminasyonun minör bir yoludur. Hafif ve orta şiddetli böbrek bozukluğu olanlarda (kreatinin klirensi 30-60 ml/dak) veya orta şiddetli ve şiddetli böbrek bozukluğu bulunanlarda (kreatinin klirensi 10 - 29 ml/dak) çok doz farmakokinetik parametreleri (EAA 0-24 ve Cmaks) belirgin fark göstermez. Yarı ömürleri yakın olmuştur ve plazma proteinlerine bağlanmada farklılık olmamıştır. Sertralinin düşük renal atılımından beklendiği gibi sertralin dozu, böbrek yetmezliğinin derecesine bağlı olarak ayarlanmak zorunda değildir. Çocuklarda Kullanım 6-17 yaş grubundaki depresyonlu veya obsesif kompulsif bozukluğu olan hastalarda sertralin yetişkinlerdekine benzer bir farmakokinetik profil gösterir. Hamilelikte Kullanım Hamilelik kategorisi C�dir. Gebelik esnasında, sertralin ancak öngörülen yararlar risklerden fazlaysa kullanılmalıdır. Emzirme Döneminde Kullanım Emziren annelerde kullanımı; doktor tarafından yararının riskinden daha fazla olduğu düşünülmedikçe önerilmemektedir. Eğer hamilelikte ve/veya emzirme döneminde sertralin kullanılıyorsa, hekim, sertralinin de dahil olduğu SSRI grubu antidepresanları kullanan bazı annelerin yenidoğan bebeklerinde rapor edilen, aniden kesilme reaksiyonlarıyla uyumlu semptomların da dahil olduğu semptomların bildirildiğinin farkında olmalıdır. Çocuk doğurma çağındaki kadınlar, sertralin alırken, uygun bir doğum kontrol yöntemi uygulamalıdırlar. Yaşlılarda Kullanım Yaşlılarda sertralinin etkinliği ile advers etkilerin tipi ve insidansı genç hastalarınki ile aynıdır.

LUSTRAL SPECIAL 100 MG 28 FİLM TABLET Kontendikasyonları

LUSTRAL®, sertraline hassasiyeti olduğu bilinen hastalarda ve birlikte monoaminoksidaz inhibitörü alan hastalarda kontrendikedir. (Uyarılar/Önlemler bölümüne bakınız)

LUSTRAL SPECIAL 100 MG 28 FİLM TABLET Endikasyonları

LUSTRAL®, depresyon tedavisinde, hastalarda mani hikayesi olsun veya olmasın, endikedir. Tatminkar bir cevabı takiben, LUSTRAL® tedavisine devam edilmesi, depresyonun başlangıç epizodunun nüksünün veya yeni depresyon epizodlarının oluşmasının engellenmesinde etkilidir. LUSTRAL®, obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde endikedir. Başlangıçtaki yanıtı takiben, obsesif kompulsif bozukluğun uzun süreli tedavisinde, LUSTRAL®'in, 2 yıla kadar devamlı etkinliği, emniyeti ve tolerabilitesi gösterilmiştir. LUSTRAL®, obsesif kompulsif bozukluğu olan 6 yaşından büyük pediyatrik hastaların tedavisinde de endikedir. LUSTRAL®, agorafobi ile beraber seyreden panik bozukluk dahil olmak üzere panik bozukluğu tedavisinde endikedir. LUSTRAL®, travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde de endikedir.

LUSTRAL SPECIAL 100 MG 28 FİLM TABLET Formulü

LUSTRAL® oral uygulama için 50 mg sertraline eşdeğer sertralin hidroklorür ve boyar madde olarak titanyum dioksit içeren film kaplı çentikli tabletler halinde bulunur.

SUDAFED 60 MG 30 TABLET Dozu Kullanma

Hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;

12 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerde: Oral olarak günde 3-4 kez 1 tablet. Günlük maksimum doz 4 tablettir (240mg psödoefedrin hidroklorür)

6-11yaş arasındaki çocuklarda: Oral olarak günde 3-4 kez 1/2 tablet. Günlük maksimum doz 4 tane ½ tablettir (120mg psödoefedrin hidroklorür). Sudafed’in doktor tavsiyesi olmadan 2 yaşın altındaki çocuklarda kullanımı uygun değildir.

6 yaşından küçük çocuklar için SUDAFED’in şurup formu mevcuttur.

Yaşlılarda: Normal yetişkin dozu uygundur (Farmakokinetik özelliklerine bakınız).

Hepatik yetmezliği olanlarda: İlacın kullanımı ile elde edilen deneyim normal yetişkin dozunun uygun olduğunu göstermekle beraber şiddetli hepatik yetmezlik durumunda dikkatli olunması gerekmektedir.

Renal yetmezliği olanlarda: Sudafed özellikle kardiyovasküler hastalığın eşlik ettiği orta şiddette renal yetmezliği olanlarda kullanılırken dikkat edilmelidir.
Doz Aşımı ve Önlemler

Tavsiye edilen dozlarda görülen yan etkilerle beraber iritabilite, huzursuzluk, titreme, konvülsiyonlar, palpitasyon, hipertansiyon Sudafed tabletin akut doz aşımını takiben görülebilir. Solunum destekleyici ve koruyucu ve konvülsiyonları kontrol edici önlemler alınmalıdır. Endike olduğu takdirde, gastrik lavaj uygulanmalıdır. Mesane kateterizasyonu gerekebilir. Asit diürezinin potansiyel terapötik faydası günümüzde tartışılmaktaysa da, psödoefedrinin eliminasyonunu hızlandırabilir. 60mg psödoefedrin + 8mg akrivastin içeren kombinasyondaki psödoefedrinin oluşturduğu toplam vücut yükünün yaklaşık %20’sinin 4 saatlik hemodiyaliz ile uzaklaştırılmasına karşın, diyalizin doz aşımındaki değeri bilinmemektedir.

Saklama Koşulları 25oC'nin altındaki oda sıcaklığında ve kuru bir yerde saklayınız. Işıktan koruyunuz.

SUDAFED 60 MG 30 TABLET Etkileşimler

SUDAFED'in dekonjestanlar, trisiklik antidepresanlar, iştah bastırıcı ilaçlar ve amfetamin-benzeri psikostimülanlar gibi sempatomimetik ajanlar veya sempatomimetik aminlerin katabolizmasını engelleyen monoamin oksidaz inhibitörleri ile beraber kullanılması bazen kan basıncının yükselmesine neden olabilir (Kontrendikasyonlarına bakınız). Psödoefedrin içermesinden dolayı SUDAFED, bretilyum, betanidin, guanitidin, debrizokin, metildopa ve alfa- ve beta-adrenerjik bloker ilaçlar gibi sempatik aktiviteyi engelleyen hipotansif ilaçların etkisini kısmen tersine çevirebilir (Uyarılar/Önlemlere bakınız).

SUDAFED 60 MG 30 TABLET Yan Etkileri

Uyku bozuklukları ve nadiren halusinasyon dahil merkezi sinir sistemi (MSS) uyarım semptomları görülebilir. İritasyonlu veya iritasyonsuz deri döküntüleri bazen görülmektedir. Psödoefedrin alan erkeklerde nadiren üriner retansiyona rastlanmaktadır; önceden mevcut bir prostatik büyüme bu durumu hazırlayıcı bir faktör olabilir.

BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE HEKİMİNİZE BAŞVURUNUZ.

SUDAFED 60 MG 30 TABLET Uyarılar Önlemler

Normotansif hastalarda psödoefedrinin görünür hiç bir presör etkisi olmamakla beraber, SUDAFED hafif-orta şiddette hipertansiyonu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (Kontrendikasyonları ve İlaç Etkileşimlerine bakınız). Kontrol edilemeyen hipertansiyonu olan hastalarda Sudafed’in kan basıncı üzerindeki etkisi gözlenmelidir. Diğer sempatomimetik ilaçlarda olduğu gibi, SUDAFED de kalp hastalıkları, şeker hastalığı, hipertiroidizm, yüksek intraoküler basınç ve prostatik büyüme görülen hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Şiddetli hepatik yetmezlik veya özellikle kardiyovasküler hastalığın eşlik ettiği orta-şiddetli derecede renal yetmezlik olduğunda ilacı kullanırken dikkatli olunmalıdır. Fertilite: SUDAFED’in insan fertilitesi üzerine etkileri ile ilgili hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanımı: Gebelik kategorisi C’dir. Sudafed ile hamileler ile ilgili olarak hiçbir klinik veri bulunmamaktadır. Hamile kadınlara verilirken dikkatli olunmalıdır. Psödoefedrin anne sütüne az miktarda geçer, fakat bunun emzirilen bebeklerdeki etkisi bilinmemektedir. Sudafed’in emziren annelerde kullanımı, anneye beklenen yarar bebek için olası riskten fazla olmadıkça tavsiye edilmemektedir.

SUDAFED 60 MG 30 TABLET Kontrendikasyonları

Sudafed ilaca ya da bileşenlerine aşırı duyarlılığı olduğu bilinen kişilerde kontrendikedir. Şiddetli hipertansiyon ve şiddetli koroner arter hastalıkları olanlarda kontrendikedir. Daha önceki 2 hafta içinde monoamin oksidaz inhibitörleri (bir antibakteriyel olan furazolidon dahil) almış veya almaya devam eden hastalarda kontrendikedir. Psödoefedrin ve bu tip bir ilacın aynı zamanda kullanılması bazen kan basıncının yükselmesine neden olabilir.

SUDAFED 60 MG 30 TABLET Endikasyonları

SUDAFED, özellikle nazal mukoza ve sinüslerde olmak üzere üst solunum yolları mukoz membranında dekonjestan etki yapan bir maddedir ve alerjik rinit, vazomotor rinit, soğuk algınlığı ve grip gibi durumlarda semptomatik bir rahatlama sağlar.

SUDAFED 60 MG 30 TABLET Farmakolojik Özellikler

Farmakodinamik Özellikleri: Etki mekanizması: Psödoefedrin, doğrudan veya dolaylı sempatomimetik aktiviteye sahiptir ve etkili bir üst solunum yolları dekonjestanıdır. Psödoefedrin, sistolik kan basıncının yükseltilmesinde ve taşikardi yaratılmasında efedrinden daha az etkilidir, ayrıca merkezi sinir sisteminin uyarılmasında da etkisi daha düşüktür. Psödoefedrin 4 saat süren dekonjestan etkisine 30 dakika içinde ulaşır.

Farmakokinetik Özellikleri: Psödoefedrin oral uygulamayı takiben barsaktan iyi absorbe edilir. Psödoefedrinin plazma yarılanma ömrü (t1/2) yaklaşık 5.5 saattir. Psödoefedrin, karaciğerde N-demetilasyon yoluyla, aktif bir metabolit olan norpsödoefedrine kısmen metabolize olmaktadır. Psödoefedrin ve metaboliti idrar ile atılır; dozun %55 ile %90’ı herhangi bir değişikliğe uğramadan atılır. Psödoefedrinin görünen total vücut klerensi (Cl/F) 7.5ml/dak/kg’dır. Sabit eliminasyon hızı yaklaşık 0.13sa-1’dir. İdrar asitlendiğinde psödoefedrinin idrar ile dışarı atılma hızı artar. Bunun tersine, idrar pH'ı arttıkça, idrar ile dışarı atılma hızı azalır. Sağlıklı yetişkin gönüllülerde, 60 mg psödoefedrin verilmesi yaklaşık 2 saat sonra (Tmaks), yaklaşık 180 ng/ml'lik bir pik plazma konsantrasyonu (Cmaks) yaratmıştır. Psödoefedrinin plazma yarılanma ömrü yaklaşık 5.5 saattir. Psödoefedrinin görünen dağılım hacmi (Vd/F) yaklaşık 2.8 l/kg’dır.

Renal yetmezlikte farmakokinetik: Değişen derecelerde renal yetmezliği olan hastalara 60mg psödoefedrin + 8mg akrivastin uygulanmasını takiben, sağlıklı gönüllülerdeki ile karşılaştırıldığında orta şiddette renal yetmezliği olan hastalarda psödoefedrin için Cmax 1.5 kat daha fazla çıkmıştır. Tmax renal yetmezlikten etkilenmemiştir. Sağlıklı gönüllülerdeki ile karşılaştırıldığında t1/2, hafif-şiddetli renal yetmezliği olan hastalarda sırasıyla 3-12 kat artmıştır.

Hepatik yetmezlikte farmakokinetik: Hepatik yetmezliği olan hastalarda Sudafed tablet ile yapılmış hiçbir spesifik çalışma yoktur. Yaşlılarda farmakokinetik: Yaşlı hastalarda 60mg psödoefedrin + 8mg akrivastin uygulanmasını takiben psödoefedrin için görülen t1/2 sağlıklı gönüllülerdekinin 1.4 katı olmuştur. Görünen Cl/F sağlıklı gönüllülerdekinin 0.8 katı olmuştur ve Vd/F değişmemiştir. Sudafed tablet ile yaşlılarda yapılmış spesifik bir çalışma yoktur.

GINERA 21 DRAJE Dozu Kullanma

Kombine oral kontraseptif kullanımına tekrar başlayacak ya da yeni başlayacak olanların Kontrendikasyonlar ve Uyarılar/Önlemler bölümleri dikkate alınarak anamnezi tam olarak alınmalı ve fizik muayenesi yapılmalı, kombine oral kontraseptif kullanımı süresince de periyodik olarak tekrarlanmalıdır. Özellikle kontrendikasyonlar (örneğin geçici iskemik atak) veya risk faktörleri (örneğin ailede venöz veya arteriyel tromboz öyküsü) kombine oral kontraseptif kullanımı süresince ilk kez ortaya çıkabileceğinden periyodik medikal değerlendirme önem taşır.. Bu değerlendirmelerin sıklığı ve içeriği kabul edilmiş kurallara dayanarak her kullanıcıya göre adapte edilmeli ancak, genel olarak servikal sitoloji de dahil olmak üzere kan basıncı, memeler, batın ve pelvik organları özellikle kapsamalıdır. Kullanıcılar oral kontraseptiflerin HIV enfeksiyonları (AIDS) ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruyucu olmadığı konusunda bilgilendirilmelidir. Kullanımı Drajeler, paketin üstünde gösterildiği yönde, hergün yaklaşık aynı zamanda bir miktar suyla alınmalıdır. Birbirini izleyen 21 gün boyunca hergün bir draje alınır. Her bir sonraki pakete 7 günlük, sıklıkla çekilme kanamasının izlendiği, draje alınmayan dönemi takiben geçilir. Bu kanama genellikle son drajenin alınmasını takiben 2.-3. gün başlar ve bir sonraki pakete başlandığında kesilmemiş olabilir. � Başlangıç - Bir önceki ay hormonal kontraseptif kullanımı yoksa Draje alımı kadının doğal siklusunun birinci günü (menstrüel kanamanın ilk günü) başlamalıdır. 2-5. günlerde başlanması da kabul edilebilir ancak bu durumda draje alımının ilk 7 günü boyunca ilk siklusta ek bir bariyer yöntemi önerilir. - Diğer bir kombine oral kontraseptif formundan geçiş Tercihen önceki kombine oral kontraseptifin son aktif drajesini izleyen gün Ginera alımına başlanmalıdır. En geç ise drajesiz dönemi ya da plasebo draje dönemini izleyen gün başlanabilir. - Yalnız progestagen içeren bir yöntemden (minipil, enjeksiyon, implant) ya da progesteron salınımlı rahim içi sistemden (RİS) geçiş Minipilden herhangi bir günde, (implant veya RİS�in çıkarıldığı gün, enjeksiyonda ise bir sonraki enjeksiyonun yapılması gereken gün) geçiş yapılabilir. Ancak tüm bu koşullarda draje alımının ilk 7 günü ek bir bariyer yöntemi kullanılması önerilir. - İlk trimestr düşüğünü takiben Hemen başlanabilir. Ek kontraseptif önlemler alınmasına gerek yoktur. - Doğumu veya ikinci trimestr düşüğünü takiben Emziren kadınlar için bkz. Gebelik ve Laktasyon. Doğumu veya ikinci trimestr düşüğünü takiben 21-28. günlerde başlanması önerilir. Daha sonra başlandığı takdirde draje alımının ilk 7 günü ek bir bariyer yöntemi kullanılmalıdır. Eğer o zamana kadar ilişki gerçekleştiyse, kombine oral kontraseptif kullanımı başlamadan önce gebelik ekarte edilmeli veya ilk menstrüel kanama beklenmelidir. � Draje alımı unutulduğunda Eğer kullanıcı drajesini almakta, 12 saatten daha az geç kalmışsa kontraseptif koruyuculuk azalmaz. Hatırlanır hatırlanmaz draje alınmalı ve sonraki drajeler de her zamanki gibi alınmaya devam edilmelidir. Eğer 12 saatten daha fazla gecikme olmuşsa kontraseptif koruyuculuk azalmış olabilir. Bu durumda 2 basit kural uygulanır. 1. Draje alımına hiç bir zaman 7 günden fazla ara verilmez. 2. Hipotalamus�hipofiz-over aksının uygun şekilde baskılanması için 7 gün boyunca aralık vermeden draje alınması gereklidir. Buna bağlı olarak günlük uygulamada şu öneriler verilebilir: 1. Hafta: Aynı zamanda iki draje almak anlamına gelse de, kullanıcı unuttuğu drajeyi hatırlar hatırlamaz içmelidir. Kalan drajelerini normal zamanında kullanmaya devam edebilir. İlk 7 gün içinde kondom gibi ek bir bariyer yöntemi kullanmalıdır. Bu 7 günden önce cinsel birleşme olmuşsa gebelik olasılığı gözönüne alınmalıdır. Ne kadar çok draje unutulursa ve bu drajelerin unutulduğu gün drajesiz döneme ne kadar yakınsa gebelik riski o kadar yüksektir. 2. Hafta: Aynı zamanda iki draje almak anlamına gelse de, kullanıcı son unuttuğu drajeyi hatırlar hatırlamaz içmelidir. Kalan drajelerini normal zamanında kullanmaya devam edebilir. Eğer ilk unutulan drajeye kadar 7 gün boyunca drajeler hatasız alınmışsa ek yöntem kullanmaya gerek yoktur. Aksi takdirde ya da kadın birden fazla draje unutmuşsa 7 gün boyunca ek önlemler alınmalıdır. 3. Hafta: Drajesiz dönemin yaklaşıyor olması nedeni ile güvenilirlikte azalma riski yüksektir. Yine de, draje alımında ayarlamalar yapılarak kontraseptif korumada azalma önlenebilir. Eğer unutulan drajeden önceki 7 gün boyunca drajeler doğru olarak alındıysa, aşağıdaki iki seçenekten birinin uygulamasıyla ek bir kontraseptif yönteme gerek kalmaz. Aksi takdirde bu seçeneklerden ilki seçilip, ayrıca 7 gün boyunca ek önlemler almak gerekir. 1. Aynı zamanda iki draje almak anlamına gelse de kullanıcı son unuttuğu drajeyi hatırlar hatırlamaz içmelidir. Kalan drajelerini normal zamanda kullanmaya devam edebilir. Bir sonraki kutuya arada 7 gün ara vermeden mevcut kutu biter bitmez başlanmalıdır. Kullanıcıda ikinci kutunun sonuna kadar bir çekilme kanaması beklenmez. Ancak draje alındığı günlerde lekelenme veya ara kanaması görülebilir. 2. Kullanmakta olduğu kutuyu bırakması önerilebilir. 7 günlük (drajeyi unuttuğu günler dahil) aradan sonra yeni kutuya başlanır. Draje almayı unutan kullanıcıda ilk drajesiz dönemde beklenen çekilme kanaması görülmezse gebelik olasılığı gözönüne alınmalıdır.  Mide-barsak bozuklukları durumunda Şiddetli gastrointestinal bozuklukların olması durumunda emilim tam olmayabilir ve ek kontraseptif önlemler alınmalıdır. Eğer draje alımını takiben 3-4 saat içinde kusma olursa unutulan drajeler için verilen öneriler (Bkz. Draje alımı unutulduğunda) geçerlidir. Eğer kadın normal draje alma programını değiştirmek istemezse, gereken ekstra drajeleri başka bir kutudan almalıdır. Doz aşımı Doz aşımına bağlı bildirilen ciddi yan etki yoktur. Görülebilecek belirtiler, bulantı, kusma ve gençlerde hafif vaginal kanamadır. Antidotu yoktur ve tedavisi semptomatik olmalıdır.

GINERA 21 DRAJE Etkileşimler

Oral kontraseptifler ve diğer ilaçlar arasındaki etkileşimler ara kanamalara ve/veya kontraseptif başarısızlığa yol açabilirler. Aşağıdaki etkileşimler literatürde bildirilmiştir. Hepatik metabolizma: Mikrozomal enzimleri etkileyen ilaçlarla (ör. fenitoin, barbitüratlar, primidon, karbamazepin rifampisin ve muhtemelen okskarbazepin, topiramat, felbamat, ritanovir, griseofulvin ve St. John's wort içeren ürünler) olan etkileşimler, seks hormonlarının klerensinin artması ile sonuçlanabilir. Enterohepatik dolaşımla etkileşmeler: Belirli antibiyotik ajanların (ör. penisilinler, tetrasiklinler) verilmesi durumunda estrogenlerin enterohepatik dolaşımının azalabileceğini ve bunun da etinilestradiol düzeylerini azaltabileceğini savunan klinik raporlar mevcuttur. Yukarıda belirtilen ilaçlardan herhangi biri ile kısa süreli tedavi edilmekte olan kadınlar, kombine oral kontraseptif dışında geçici olarak bir bariyer yöntemi kullanmalı ya da başka bir kontrasepsiyon yöntemi seçmelidirler. Mikrozomal enzim indüksiyonu yapan ilaçlar ile birlikte kullanımları süresince ve tedavinin kesilmesini takiben 28 gün boyunca bariyer yöntemi kullanmalıdırlar. Antibiyotik tedavisi (rifampisin ve griseofulvin dışında) alan kadınlar, ilacın sonlanmasını takiben 7 gün boyunca bariyer yöntemi kullanmalıdırlar. Eğer eş zamanlı tedavi kombine oral kontraseptif kutusundaki drajelerin bitiminden sonra devam ediyorsa, bir sonraki kutuya ara vermeden devam edilmelidir Oral kontraseptifler diğer ilaçların metabolizmaları ile etkileşebilmektedir. Buna bağlı olarak plazma ve doku konsantrasyonları etkilenebilir (ör. siklosporin). Not: Olası etkileşmeleri belirlemek amacıyla eşzamanlı kullanılacak ilacın prospektüsüne başvurulmalıdır. Laboratuvar Testleri Kontraseptif steroidlerin kullanılması, karaciğer, tiroid, adrenal ve renal fonksiyonların biyokimyasal parametrelerini, kortikosteroid bağlayıcı protein ve lipid/lipoprotein fraksiyonları gibi (taşıyıcı) proteinlerin plazma düzeylerini ve karbonhidrat metabolizması, koagulasyon ve fibrinoliz parametrelerini içeren bir grup laboratuvar testinin sonuçlarını etkileyebilir. Değişiklikler genellikle normal laboratuvar değerleri sınırları içinde kalır.

GINERA 21 DRAJE Yan Etkiler

Kombine oral kontraseptiflerin kullanımıyla ilişkilendirilen en ciddi yan etkiler Uyarılar/Önlemler bölümünde ele alınmıştır. Aşağıdaki diğer yan etkiler kombine oral kontraseptif kullanıcılarında bildirilmiş ve ilişkileri ne doğrulanmış ne de yanlışlığı kanıtlanmıştır. Meme hassasiyet, ağrı, salgı Santral sinir sistemi başağrısı, migren, libidoda değişiklikler, depresif duygu durumu, duygu durum değişiklikleri  Gastrointestinal sistem bulantı, kusma, diğer gastrointestinal yakınmalar.  Deri çeşitli deri hastalıkları (ör: döküntü, eritema nodozum,eritema multiforme).  Ürogenital sistem vaginal salgıda değişiklikler  Gözler kontakt lense toleranssızlık  Çeşitli sıvı tutulumu, vücut ağırlığında değişiklik,aşırı duyarlılık reaksiyonu BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

GINERA 21 DRAJE Uyarılar ve Önlemler

Aşağıda tanımlanan durumlardan ya da risk faktörlerinden herhangi biri mevcutsa kombine oral kontraseptif kullanımının yararı ve olası riskleri her bir kadın için ayrıca karşılaştırılmalı ve kullanıma başlamadan önce tartışılmalıdır. Aşağıdaki durumların ya da risk faktörlerinin herhangi birinin alevlenmesi, tekrarlaması ya da ilk kez ortaya çıkması durumunda kullanıcı hekimine başvurmalıdır. Kullanımın devamına ya da kesilmesine hekim karar vermelidir. Dolaşım bozuklukları Epidemiyolojik çalışmalar kombine oral kontraseptif kullanımı ile miyokard enfarktüsü, inme, derin ven trombozu ve pulmoner emboli gibi arteriyel ve venöz, trombotik ve tromboembolik hastalık riskindeki artış arasında bir ilişki olduğunu ileri sürmüştür. Ancak bu durumlara nadiren rastlanır. Derin ven trombozu ve/veya pulmoner emboli şeklinde ortaya çıkan venöz tromboemboli tüm kombine oral kontraseptiflerin kullanımı sırasında ortaya çıkabilmektedir. Oral kontraseptif kullanmayanlardaki yaklaşık venöz tromboemboli insidansı 10.000 kadın yılında 0.5-3 iken, düşük doz estrogen içeren (<0.05 mg etinilestradiol) kombine oral kontraseptif kullanıcılarındaki bu oran 10.000 kadın yılında 4'tür. Gebelikle ilişkili venöz tromboemboli insidansı 10.000 gebe kadın yılında 6'dır. Trombozun hepatik, mezenterik, renal, serebral veya retinal venler ve arterler gibi diğer kan damarlarında oluştuğu oldukça nadir olarak bildirilmiştir. Bu olayların kombine oral kontraseptif kullanımı ile ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceği konusunda bir görüş birliği yoktur. Venöz ya da arteriyel trombotik/tromboembolik olaylar veya serebrovasküler bir olay şu bulgularla beraber olabilir::Bacakta tek taraflı ağrı ve şişme; sol kola yayılmasa da göğüste ani şiddetli ağrı; ani nefes alma güçlüğü; ani öksürük başlangıcı; alışılmadık, şiddetli, uzamış baş ağrısı; ani kısmi ya da tam görme kaybı; diplopi; bozulmuş konuşma veya afazi; vertigo; fokal belirtileri olan veya olmayan koma; vücudun bir yarısını ya da bir kısmını birdenbire etkileyen zayıflık veya çok belirgin uyuşukluk; motor bozukluklar, akut batın. Venöz veya arteriyel trombotik / tromboembolik durumlar ya da serebrovasküler olay riski aşağıdaki faktörlerle artar: - Yaş - Sigara (çok sigara içme ve ilerleyen yaşla, özellikle 35 yaşın üzerindeki kadınlarda risk daha fazla artar) - Pozitif aile öyküsü (bir kardeşte ya da anne-babada daha erken yaşlarda venöz veya arteriyel tromboemboli). Eğer kalıtsal bir predispozisyondan şüphelenirse, kombine oral kontraseptif kullanımına karar verilmeden önce bir uzmana danışılmalıdır. - Obesite (vücut ağırlık indeksinin 30 kg/m2 üzerinde olması) - Dislipoproteinemi - Hipertansiyon - Migren; - Kalp kapak hastalığı - Atriyal fibrilasyon - Uzun süreli immobilizasyon, majör cerrahi girişim, bacaklara herhangi bir cerrahi girişim, majör travma. Bu durumlarda kombine oral kontraseptif kullanımının (elektif cerrahi girişim durumunda 4 hafta önceden olmak üzere) kesilmesi ve tamamen remobilize olunmasını takiben 2 haftadan önce başlanmaması önerilebilir. Variköz venlerin ve yüzeysel tromboflebitin venöz tromboembolideki olası rolü konusunda görüş birliği yoktur. Puerperium süresince söz konusu olacak tromboemboli riski gözönüne alınmalıdır (Gebelik ve laktasyon için ilgili bölüme bakınız). Dolaşım sisteminin advers olayları ile ilişkilendirilebilecek diğer durumlar arasında diabetes mellitus, sistemik lupus eritematozus, hemolitik üremik sendrom, kronik enflamatuvar barsak hastalığı (Crohn hastalığı veya ülseratif kolit) ve orak hücreli anemi vardır. Kombine oral kontraseptif kullanımı sırasında migren sıklığı veya şiddetinde (serebrovasküler bir olayın öncüsü olabilecek) bir artış kullanımı derhal kesmek için bir neden olabilir. Venöz veya arteriyel trombozun kalıtsal veya edinilmiş predizpozisyonunun göstergesi olabilecek biyokimyasal faktörler arasında aktive protein C (APC) rezistansı, hiperhomosisteinemi, antitrombin-III yetersizliği, protein C yetersizliği, protein S yetersizliği ve antifosfolipid antikorları (antikardiyolipin antikorları, lupus antikoagulanı) vardır. Risk/yarar karşılaştırmasını yaparken hekim herhangi bir durumun uygun tedavisinin tromboz riskini azaltacağını ve gebelik sırasındaki tromboz riskinin düşük dozlu (<0.05 mg etinilestradiol) kombine oral kontraseptif kullanımı ile birlikte olandan daha yüksek olduğunu göz önüne almalıdır. Tümörler Bazı epidemiyolojik çalışmalarda uzun süre kombine oral kontraseptif kullananlarda servikal kanser riskinin arttığı bildirilmiştir. Ancak bu bulguların cinsel davranış ve human papilloma virusu (HPV) gibi diğer faktörlerin yanıltıcı etkileri ile hangi noktaya kadar ilişkilendirilebileceği konusundaki tartışma halen sürmektedir. 54 epidemiyolojik çalışmanın meta analizi sonucu halen kombine oral kontraseptif kullanan kadınlarda tanı konan meme kanseri relatif riskinde hafif bir artış saptanmıştır (RR=1.24). Bu artmış risk kombine oral kontraseptifin kesilmesini takiben on yıl içinde azalarak kaybolmaktadır. Meme kanseri 40 yaşın altındaki kadınlarda nadir olduğundan, halen kombine oral kontraseptif kullanan ya da kullanmış olanlarda konulan meme kanseri tanılarındaki artış, tüm meme kanseri riski ile karşılaştırıldığında düşüktür. Anılan çalışmalar nedensellik ilişkisi konusunda kanıtlar getirmemektedir. Gözlenen artmış risk paterni, kombine oral kontraseptif kullanıcılarında meme kanserinin daha erken tanınmasına, kombine oral kontraseptiflerin biyolojik etkilerine veya ikisinin kombinasyonuna bağlı olabilir. Kombine oral kontraseptif kullanmış olanlarda tanı konan meme kanserleri hiç kullanmamış olanlara göre klinik olarak daha az ilerlemiş olma eğilimi gösterir. Kombine oral kontraseptif kullananlarda, nadir olgularda iyi huylu, ileri derecede nadir olgularda da habis karaciğer tümörleri gözlenmiştir. Sınırlı olguda bu tümörler ciddi intraabdominal kanamalara sebep olmuştur. Kombine oral kontraseptif kullanan kadınlarda şiddetli üst batın ağrısı, karaciğer büyüklüğü veya batın içi kanama belirtileri söz konusu olduğunda, bir karaciğer tümörü ayırıcı tanıda göz önüne alınmalıdır. Diğer durumlar Hipertrigliseridemi varlığı ya da aile öyküsü kombine oral kontraseptif kullanımında artmış pankreatit riskine neden olabilir. Kombine oral kontraseptif kullanan birçok kadında kan basıncında küçük artışlar bildirilmişse de, klinik açıdan önemli artışlar nadirdir. Ancak kombine oral kontraseptif kullanımı sırasında, klinik olarak anlamlı ve geçmeyen hipertansiyon gelişmesi durumunda hekimin kombine oral kontraseptifi kesmesi ve hipertansiyonu tedavi etmesi uygun olur. Eğer normotansif değerler antihipertansif tedavi ile sağlanabiliyorsa ve uygun bulunursa kombine oral kontraseptif kullanımına tekrar başlanabilir. Aşağıdaki koşulların hem gebelikte hem de kombine oral kontraseptif kullanımı ile bozulduğu bildirilmiştir, ancak kombine oral kontraseptif kullanımı ile ilişkili kanıtlar yetersizdir: Sarılık ve/veya kolestazise bağlı kaşıntı, safra taşı oluşumu, porfiri, sistemik lupus eritematozus, hemolitik üremik sendrom, Sydenham koresi, herpes gestationis, otoskleroza bağlı duyma kaybı. Karaciğer fonksiyonlarının akut veya kronik bozulmaları, karaciğer fonksiyon testlerinin normale dönmesine kadar kombine oral kontraseptif kullanımının kesilmesini gerektirebilir. İlk kez gebelikte ya da daha önce seks steroidlerinin kullanımı sırasında oluşmuş olan kolestatik sarılığın tekrarlaması kombine oral kontraseptif kullanımının sonlandırılmasını gerektirir. Kombine oral kontraseptifler periferik insülin direnci ve glukoz toleransı üzerinde etkili olabiliyorsa da, düşük dozlu (<0.05 mg etinilestradiol) kombine oral kontraseptif kullanan bir diyabetik hastada tedavi rejiminde değişiklikler yapma gerekliliğini gösteren bir kanıt yoktur. Ancak, kombine oral kontraseptif kullanan diyabetik kadınlar dikkatle gözlenmelidir. Crohn hastalığı ve ülseratif kolit kombine oral kontraseptif kullanımı ile ilişkilendirilmiştir. Kloazma, özellikle kloazma gravidarum öyküsü olan kadınlarda bazen gelişebilir. Kloazmaya eğilimi olan kadınlar kombine oral kontraseptif kullandıkları sürece güneşe veya ultraviyole ışınlarına maruz kalmaktan kaçınmalıdırlar.  Azalmış etkinlik Kombine oral kontraseptiflerin etkinliği draje alımı unutulduğunda (Bkz. Draje alımı unutulduğunda), mide-barsak bozuklukları olması halinde (Bkz. Mide-barsak bozuklukları durumunda), ya da eş zamanlı ilaç tedavilerinde (Bkz. İlaç Etkileşimleri) azalabilir.  Azalmış siklus kontrolü Tüm kombine oral kontraseptiflerde, özellikle kullanımın ilk aylarında düzensiz kanamalar (lekelenme veya ara kanamaları) gelişebilir. Bu nedenle herhangi bir düzensiz kanamanın değerlendirilmesi yaklaşık 3 siklusluk bir adaptasyon süresinden sonra anlamlıdır. Eğer kanama düzensizliği devam eder veya kanamalar düzenliyken ortaya çıkarsa non-hormonal etkenler göz önüne alınmalı ve malignite veya gebeliğin ekarte edilmesi için kürtajın da dahil olabileceği uygun tanısal girişimlerde bulunulmalıdır. Bazı kadınlarda draje alınmayan dönemde çekilme kanaması oluşmayabilir. Eğer kombine oral kontraseptif, �Kullanım Şekli ve Dozu� bölümünde belirtilen şekilde kullanıldıysa kadının gebe olması beklenmemektedir. Ancak kombine oral kontraseptif, ilk gerçekleşmeyen çekilme kanamasından önce kullanım kurallarına uygun kullanılmadıysa ya da çekilme kanaması iki kez gerçekleşmediyse kombine oral kontraseptif kullanımına devam etmeden önce gebelik ekarte edilmelidir. Gebelik ve laktasyon Gineranın gebelikte kullanımı endike değildir. Kullanım sırasında gebelik oluşması durumunda ilaç alımı durdurulmalıdır. Ancak yapılan yaygın epidemiyolojik çalışmalar ne gebeliğinden önce kombine oral kontraseptif kullanmış olan kadınların çocuklarında doğumsal defekt riskinde herhangi bir artışı ne de erken gebeliği süresince yanlışlıkla kombine oral kontraseptif kullanıldığında oluşan bir teratojenik etkiye işaret etmemiştir. Kombine oral kontraseptifler süt miktarında azalma ve bileşiminde değişikliğe yol açabileceğinden laktasyonu etkileyebilir. Bu yüzden emziren anne bebeğini sütten kesinceye kadar kombine oral kontraseptif kullanımı genellikle önerilmemelidir. Kontraseptif steroidler ve metabolitleri küçük miktarlarda süte geçebilir ancak bunun bebek sağlığını olumsuz etkilediğine ilişkin bir kanıt yoktur. Gebelik kategorisi X'tir.

GINERA 21 DRAJE Kontrendikasyonları

Kombine oral kontraseptifler aşağıda belirlenen durumlarda kullanılmamalıdır. İlk kez kombine oral kontraseptif kullanırken aşağıdaki durumlardan herhangi birinin görülmesi halinde kullanım derhal durdurulmalıdır. Venöz veya arteriyel trombotik/tromboembolik olayların (örneğin derin ven trombozu, pulmoner emboli, miyokard enfarktüsü) veya serebrovasküler bir olayın varlığı ya da öyküsü) Bir tromboz prodromunun varlığı ya da öyküsü (örneğin geçici iskemik atak, angina pektoris) Fokal nörolojik semptomlu migren öyküsü Damar tutulumlu diabetes mellitus Venöz veya arteriyel tromboz için risk oluşturan şiddetli veya çok sayıda faktörün varlığı bir kontrendikasyon oluşturabilir. (Bkz. Uyarılar/Önlemler) Pankreatit veya şiddetli hipertrigliseridemi ile bağlantılı pankreatit öyküsü. Şiddetli karaciğer hastalığı varlığı veya (karaciğer fonksiyon değerleri normale dönmedikçe) öyküsü Benign veya malign karaciğer tümörü varlığı ya da öyküsü Eğer seks steroidlerinden etkileniyorsa genital organların veya memenin bilinen ya da şüpheli malign hastalıkları Tanı konmamış vaginal kanama Gebelik varlığı ya da şüphesi Aktif ya da yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlık

GINERA 21 DRAJE Formülü

Her bir draje 0.075 mg Gestoden ve 0.03 mg Etinilestradiol içerir. Yardımcı maddeler Sodyum kalsiyum edetat Şeker

MICROGYNON 21 DRAJE Doz Kullanımı

MICROGYNON 21 DRAJE Doz Kullanımı

Microgynon alımına başlamadan önce, genel (memeleri ve serviksten sitolojik smear alınımını da içine alan) bir jinekolojik muayenenin yapılması ve aile anamnezinin özenle kaydedilmesi gerekir. Yakın akrabalarda genç yaşta trombo-embolik süreçlere (örn. derin ven trombozu, apopleksi, enfarktüs) rastlandıysa, ayrıca kan pıhtılaşma sistemi olası bozukluklar bakımından değerlendirilmelidir. Kullanıma geçmeden önce bir gebeliğin olmadığı saptanmalıdır. Önlem olarak, Microgynon ile uzun süreli tedavilerde takriben 6 ay aralarla kontrol muayeneleri yapılır. İlk uygulama döneminiz Microgynon'a başlamak için gelecek adet kanamanızı bekleyiniz. Draje alınımına kanamanın devam edip etmediğine bakmaksızın siklusun 1. günü (kanamanızın 1. günü) başlayınız. Draje almaya, takvimli ambalajın haftanın o gününe tekabül eden (örneğin, Pazartesi = Pt) drajesi, aluminyum foli'ye bastırılarak çıkarılıp ve çiğnemeden bir miktar mayi ile yutularak başlanır. Drajeler günün herhangi bir saatinde alınabilir. Yalnız ilk defa başlanan saate uymalı, en iyisi kahvaltıdan ya da akşam yemeğinden sonra alınmalıdır. 21 gün boyunca 1 draje Ok işaretini izleyerek, ambalaj bitene kadar hergün 1 draje alınız. Ambalajın boş yerleri, size günlük drajenizi alıp almadığınızın kontrolunu sağlar. 7 günlük ara 21 drajenin alınması bittikten sonra, 7 günlük bir ara veriniz. Bu ara içerisinde son draje alımından takriben 2-4 gün sonra, bir adet kanaması olur. Sonraki uygulama dönemleriniz 7 günlük bir aradan sonra yeni bir ambalajla draje alımına devam edilir. Bu arada kanamanın normalde olduğu üzere durması veya devam etmesi önemli değildir. Böylece, kolaylıkla akılda tutulan bir ritm oluşur: 3 hafta draje alımı, 1 hafta ara - ve her yeni ambalaj, haftanın hep aynı günü başlar. Önemli bilgiler Korunma güvenliği, uygulamaya başlanılan günden itibaren vardır ve 7 günlük aralarda da devam eder. Microgynon ile ilk siklus alışılandan biraz daha kısadır, ancak müteakip sikluslar 4 hafta sürer. Düzensiz draje alımı, kusma veya diare ile seyir eden barsak hastalıkları, ileri derecede nadir individuel metabolik bozukluklar veya aynı zamanda bazı ilaçların uzun süre alınması ("Uyarılar" bölümüne bkz.) Microgynon'un kontraseptif güvenliğini azaltabilir (ilk semptom ara kanamaları olabilir). Eğer daha önce başka bir oral kontraseptif kullandı iseniz, ya da bir doğum veya düşükten hemen sonra Microgynon'a başlamak istiyorsanız, lütfen önce hekiminize danışınız. Eğer süt veriyorsanız, Microgynon kullanılması konusunda hekiminiz karar vermelidir. Ara kanamalarında tutum Şayet Microgynon alındığı 3 hafta içinde "sıra dışı" bir kanama olursa bile, draje alımına devam edilmelidir. Hafif bir kanama ekseriya kendiliğinden kesilir. Daha şiddetli, normal adete benzeyen bir kanama olursa, doktorunuza başvurmalısınız. Adet kanamasının olmadığı hallerde tutum İstisnai durumlarda düzenli draje alımına rağmen verilen bir haftalık ara içerisinde bir kanama olmazsa, uygulamaya devam etmeyip, doktorunuza başvurmalısınız. Günlük drajeyi almayı unuttuysanız Şayet mutad zamanda draje almayı unuttuysanız, bu draje, en geç müteakip 12 saat içinde alınmalıdır. Normal alınan zamandan 12 saatten fazla bir süre geçmişse, bu ayın içinde gebelikten koruyucu etki zayıflamış olabilir. Bu durumda unutulan drajeler atlanarak, başlanmış olan ambalaja devam edilmeli ve bu ambalaj bitene kadar, hormonal olmayan, gebelikten koruyucu diğer yöntemlerin (Knaus-Ogino'nun takvim yöntemi ve ısı yöntemi dışında) ek olarak uygulanması gerekir. Unutulan drajeler, alınmamalıdır. Ambalajın bitimini müteakip verilen 7 günlük arada, normal olarak bir kanama oluşur. Eğer bir kanama olmazsa, yeni bir ambalaja başlamadan doktora başvurulmalıdır Kusmalar ve barsak hastalıklarında güvenlik Hafif müshiller etkide bir azalmaya sebep olmazlar. Buna karşılık kusmalar ya da ishal ile seyreden barsak hastalıklarında, alınan günlük drajenin etkenliği konusunda tam bir güvenlilik olmayabilir. Bu tür vakalarda, kontraseptif güvence kesin değildir. Bu durumlarda, Microgynon alımını kesmeksizin, sözü edilen kullanım ayında ek olarak, hormonal olmayan, gebelikten koruyucu diğer yöntemlerin (Knaus Ogino'nun takvim yöntemi ve ısı yöntemi dışında) uygulanması da öğütlenir. İlaç alımının bırakılması halinde Microgynon 21 alımı bırakıldıktan sonra cinsiyet bezleri, genel olarak çabucak vazifelerine başlarlar. Normal döllenme yeteneği yeniden oluşur. Mamafih ilk kanama, ekseriya 1 hafta kadar gecikebilir. Eğer ilk 2-3 ay içerisinde normale dönüş olmazsa lütfen doktorunuza başvurunuz. Microgynon'un derhal kesilmesi için nedenler Migren türünde başağrılarının ilk defa ortaya çıkması, ya da alışılmamış şiddette sık baş ağrıları, ani duyu bozuklukları (örn.görme ya da işitme bozuklukları), tromboflebitlerin ya da trombo-embolik belirtilerin ilk işaretleri (örn. bacaklarda mutadın dışında ağrılar ya da bacakların şişmesi, nefes alırken batıcı ağrılar ve nedeni bilinmeyen öksürük), göğüste ağrı ve darlık hissi, planlanan ameliyatlardan 6 hafta önce ve örneğin kazalardan sonra yatak istirahatinin gerekli olduğu sürede. Bütün bu durumlarda artan bir tromboz rizikosu mevcuttur. İlacın kesilmesi için diğer nedenler sarılık, hepatit, sürekli kaşıntı, epilepsi nöbetlerinin artması, önemli tansiyon yükselmeleri ve gebelikdir. Aşırı dozaj İlacın aşırı dozda alınmasından sonra herhangi ciddi bir etki rapor edilmemiştir. Örn. bulantı gibi gastrointestinal rahatsızlıklar meydana gelirse bilinen semptomatik yöntemlerle yapılan bir tedavi yeterlidir.

MICROGYNON 21 DRAJE Yan Etkiler

MICROGYNON 21 DRAJE Yan Etkiler

Nadir olgularda bulantı, mide şikayetleri, başağrıları, göğüslerde gerginlik hissi, vücut ağırlığı ve libidonun etkilenmesi ve depresif durumlar görülebilir. Uzun süre kullanmayı müteakip özellikle hassas kadınlarda, yüzde kahverengi lekeler ortaya çıkabilir.Uzun güneş banyoları bunu daha da kolaylaştırırlar. Bu nedenle, bu çeşit deri değişikliklerine eğilim gösteren kadınların uzun süre güneşte kalmamaları gerekir. Nadir olarak, kontakt lenslere karşı da bir tahammülsüzlük gözlemlenmiştir.

MICROGYNON 21 DRAJE Uyarılar Önlemler

MICROGYNON 21 DRAJE Uyarılar Önlemler

Kombine oral kontraseptif kullanımında aşağıdaki durumlara özenle dikkat edilmesi gerekir: Anamnez'de ağır depresyonlar, varis, diabetes mellitus, yüksek kan basıncı (hipertansiyon), sara (epilepsi), kalıtımsal sağırlık (otoskleroz), multipl skleroz, herediter porfiri, kramplarla seyir eden kalsiyum eksikliği (tetani), chorea minor, karaciğer fonksiyon bozukluğu, safra taşları, kalp ve damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, fibrotik rahim oluşumları, astım veya gebelik esnasında kötüleşme gösteren her hastalık (hekiminiz size anlamadığınız her terimi açıklayabilir). Sözü geçen durumların ağırlaşması yada ilk defa ortaya çıkması oral kontraseptifin kesilmesine neden olabilir. Kontrendikasyonlar başlığı altında sözü edilen durumlardan herhangi birini geçirdi iseniz ya da geçiriyorsanız hekim haberdar edilmelidir, çünkü bu tür olgularda oral kontraseptifler kullanılmamalıdır. Bu hususta herhangi bir tereddütünüz var ise hekiminize danışabilirsiniz. Düzenli başka ilaçlar kullanıyorsanız (örn.barbiturat'lar, fenilbutazon, hidantoin, rifampisin, ampisilin gibi) hekim haberdar edilmelidir, zira bunlar Microgynon'un etkisini azaltabilirler.

MICROGYNON 21 DRAJE Kontrendikasyonları

MICROGYNON 21 DRAJE Kontrendikasyonları

Aşağıdaki durumlarda bir kombine oral kontraseptif kullanılmamalıdır: Mevcut ya da daha önce geçirilmiş damar tıkanmaları (trombozlar) ve böyle bir hastalığa eğilimi arttıran durumlar (örn. tromboz eğilimini arttıran kan pıhtılaşması bozuklukları, bazı kalp hastalıkları); anormal eritrositler (orak hücreli anemi); yüksek kan lipid değerleri (yağ metabolizması bozuklukları), damar değişiklikleri gösteren ağır diabet ya da diğer bir yüksek tromboz riskine sebep olabilecek durumlar; gebelik olasılığı; geçirilmiş ya da mevcut meme veya endometrium karsinomu; sebebi bilinmeyen anormal vajinal kanama; önceki gebeliklerde ortaya çıkan (1) sürekli kaşıntı, (2) Herpes gestationis, (3) kötüleşen otoskleroz, (4) sarılık (enfeksiyon, zehirlenme veya obstruksiyona bağlı olmayan); belirli diğer sarılık nedenleri (Dubin-Johnson veya Rotor sendromu); akut veya kronik ağır karaciğer hastalıkları, geçirilmiş ya da mevcut karaciğer tümörleri. Dikkat edilecek hususlar İstatistiksel verilere göre, kombine oral kontraseptif kullanan kişilerde kullanmayanlara nazaran daha sık trombo-embolik süreçlere (örn. apopleksi, enfarktüs, pulmoner emboli) rastlanır. Bu tür olgularda her zaman tam bir iyileşme olmayabileceği gibi çok seyrek olarak istenmeyen bir şekilde de sonuçlanabilirler. Bazı durumlar tromboz rizikosunu artırır: Sigara tüketimi, şişmanlık, varis, bazı kalp ve damar hastalıkları, diabetes mellitus ve migren. Eğer bu durumlardan biri sizin için geçerli ise, kombine oral kontraseptif kullanmadan önce doktorunuza danışmanız gerekir. Kombine oral kontraseptif kullanımına bağlı arteriyel tromboz rizikosu (örn. enfarktüs veya apopleksi) istatistiksel olarak ilerleyen yaşa ve sigara tüketimine paralel gider. Bu nedenle ilerlemiş yaş grubuna mensup, sigara içen kadınlarda bir kombine oral kontraseptifin kullanılması tavsiye edilmez. Kombine oral kontraseptif kullanımının belirli kronik hastalıkların kötüleşmesine sebep olabileceği ihtimali mevcuttur. Microgynon'un içerdiğine benzer hormonal maddelerin kullanımı sonucu, nadir olgularda iyi huylu, ileri derecede nadir olgularda da ciddi intraabdominal kanamalara sebep olabilecek habis karaciğer tümörleri gözlenmiştir. Bu nedenle kısa bir sürede kendiliğinden geçmeyen, alışılmamış üst batın yakınmalarında hekim haberdar edilmelidir.

MICROGYNON 21 DRAJE Formulü

MICROGYNON 21 DRAJE Formulü

Beher drajesinde 0.15 mg Levonorgestrel ve 0.03 mg Etinilestradiol bulunan 21 drajelik takvimli ambalaj. Yardımcı maddeler Laktoz Mısır nişastası Polividon 25 000 Talk Magnezyum stearat Sakkaroz Polividon 700 000 Polietilen glikol 6 000 Kalsiyum karbonat Montan glikolik mum (mum E)

29 Haziran 2009 Pazartesi

ASİDAL 150 ML SÜSPANSİYON Etkileşimleri

ASİDAL 150 ML SÜSPANSİYON Etkileşimleri

Tüm anatasitler, birlikte kullanılan ilaçların emilimini etkileyebilir. Asidal tablet, indometasin, fofor, simetidin, salisilatlar, beta- blokerler, klorpromazin, tetrasiklinle, diflusinal ve izoniyazidin emilimini azaltabilir. Bu nedenle, Asidal tablet ile bu ilaçlar en az saatlik ara ile kullanılabilir.

ASİDAL 150 ML SÜSPANSİYON Uyarılar Önlemler

ASİDAL 150 ML SÜSPANSİYON Uyarılar Önlemler

Asidal tablet, oral yoldan kullanılan diğer ilaçaların emilimini etkileyebilir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda aliminyum içeren anatasitlerin uzun süre kullanılması, dokularda aliminyum, birikmesine bağlı olarak diyaliz ensefalopatisi riskini arttırır ve diyalize bağlı osteomalasiyi ağırlaştırabilir. Bu nedenle kronik diyaliz hastalarında kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Güvenirliliği gösterilmediğinden gebelerde ve emziren kadınlarda kullanılmamalıdır.

ASİDAL 150 ML SÜSPANSİYON Yan Etkileri

Asidal tablet, diyare veya konstipasyona neden olabilir. Yüksek dozlarda uzun süre kullanıldığında hipofosfatemiye yol açabilir.

ASİDAL 150 ML SÜSPANSİYON Etkileri

ASİDAL 150 ML SÜSPANSİYON Etkileri


Asidal tablet, mide asidinin yol açtığı ekşime, yanma ve hazımsızlık gibi belirtilerin ve şişkinlik gibi sindirim sistemindeki gaza bağlı yakınmaların semptomatik tedvisinde kullanılır.


ASİDAL 150 ML SÜSPANSİYON Kontrendikasyonları

Asidal tablet, bileşiminde bulunan maddelere karşı aşırı duyarlılığı olanlarda, ileri derecede böbrek yetmezliği bulunan hastalarda kullanılmamalıdır.
Fosfat düzeyleri düşük olan ve apendisit şüphesi olan hastalarda kullanılmamalıdır.

RELAXOL 40 MG 28 FİLM TABLET Dozu Kullanma

RELAXOL 40 MG 28 FİLM TABLET Dozu Kullanma

İçecekler, diğer ilaçlar ve gıdalar emilimini azaltabileceği için, Osalen tablet, sabahları diğer ilaçlardan, içeceklerden ve gıdalardan en az yarım saat önce, oturur durumdayken ya da ayaktayken bir bardak su ile alınmalıdır. Özofagus iritasyonu riskini azaltmak için, Osalen tablet alındıktan sonra en az yarım saat geçene ve kahvaltı edilene kadar yatılmaması gereklidir. Osalen tablet geceleri yatmadan önce ya da sabahları yatar pozisyonda alınmamalıdır. Kullanım kurallarına uyulmaması, özofagus üzerinde istenmeyen etkilere neden olabilir. Gıdalarla alınan kalsiyum ve D vitamini miktarları yetersiz ise, hastalara kalsiyum ve D vitamini desteği sağlanmalıdır.
Yaşlı hastalar, hafif ve orta şiddette böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi 35-60 ml/dak) doz ayarlaması gerekli değildir.

Postmenopozal kadınlarda osteoporoz tedavisi Önerilen doz, haftada bir kez 70 mg'lık bir tablet veya günde bir kez 10 mg'lık bir tablettir.
Postmenopozal kadınlarda osteoporozun önlenmesi Önerilen doz, haftada bir kez 35 mg'lık bir tablet veya günde bir kez 5 mg'lık bir tablettir. Erkeklerde osteoporoz tedavisi Önerilen doz, haftada bir kez 70 mg'lık bir tablet veya günde bir kez 10 mg'lık bir tablettir.

Osteoporozun tedavisi ve önlenmesinde alendronatın etkinliği ve güvenilirliği, 7 yıla kadar olan çalışmalarla gösterilmiştir.

DOZ AŞIMI HALİNDE ALINACAK TEDBİRLER
Doz aşımı durumunda hipokalsemi, hipofosfatemi, mide bulantısı, ekşime ve yanma, özofajit, gastrit ya da ülser ortaya çıkabilir.
Alendronatı bağlamak amacıyla hastaya süt ve antasit verilebilir. Özofagus iritasyonu riskini önlemek için hasta kusturulmamalı ve dik durumda oturtulmalıdır.
Diyalizin yararlı olması beklenmez.

RELAXOL 40 MG 28 FİLM TABLET Etkileşimleri

RELAXOL 40 MG 28 FİLM TABLET Etkileşimleri

IV ranitidin, alendronatın biyoyararlanımını iki kat artırır.
Östrojen replasman tedavisi ile birlikte alendronat uygulanması her iki ilacın da kemik mineralizasyonunu sağlayıcı etkilerini artırabilir.
Günde 10 mg'ın üzerinde alendronat kullanan hastalarda, asetilsalisilik asit içeren ilaçlar üst gastro-intestinal sisteme ait yan etki riskini yükseltebilir.
Oral yoldan kullanılan ilaçlar ve özellikle çok değerlikli kalsiyum ve antasitler gibi katyonlar, alendronat emilimini azaltabilir. Bu nedenle, diğer ilaçlar alendronattan en az yarım saat sonra alınmalıdır.

RELAXOL 40 MG 28 FİLM TABLET Yan Etkileri

RELAXOL 40 MG 28 FİLM TABLET Yan Etkileri

Klinik araştırmalarda yan etkilerin genellikle hafif olduğu ve tedavinin kesilmesini gerektirmediği görülmüştür.
Klinik çalışmalarda % 1'den yüksek ve plasebo grubundakinden daha sık görülen yan etkiler karın ağrısı, dispepsi, konstipasyon, diyare, gaz, özofagus ülseri, disfaji, abdominal distansiyon, kemik, kas ve eklem ağrısı ve baş ağrısıdır. Nadiren deri döküntüsü ve eritem görülmüştür.
Alendronat, nadiren ürtiker ve anjiyoödem dahil aşırı duyarlılık reaksiyonlarına neden olabilir. Alendronat kullanan hastalarda özofajit, özofagusta erozyon, özofagus ve orofarenks ülseri görülebilir. Nadiren mide ve duodenum ülseri görülebilir.
Alendronat tedavisi sırasında serum kalsiyum ve fosfat düzeyinde hafif, asemptomatik ve geçici düşme meydana gelebilir.

RELAXOL 40 MG 28 FİLM TABLET Uyarılar Önlemler

RELAXOL 40 MG 28 FİLM TABLET Uyarılar Önlemler

Alendronat, diğer bifosfonat türevleri gibi, üst gastro-intestinal mukozada iritasyona neden olabilir. Özofajit, özofagus ülseri, özofagus erozyonu ve hatta kanamaya neden olabileceğinden, alendronat bir bardak su ile yutulmalı; çiğnenmemeli ya da emilmemeli; alındıktan sonra en az 30 dakika süreyle yatılmamalıdır. Hastalar özofagus iritasyon belirtilerinin görülmesi durumunda derhal doktorlarına haber vermeleri konusunda uyarılmalıdır.
Alendronatın, üst gastro-intestinal mukozada olası iritan etkisi ve altta yatan hastalığın kötüleşme olasılığı nedeniyle, disfaji, özofagus hastalıkları, gastrit, duodenit ya da ülser gibi aktif üst gastro-intestinal hastalığı olanlarda dikkatli kullanılmalıdır.
Yaşlanma, östrojen eksikliği ve glukokortikoid kullanımı dışındaki osteoporoz nedenleri de göz önüne alınmalıdır. Alendronat tedavisine başlamadan önce hipokalsemi ve D vitamini eksikliği gibi mineral bozukluğuna yol açabilen hastalıklar düzeltilmelidir. Alendronatın kemiklerdeki mineral miktarını yükseltici etkisi sonucu, serum kalsiyum ve fosfat düzeyinde hafif bir düşme gözlenebilir. Yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alınması sağlanmalıdır. Alendronatın, kreatinin klirensi dakikada 35 ml�nin altında olan böbrek yetmezlikli hastalarda kullanılması önerilmez.
Serum kalsiyum, fosfor ve alkalen fosfataz düzeyleri, ağrı durumu ve kırık oranları periyodik olarak izlenmelidir. Gerek erkek, gerekse kadınlarda tedavi öncesinde hormonal durum saptanmalıdır. Tedaviye başlamadan önce kemik mineral yoğunluğu ölçülmeli ve alendronat ile birlikte glukokortikoid kullanan hastalarda 6-12 ayda bir tekrarlanmalıdır.

Gebelik ve Laktasyon Döneminde Kullanım
Gebelik kategorisi: C
Alendronatın gebe kadınlarda etkinliği ve güvenilirliği araştırılmamıştır. Gebelik durumunda zorunlu ise, olası yararları ve fötus ile anne üzerindeki riskleri karşılaştırılarak kullanılmalıdır.
Alendronatın anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Bu nedenle, emziren annelerde kullanılırken dikkatli olunmalıdır.

Çocuklar ve Yaşlılarda Kullanım
Alendronatın çocuklarda kullanımı araştırılmamıştır. Yaşlı hastalardaki etkinliği ve güvenilirliği açısından fark görülmemiş olmakla birlikte, bazı yaşlı hastaların daha duyarlı olabilecekleri göz önüne alınmalıdır.

Araç ve Makine Kullanmaya Etkisi
Alendronatın araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde bilinen bir etkisi yoktur.

CİTOLAP 20 MG 30 FILM TABLET Dozu Kullanma Talimatı

CİTOLAP 20 MG 30 FILM TABLET Dozu Kullanma Talimatı

Hekim tarafından aksi belirtilmedikçe aşağıdaki bilgiler göz önüne alınır. Belirtilen kurallara uyulmadığı takdirde istenen etki görülmeyebilir. Gastrik ve duodenal ülserli H. pylori pozitif hastalarda, etkenin tamamen ortadan kaldırılması için kombine tedavi uygulanmalıdır. H. pylori eradikasyonu için direnç durumuna göre aşağıdaki kombinasyonlar önerilebilir: Günde 2 defa 1 Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet + Günde 2 defa 1000 mg amoksisilin + Günde 2 defa 500 mg klaritromisin Günde 2 defa 1 Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet + Günde 2 defa 500 mg metronidazol + Günde 2 defa 500 mg klaritromisin Günde 2 defa 1 Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet + Günde 2 defa 1000 mg amoksisilin + Günde 2 defa 500 mg metronidazol Kombine tedavi istenmiyorsa, örneğin hasta H. pylori negatif ise, aşağıda belirtilen dozda Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet monoterapisi uygulanır: Duodenal ülser, gastrik ülser ve özofageal reflü için : Birçok vakada günde 1 adet Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet verilir. Bilhassa, diğer tedavilere yanıt alınamaması gibi özel vakalarda doz iki katına çıkarılabilir (günde 2 adet Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet). Ciddi karaciğer bozukluğunda doz azaltılarak iki günde bir 40 mg pantoprazol (bir adet Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet) verilir. Ayrıca bu hastaların karaciğer enzimleri tedavi sırasında izlenmeli, yükselme görüldüğünde Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet kesilmelidir. Yaşlılarda veya böbrek fonksiyonu bozulmuş hastalarda günlük doz 40 mg pantoprazolü aşmamalıdır. İstisna olarak, H. pylori eradikasyonu için kombine tedavi uygulanan yaşlı hastalara mutat pantoprazol dozu (2 x 40 mg/gün) 1 haftalık tedavi süresince verilmelidir. Kullanım şekli ve süresi : Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet çiğnenmemeli veya kırılmamalı; kahvaltıdan bir saat önce su ile bütün olarak yutulmalıdır. H. pylori eradikasyonu için kombine tedavide ikinci Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet akşam yemeğinden önce alınmalıdır. Kombine tedavi genelde 7 gün uygulanır ve en fazla iki haftaya kadar uzatılabilir. Ülserin iyileşmesini sağlamak için pantoprazol ile tedavinin devamı endikasyonunda, duodenal ve gastrik ülserler için önerilen dozaj göz önüne alınmalıdır. Duodenal ülser genelde iki haftada iyileşir. İki haftalık tedavi yeterli değilse, hemen tüm olgularda sonraki iki hafta içinde iyileşme sağlanmaktadır. Gastrik ülser ve özofageal reflü tedavisi için genelde dört hafta gerekir. Dört haftalık tedavi yeterli değilse, genellikle sonraki dört hafta içinde iyileşme sağlanır. İnsanlarda uzun süre kullanımına ilişkin yeterli deneyim olmadığından, Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet tedavisi sekiz haftayı geçmemelidir. Çok küçük miktarda alındığında veya unutulduğunda, gecikmiş olan doz alınmamalıdır. Tedavi, hastanın doz şemasına göre, bir sonraki dozdan itibaren sürdürülmelidir. Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet ile tedavinin erken kesilmesi veya tedaviye ara verilmesi konusunda hekime danışılmalıdır. Doz Aşımı ve Tedavisi : Aşırı dozda alınması sonucu zehirlenme belirtileri görüldüğünde, semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanır.

CİTOLAP 20 MG 30 FILM TABLET Etkileşimler

CİTOLAP 20 MG 30 FILM TABLET Etkileşimler

Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet, ketokonazol gibi biyoyararlanımı pH'ya bağlı ilaçların absorbsiyonunu azaltabilir. Pantoprazol, karaciğerde sitokrom P450 enzim sistemi ile metabolize olur. Aynı enzim sistemiyle metabolize olan diğer ilaçlarla veya bileşiklerle pantoprazol arasında etkileşme gözardı edilemez. Buna rağmen, karbamazepin, kafein, diazepam, diklofenak, digoksin, etanol, glibenklamid, metoprolol, nifedipin, fenprokumon, fenitoin, teofilin, varfarin ve bir oral kontraseptif ile yapılan spesifik testlerde klinik önemi olan etkileşme gözlenmemiştir. Antasitlerle birlikte verildiğinde etkileşme görülmemiştir. Klaritromisin, metronidazol ve amoksisilin ile klinik açıdan etkileşme gözlenmemiştir.

CİTOLAP 20 MG 30 FILM TABLET Yan Etkileri

CİTOLAP 20 MG 30 FILM TABLET Yan Etkileri

Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet ile tedavi arasıra başağrısı veya diyareye neden olabilir. Nadiren bulantı, karın üst kısmında ağrı, gaz, deri döküntüsü, kaşıntı ve baş dönmesi bildirilmiştir. Bireysel olgu olarak ödem, ateş, depresyon başlangıcı ve bulanık görme rapor edilmiştir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

CİTOLAP 20 MG 30 FILM TABLET

CİTOLAP 20 MG 30 FILM TABLET Kontrendikasyonları

Orta veya ileri derecede hepatik veya renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda, etkinlik ve emniyet açısından Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet kombinasyon tedavisine ilişkin veri bulunmadığından, H. pylori eradikasyonu amacıyla kombine tedavide kullanılmamalıdır. Pantpas 40 mg Enterik Kaplı Tablet veya kombine edilen ilaçlardaki yardımcı maddelerden birine karşı aşırı duyarlılığı bilinen hastalarda kullanılmamalıdır. Pantoprazolün hamilelik kategorisi C'dir. Hamilelerde klinik deneyim sınırlıdır. Anne sütüne geçmesine ilişkin bilgi bulunmamaktadır. Pantoprazol tabletleri, ancak anneye yararı fetüs veya bebeğe potansiyel riskten fazla ise kullanılmalıdır.

CİTOLAP 20 MG 30 FILM TABLET Uyarılar Önlemler

Kombine tedavi sırasında diğer ilaçların ürün bilgileri göz önüne alınmalıdır. Pantoprazol tedavisi malign ülser semptomlarını hafifleterek teşhisi geciktirebileceğinden, tedaviden önce gastrik ülserin malignitesi veya malign özofagus hastalığı olasılığı bertaraf edilmelidir. Pantoprazol, sinirsel dispepsi gibi hafif gastrointestinal şikayetler için endike değildir. Özofageal reflü teşhisi endoskopi ile kesinleştirilmelidir. Çocuklarda tedavi ile ilgili deneyim henüz yoktur. Taşıt sürme veya makine kullanımı üzerinde bilinen bir etkisi yoktur.

BUSCOPAN 10 MG 20 DRAJE Yan Etkileri

BUSCOPAN YAN ETKİLER: Kserostomi, taşikardi dishidroz, akomodasyon bozuklukları ve idrar retansiyonu gibi antikolinerjik yan etkiler görülebilir, fakat bu etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Özellikle deri reaksiyonları olmak üzere çok seyrek olarak alerjik reaksiyonlara neden olabildiği bildirilmiştir.

BUSCOPAN İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ: Trisiklik antidepresanlar, antihistaminikler, kinidin, amantadin dizopramid, metaklopramid, beta-adrenerjik ilaçlar, ve dopamin antagonistleriyle ilaç etkileşimleri olabilir.

BUSCOPAN KONTRENDİKASYONLARI: Bileşimindeki maddelere aşırı duyarlılık gösteren kişiler, megakolon, miyasthenia gravis.


BUSCOPAN UYARILAR/ÖNLEMLER: Olası antikolinerjik komplikasyon riski nedeniyle, dar açılı glokom eğilimi olan hastalarda, intestinal ya da üriner obstrüksiyon veya taşiaritmi eğilimi bulunanlarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Gebelik sırasında, özellikle ilk 3 ayda, ilaç kullanımı ile ilgili genel uyarılar dikkate alınmalıdır.

BUSCOPAN 10 MG 20 DRAJE Kullanım Şekli ve Dozu

BUSCOPAN 10 MG 20 DRAJE

KISA ÜRÜN BİLGİSİ: Buscopan draje, Buscopan ampul.
FORMÜLÜ: Her draje; 10 mg Hiyosin-N-butilbromür, her 1 mL’lik ampul; 20 mg Hiyosin-N-butilbromür, FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ: Gastro-intestinal, safra ve üriner sistem ve kadın genital organlarının düz kaslarındaki spazmı giderir.
ENDİKASYONLARI: Gastro-intestinal sistem spazmları, safra yolları spazmları ve diskinezisi, genito-üriner spazmlarında endikedir.
KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU: Erişkinler için günde 3-4 kez 1-2 draje, 6-12 yaş arası çocuklar günde 3 kez 1 draje çiğnenmeden yeterli miktarda sıvı ile alınmalıdır. Likit formu; erişkinler ve 6 yaşından büyük çocuklar için günde 3-5 kez 2-4 ölçek, 1 yaşından büyük çocuklarda günde 3 kez 1-2 ölçek, 1 yaşına kadar olan çocuklarda günde 3 kez 1 ölçek. Ampul formu; erişkinlerde günde birkaç kez 1-2 ampul. Günlük doz 100 mg’ı geçmemelidir. Çocuklarda günde birkaç kez vücut ağırlığı kg’ı başına 0.3-0.6 mg kullanılabilir.

BUSCOPAN 10 MG 20 DRAJE

BUSCOPAN 10 MG 20 DRAJE Formulü

ATC SINIFLAMASI - A - SİNDİRİM SİSTEMİ VE METABOLİZMA
A03 GİS FONKSİYONEL HASTALIKLARINDA KULLANILAN İLAÇLAR
A03B BELLADONA VE TÜREVLARİ
A03BB Belladona semisentetik (amonyum)
A03BB01 hiyosin-n-butilbromür

BUSCOPAN 10 MG 20 DRAJE Etkin Madde

Antikolinerjik.
Yetişkinde 3-5x10-20mg.
Gebelik kategorisi B, Anne sütüne geçer.
Kontrendikasyon; aşırı duyarlılık, glokom, prostat hipertrofisi, obstrüktif GİS hastalıkları, megakolon, myastenia gravis, taşikardi.
Etkileşim; antiparkinson ilaçlar, antikolinerjikler, imipramin,fenotiyazin, antihistaminikler, disopiramid, antiasitler, antidiyareikler.
Yan etkiler; ciltte kızarıklık, idrar retansiyonu, konstipasyon, baş dönmesi...

Bu sitede ve verilen linklerdeki bilgilerin eksik veya hatalı olmasından ve uygulanmasından oluşacak zararlardan site sahibi sorumlu tutulamaz. İlaç kutusunda bulunan prospektüsler daha geniş ve güncellenmiş bilgi içerirler.

Lütfen doktorunuza danışmadan hiçbir ilaç kullanmayınız !

27 Haziran 2009 Cumartesi

TETRADOX Kullanım Şekli ve Dozu

TETRADOX Kullanım Şekli ve Dozu

İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ
Bakteriyostatik ilaçlar penisilinin bakterisidal aktivitesini etkileyebilecekleri için, penisilinin tetrasiklinle beraber verilmesinden kaçınılması önerilir.
Alüminyum, kalsiyum veya magnezyum içeren antasidler, doksisiklinin absorpsiyonunu etkilediklerinden dolayı oral Tetradox tedavisi ile birlikte verilmemelidirler.
Tetrasiklinlerin plazma protrombin aktivitesini azalttığı bilindiği için, antikoagülan tedavisi gören hastalarda antikoagülan dozajında bir azaltma yapmak gerekebilir.

KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU
Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;
Erişkinler için mutad doz, tedavinin ilk gününde 12 saatte bir 100 mg ve bunu takip eden günlerde günde bir kez 100 mg'dır. Bu idame tedavisi günde tek doz veya 12 saatte bir 50 mg olarak uygulanabilir. Özellikle üriner sistemin kronik enfeksiyonlarında, günde 200 mg (12 saatte bir 100 mg) uygulanması önerilir.
Erişkinlerde, komplikasyonsuz gonokok enfeksiyonlarında (erkeklerdeki anorektal enfeksiyonlar hariç) 7 gün süreyle günde 2 kez 100 mg uygulanmalıdır.
Neisseria gonorrhoeae'nin etken olduğu akut epididimo-orşit vakalarında, en az 10 gün süreyle, günde 2 kez 100 mg Tetradox uygulanır.
Primer ve sekonder sifilizde, en az 10 gün süreyle, eşit bölünmüş dozlarda günde 300 mg Tetradox uygulanmalıdır. Streptokok enfeksiyonlarında Tetradox kullanıldığında, tedaviye en az 10 gün süreyle devam edilmelidir. Chlamydia trachomatis'in etken olduğu komplikasyonsuz üretral, endoservikal ve rektal enfeksiyonlar ve Chlamydia trachomatis ve Ureaplasma urealyticum'un etken olduğu nongonokokal üretrit vakalarında, en az 7 gün süreyle günde 2 kez 100 mg Tetradox verilmelidir.
Chlamydia trachomatis'e bağlı akut epididimo-orşit vakalarında en az 10 gün süreyle, günde 2 kez 100 mg Tetradox uygulanır.
8 Yaşın Üzerindeki Çocuklar: Vücut ağırlığı 35 kg ve altında olan çocuklarda, ilk 24 saatte 4.4 mg/kg ve bunu takip eden günlerde 2.2 mg/kg, erişkinlerde uygulanan doz aralıklarına bölünmüş olarak uygulanır. Daha şiddetli enfeksiyonlarda günde 4.4 mg/kg'a dek çıkılabilir. 35 kg'ın üzerindeki çocuklara ise normal erişkin dozları uygulanır.
Oral olarak kullanılan tetrasiklin grubu ilaçların bol sıvı ile alınması, özofagusta iritasyon ya da ülserasyon riskini azaltır. Gastrik iritasyon olduğunda Tetradox'un yemek veya sütle alınması önerilir. Doksisiklinin absorpsiyonu, yemekler ya da sütle birlikte alınmasından belirgin olarak etkilenmez.
Bugüne kadar yapılan araştırmalar, mutad dozlarda uygulanan Tetradox'un renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda akümülasyona neden olmadığını göstermektedir. Oral Tetradox kullanmakta olan hastalara alüminyum, kalsiyum veya magnezyum içeren antasidler, Tetradox'un absorpsiyonunu etkilediklerinden dolayı verilmemelidirler.

TETRADOX Yan Etkileri

TETRADOX Yan Etkileri

Gastrointestinal: Anoreksi, bulantı, kusma, diyare, glossit, disfaji, enterekolit, anogenital bölgede inflamatuvar lezyonlar. Oral olarak alınan Tetradox hemen tamamen absorbe olduğundan, barsakların alt kısımlarıyla ilgili belirtilere nadiren neden olur.
Deri: Makülopapüler ve eritematöz döküntüler, fotosensitivite reaksiyonları (Bkz. Uyarılar/Önlemler) nadir olarak eksfoliyatif dermatit.
Hipersensitivite reaksiyonları: Ürtiker,anjiyonörotik ödem, anafilaksi, anafilaktoid purpura, perikardit, sistemik lupus eritematozus eksaserbasyonları.
Bebeklerde fontanel kabarıklığı ve erişkinlerde benign intrakraniyal hipertansiyon bildirilmiştir. İlaca son verilince bu bulgu kaybolur.
Kan: Hemolitik anemi, trombositopeni, nötropeni ve eozinofili. Uzun süre kullanıldığında, tetrasiklinlerin tiroid bezlerinde kahverengi-siyah mikroskopik renk bozuklukları oluşturduğu bildirilmiştir. Tiroid fonksiyonlarında herhangi bir anormallik olduğu bilinmemektedir.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ

TETRADOX Uyarılar Önlemler

TETRADOX Uyarılar Önlemler

Tetrasiklin sınıfı ilaçların diş gelişimi sırasında kullanılması (hamileliğin ikinci yarısında, bebeklik ve 8 yaşına kadar olan çocuklukta) diş renginin kalıcı olarak bozulmasına (sarı, gri, kahverengi) neden olabilir. Bu advers reaksiyon,ilaçların uzun-dönem kullanımlarında daha yaygındır, ancak tekrarlanan kısa dönem tedavilerde de gözlenmiştir. Mine hipoplazisi de bildirilmiştir.
Bundan dolayı, tetrasiklin sınıfı ilaçlar, bu yaş gruplarında, ancak diğer ilaçların etkisiz kalması veya kontrendike olması durumunda kullanılmalıdır.
Tetrasiklin alanlarda bazen, aşırı güneş yanığı reaksiyonu şeklinde ortaya çıkan fotosensitivite görülmüştür. Direkt güneş veya ultraviyole ışığında kalma olasılığı olan hastalara, tetrasiklin sınıfı ilaçların böyle bir reaksiyona neden olabileceği söylenmeli ve deri eriteminin ilk bulgusunda tedaviye son verilmelidir.
Tetrasiklinlerin antianabolik etkisi BUN artışına neden olabilir. Bugüne kadar yapılmış çalışmalarda, doksisiklinin böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kullanımı sırasında bu tür bir etkiye rastlanmamıştır.
Diğer antibiyotik preparatlarıyla da olduğu gibi bu ilacın kullanılmasıyla, mantarlar dahil olmak üzere duyarlı olmayan organizmalarda aşırı çoğalma olabilir. Eğer süperenfeksiyon meydana gelirse antibiyotiğe son verilmeli ve uygun tedavi uygulanmalıdır.
A grubu beta-hemolitik streptokoklara bağlı tüm enfeksiyonlar en az 10 gün süreyle tedavi edilmelidir.
Laboratuvar testleri:
Zührevi hastalıklarda, beraberinde sifilisin bulunduğundan şüpheleniliyorsa, tedaviye başlamadan evvel karanlık saha incelemesi yapılmalı ve en az 4 ay süreyle ayda bir defa kanda serolojik inceleme tekrar edilmelidir. Uzun dönem tedavisinde, hematopoetik renal ve hepatik incelemeler dahil olmak üzere organ sistemlerinin periyodik laboratuvar değerlendirmeleri yapılmalıdır.
Hamilelikte kullanımı (Bkz. UYARILAR / ÖNLEMLER, diş gelişimi ile ilgili bölüm) Tetrasiklinler hamileliğin son yarısında, doğacak çocuğun dişleri üzerindeki olası olumsuz etkileri düşünülerek kullanılmaz. Hayvanlarda yapılan çalışmaların sonuçları tetrasiklinlerin plasentaya geçtiğini, fetal dokularda bulunduğunu ve gelişmekte olan fetusta (çoğunlukla iskelet gelişmesinin gecikmesiyle ilişkili) toksik etkiler meydana getirebileceğini göstermiştir. Embriyotoksisite belirtileri hamileliğin erken dönemlerinde tetrasiklin alan hayvanlarda görülmüştür.
Yeni doğanlar, Bebekler ve Çocuklarda Kullanımı: (Bkz. UYARILAR / ÖNLEMLER, diş gelişimi ile ilgili bölüm) Diğer tetrasiklinler gibi doksisiklin de kemik oluşturan dokularda sabit kalsiyum kompleksi meydana getirir. 6 saatte bir 25 mg/kg dozlarında oral tetrasiklin verilen prematürelerde fibula büyüme oranında bir azalma gözlenmiştir. İlaç kesildiğinde bu reaksiyonun geri dönüşümlü olduğu gösterilmiştir.
Süt Verme Döneminde Kullanımı: Bu sınıfa ait bir ilaç alan süt veren kadınların sütünde tetrasiklinler mevcuttur. Bu nedenle süt veren kadınlarda kullanımı gerektiğinde, emzirmeye ara verilmelidir.

TETRADOX Endikasyonları

TETRADOX Endikasyonları

Tetradox, duyarlı mikroorganizmaların etken olduğu ürogenital sistem, solunum sistemi, yumuşak doku, gastrointestinal, oftalmik ve diğer çeşitli enfeksiyonların tedavisinde kullanılır.
Aşağıdaki mikroorganizmaların etken olduğu enfeksiyonlarda Tetradox endikedir: Rickettsiae (Kayalık Dağlar benekli humması, Q ateşi, tifüs ateşi ve tifüs grubu hastalıklar), Mycoplasma pneumoniae (PPLO, Eaton ajanı), psittakoz ve ornitroz etkenleri (Chlamydia psittaci), Lenfogranuloma venereum ve Granuloma
inguinale etkenleri, Borrelia recurrentis.
Gram-negatif bakteriler: Haemophilus ducreyi (yumuşak şankr), Yersinia pestis, Francisella tularensis, Bartonella bacilliformis, Vibrio cholerae, Campylobacter fetus, Brucella türleri (streptomisin ile beraber kullanılır), Actinobacillus actinomyecetemcomitans.
Aşağıdaki mikroorganizmaların duyarlı suşlarının etken olduğu enfeksiyonlarda Tetradox kullanılır.
Gram-negatif bakteriler: Escherichia coli, Enterobacter aerogenes, Shigella türleri, Mima türleri, Herellea türleri, Haemophilus influenzae (solunum yolu enfeksiyonları), Klebsiella türleri (solunum yolu ve üriner sistem enfeksiyonları).
Gram-pozitif bakteriler: Streptokok türleri (organizmanın duyarlı olduğu gösterilirse), Diplococcus pneumoniae, Staphylococcus aureus solunum yolu, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları).
Aşağıdaki mikroorganizmaların etken olduğu enfeksiyonlarda, penisilinin kontrendike olması durumunda Tetradox alternatif tedavi olarak uygulanabilir: Treponema pallidum, Treponema pertenue, Listeira monocytogenes, Clostridium türleri, Bacillus anthracis, Fusobacterium fusiforme (Vincent enfeksiyonu), Actinomyces türleri.
Diğer Kullanım Alanları
Akut intestinal amibiyaziste, amibisidlere yardımcı olarak; ağır akne vakalarında yardımcı tedavi olarak, trahom; inklüzyon konjunktiviti; Chlamydia trachomatis'in etken olduğu erişkinlerdeki komplikasyonsuz üretral, endoservikal veya rektal enfeksiyonlar, Chlamydia trachomatis'in etken olduğu akut epididimo-orşit, Chlamydia trachomatis'in ve Ureaplasma urealyticum'un etken olduğu nongonokokal üretrit; erişkinlerdeki komplikasyonsuz gonokok enfeksiyonları (erkeklerdeki anorektal enfeksiyonlar hariç) ve Neisseria gonorrhoeae'nin etken olduğu akut epididimo-orşit.

TETRADOX Farmakolojik Özellikler

TETRADOX Farmakolojik Özellikler

Doksisiklin hiklat (hidroklorür monohidrat), tetrasiklin grubuna dahil, geniş spektrumlu bir antibiyotiktir. Oksitetrasiklinden sentetik olarak türetilmiştir. Açık sarı kristalize bir toz şeklinde olup yüksek derecede lipofiliktir, kalsiyuma bağlanma eğilimi ise düşüktür.
Doksisiklin hiklat, temel olarak bakteriyostatik etkili olup, antimikrobiyal etkisini mikroorganizmaların protein sentezini inhibe etmek suretiyle gösterir. Çok sayıda Gram-pozitif ve Gram-negatif mikroorganizmaya karşı aktivitesi vardır.
Oral uygulamadan sonra, hemen hemen tümüyle absorbe edilir. 200 mg'lık tek bir dozu takiben 2 saat içinde zirve serum değerlerine ulaşır ve 24 saat süreyle serumda terapötik etkinliği olan konsantrasyonlarda bulunur. Normal böbrek fonksiyonlarına sahip insanlarda idrar yoluyla 72 saatte %40'ı itrah edilir. Serum yarı ömrü 18-22 saattir. Hemodiyalizde veya böbrek fonksiyonu bozuk olan vakalarda serum yarı ömründe değişme saptanmamıştır.

TETRADOX 100 MG 14 KAPSÜL

TETRADOX 100 MG 14 KAPSÜ

Protein sentezi inhibitörü tetrasiklin grubu antibiyotik.
Yetişkin ilk gün 2 x 100mg.Sonra 100mg/gün.
Gebelik kategorisi D. Anne sütüne geçer.
Kontrendikasyon; tetrasiklin allerjisi.
Etkileşim; antikoagulanlar,penisilin, antiasitler, bizmut, barbitürat, karbamazepin, fenitoin, penthran, oral kontraseptif.
Sık yan etkiler; anoreksi, bulantı, kusma, diyare, glossit, disfaji, makülopapüler ve eritematöz döküntüler, fotosensitivite reaksiyonları, ürtiker.

Bu sitede ve verilen linklerdeki bilgilerin eksik veya hatalı olmasından ve uygulanmasından oluşacak zararlardan site sahibi sorumlu tutulamaz. İlaç kutusunda bulunan prospektüsler daha geniş ve güncellenmiş bilgi içerirler.

Lütfen doktorunuza danışmadan hiçbir ilaç kullanmayınız !

XANAX Dozu Kullanma

XANAX 0,5 MG 30 TABLET Dozu Kullanma

Her hasta için optimum Xanax dozu saptanmalıdır. Aşağıdaki günlük dozaj tablosu birçok hastanın gereksinimine uyabilir. Yüksek dozaj gerektiğinde, günlük dozlarından önce akşam dozları arttırılmalıdır. Anksiyete: 3 kez 0.25-0.5 mg , Birkaç doza bölünerek günde 0.5-4 mg artırılır. Depresyon: 3 kez 0.5 mg , Birkaç doza bölünerek günde 1.5-4.5 mg artırılır. Geriyatrik hastalar veya zayıf düşüren hastalık mevcudiyetinde : 2-3 kez 0.25 mg , Birkaç doza bölünerek günde 0.5-0.75 mg; gerekirse ve tolere edilebilirse tedricen artırılır. Panikle birlikte görülen hastalıklar : Yatarken 0.5-1.0 mg , Doz, yanıta göre ayarlanmalıdır.Doz artırımları 3-4 günde 1.0 mg dan daha hızlı yapılmamalıdır. Klinik araştırmalarda kullanılan ortalama doz günde 5.7±2.3 mg'dır. Ender olarak günde 10 mg'a çıkılmıştır. İncelemeler, yüksek dozlardan ( 195 mg/kg'dan fazla; insanda günlük maksimum dozun 2000 katı ) sonra, kardiyo-pulmoner kolapsın gelişebildiğini göstermişti

XANAX Etkileşimler

XANAX Etkileşimler

Xanax, diğer psikotrop ilaçlar, antikonvülsanlar, antihistaminikler, alkol ya da MSS'de depresyona yol açan ilaçlarla birlikte kullanıldığında, merkezi sinir sistemi üzerinde ek bir depresif etki yaratırlar. Benzodiazepinlerin başka ilaçlarla da etkileştikleri bilinmektedir. Örneğin, alprazolam ve bazı belirli benzodiazepinlerin, simetidin ya da makrolit antibiyotiklerle birlikte kullanıldıklarında klerenslerinin geciktiği saptanmıştır. Bu etkileşimin klinik önemi bilinmemektedir.

XANAX Yan Etkiler

XANAX Yan Etkiler

Yan etkiler tedavinin başlangıcında gözlenir ve çoğunlukla tedavinin devamında veya doz azaltıldığında kaybolur. Xanax tedavisi sırasında en yaygın olumsuz reaksiyonun uyku hali olduğu saptanmıştır. Daha az oranda baş dönmesi, görme bulanıklığı, baş ağrısı, depresyon, uykusuzluk, sinirlilik/anksiyete, tremor, kilo kaybı koordinasyon bozuklukları, çeşitli mide-barsak ve otonom sinir sistemi belirtileridir. Panikle birlikte görülen hastalığı olanlarda en sık karşılaşılan yan etkilerde şunlardır: sedasyon/sersemleme, halsizlik, ataksi/koordinasyon bozukluğu ve peltek konuşma.

XANAX Uyarılar Önlemler

XANAX Uyarılar Önlemler

Xanax'ın primer teşhisin şizofreni olduğu hastalarda kullanılması öğütlenmemektedir. Alkolikler ve uyuşturucu alışkanlığı olanlar benzodiazepinlerle tedavide denetim altında tutulması gerekir. Primer depresyon belirtisi psikomotor yavaşlama olanlarda; bipolar depresyon hastalarında ve psikotik belirtiler gösterenlerde Xanax kullanılmamalıdır. Xanax kullanırken uyku hali ya da baş dönmesi gelişmediği saptanıncaya kadar hastalara motorlu taşıt ya da tehlikeli cihazlar kullanmamaları öğütlenmelidir. Diğer benzodiazepinlerde olduğu gibi, Xanax tedavisini birdenbire kesmekten kaçınılmalıdır. Ani kesmenin sonuçlarını önlemek için, dozaj tedricen azaltılmalıdır. İlacın ani bırakılması sonucu disfori, uykusuzluk, karın ve kas krampları, kusma, terleme, tremor ve bazen konvülziyonları kapsayabilen majör bir sendrom görülebilir. Bu belirti ve bulgulara, uzun sürelerle aşırı dozlar alan hastalarda daha sık rastlanmaktadır. Ağır depresyonlu ya da intihar eğilimli hastalara, ilaç kısıtlı miktarlarda reçete edilmelidir. Panikle birlikte görülen hastalıklar, birincil ve ikincil major depresyonlar ile birlikte görüldüğünden, bu hasta grubunda, tedavi edilmeyen vakalar arasında intihar oranı yüksektir. Bu yüzden, bu grup hastalarda, diğer psikotrop ilaçlarda olduğu gibi, Xanax da dikkatli reçete edilmelidir.Böbrek ya da karaciğer fonksiyonu bozukluğu olan hastaların tedavisinde geçerli önlemlere uyulmalıdır.18 yaşından küçük çocuklarda Xanax'ın etkinliği ve güvenirliği kanıtlanmamıştır. Gebelikte Kullanım: Gebeliğin ilk 3 ayında Xanax kullanımından kaçınılmalıdır. Emzirme döneminde Kullanım: Birçok ilaç anne sütüne geçebildiğinden, ilaç kullanan annelerin emzirmemesi öğütlenmektedir. Dikkat! Bağımlılık yapabilir.

XANAX 0,5 MG 30 TABLET Kullanımı

XANAX 0,5 MG 30 TABLET Kullanımı

Her bölünebilir tablette 0.5 mg alprazolam bulunan 30 tabletlik ve her bölünebilir tablette 1.0 mg alprazolam bulunan 50 tabletlik ambalajlarda.

XANAX 0,5 MG 30 TABLET Endikasyonları

1.Anksiyete durumları ( anksiyete nevrozları ) 2.Karma anksiyete-depresyon durumları 3.Nörotik ya da reaktif depresyon durumları 4.Başka hastalıklara eşlik eden anksiyete durumları, karma anksiyete-depresyon ya da nörotik depresyonlar 5.Panikle birlikte görülen hastalıklar

XANAX 0,5 MG 30 TABLET Kontrendikasyonları

Xanax ( alprazolam ), benzodiazepinlere aşırı duyarlık gösterdikleri bilinen hastalarda kontrendikedir.

26 Haziran 2009 Cuma

BUSCOPAN 10 MG 20 DRAJE

BUSCOPAN 10 MG 20 DRAJE Formulü

Her draje; 10 mg Hiyosin-N-butilbromür, her 1 mL'lik ampul; 20 mg Hiyosin-N-butilbromür, her 5 mL'lik ölçek; 5 mg Hiyosin-N-butilbromür içerir.

Endikasyonları

Dismenore, gastrointestinal spazmlar, kolit, mide ve duodenum ülseri, pediatride kordon kolikleri, pilor spazmı, safra kesesi spazmları, safra taşı ağrıları, sistoskopi, spastik kabızlık, uterus spazmı ve doğum sırasındaki yumuşak bölge spazmları, yaz ishallerinde endikedir.

Kontrendikasyonları

Bileşimindeki maddelere aşırı duyarlılık gösteren kişiler, megakolon, miyasthenia gravis.

Uyarılar Önlemler

Olası antikolinerjik komplikasyon riski nedeniyle, dar açılı glokom eğilimi olan hastalarda, intestinal ya da üriner obstrüksiyon veya taşiaritmi eğilimi bulunanlarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Gebelik sırasında, özellikle ilk 3 ayda, ilaç kullanımı ile ilgili genel uyarılar dikkate alınmalıdır.

Yan Etkileri

Kserostomi, taşikardi dishidroz, akomodasyon bozuklukları ve idrar retansiyonu gibi antikolinerjik yan etkiler görülebilir, fakat bu etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Özellikle deri reaksiyonları olmak üzere çok seyrek olarak alerjik reaksiyonlara neden olabildiği bildirilmiştir.

Ekileşimleri

Trisiklik antidepresanlar, antihistaminikler, kinidin, amantadin dizopramid, metaklopramid, beta-adrenerjik ilaçlar, ve dopamin antagonistleriyle ilaç etkileşimleri olabilir.

Dozu Kullanma

Erişkinler için günde 3-4 kez 1-2 draje, 6-12 yaş arası çocuklar günde 3 kez 1 draje çiğnenmeden yeterli miktarda sıvı ile alınmalıdır. Likit formu; erişkinler ve 6 yaşından büyük çocuklar için günde 3-5 kez 2-4 ölçek, 1 yaşından büyük çocuklarda günde 3 kez 1-2 ölçek, 1 yaşına kadar olan çocuklarda günde 3 kez 1 ölçek. Ampul formu; erişkinlerde günde birkaç kez 1-2 ampul. Günlük doz 100 mg�ı geçmemelidir. Çocuklarda günde birkaç kez vücut ağırlığı kg�ı başına 0.3-0.6 mg kullanılabilir.

24 Haziran 2009 Çarşamba

PROZAC Kullanımı

PROZAC Kullanımı
PROZAC 20 MG 16 KAPSÜL

Önerilen doz günde bir kez 20 mg dır ve sabah uygulanabilir. Kapsülün emilimi yemekle gecikebilir, ancak emilen toplam miktardabir değişiklik görülmez. Bu nedenla aç ya da tok karnına alınabilir. Diğer antidepresanlarda olduğu gibi antidepresan etki 4 hafta ya da daha uzun süren bir tedaviden sonra ortaya çıkabilir. Bzı olgularda doz 80mg/gün 'e yükseltilmesine rağmen genelde 20mg/gün doz uygulamasının yeterli olduğu anlaşılmıştır. 20 mg'ı aşan dozların 2 ye bölünerek sabah ve öğle 80 mg/gün'ü aşmayacak şekilde uygulanması önerilmektedir.

PROZAC Yan Etkileri

PROZAC Yan Etkileri
PROZAC 20 MG 16 KAPSÜL

Anksiyete, sinirlilik gibi sinir sistemi şikayetleri; sersemlik, yorgunluk ya da asteni; titreme, terleme anoreksi bulantı ve diyare gibi gastrointestinal rahatsızlıklar ve baş dönmesi bildirilmiştir. Fluoksetin ile yapılan plasebo-kontrollü klinik çalışmalarda hastalarda görüldüğü kaydedilen yan etkiler şunlardır. Sinir Sistemi: baş ağrısı, sinirlilik, uykusuzluk, sersemlik, anksiyete, titreme, baş dönmesi, yorgunluk libido azalması. Sindirim sistemi: bulantı diyare ağız kuruluğu, anoreksi, disepsi, kabızlık karın ağrısı, kusma, tat değişikliği. Deri: terleme, döküntü, kaşıntı. Genel: asteni, viral enfeksiyon, bacak ağrısı, görme bozukluğu, ateş. Solunum sistemi: üst solunum yolu enfeksiyonu, farenjit, nazal konjesyon, flu-like sendrom. Ürojenital sistem: seksüel disfonksiyon, sık idrara çıkma. Kardiyovasküler: ateş basması.

Amoksilin 500 mg Kapsül

Amoksilin 500 mg Kapsül

Formulü

Bir Amoksilin 500 mg Kapsül 500 mg Amoksisilin baza eşdeğer Amoksisilin trihidrat içerir.

Endikasyonları

Üst solunum yolu enfeksiyonları: Farenjit, tonsillit, sinüzit, otitis media. · Alt solunum yolu enfeksiyonları: Akut ve kronik bronşit, pnömoni. · Ürogenital sistem enfeksiyonları: Sistit, üretrit, piyelonefrit, adneksit, puerperal enfeksiyonlar, septik abortus, gonore, prostatit. · Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları: Selülit, abse, erizipel, impetigo, akne. · Diğer: Sepsis, bakteriyel menenjit.

Kontrendikasyonları

Penisiline aşırı duyarlığı olanlarda kullanılmamalıdır

Uyarılar Önlemler

Gebelerde kullanılmaması önerilir. Süperenfeksiyon olasılığı vardır.Probenisidle uzun süreli kan seviyesi sağlar.

Yan Etkiler

Bulantı, kusma, deri döküntüsü, diyare, kaşıntı ve ürtiker gibi.

Etkileşimler

Oral neomisin ve antasitler bu preparatın absorbsiyonunu azaltır. Tetrasiklin ve eritromisinle antagonist etki oluşabilir. Antasitler absorbsiyonunu engelleyebilir.

Dozu Kullanma

Erişkinlerde 8 saat ara ile 500 mg, şeklinde uygulanması önerilmektedir. 20 kg'ın üzerindeki çocuklarda erişkin dozu uygulanabilir. A grubu -ß hemolitik streptokoklarla meydana gelen enfeksiyonlarda akut romatizmal ateş veya akut glomerülonefrit oluşmasını önleyebilmek için tedavi en az 10 gün sürdürülmelidir. · Bakteriyel menenjit tedavisinde önerilen erişkin ve çocuk dozu aynı olup, 150-200 mg/kg/gün şeklinde eşit dozlara bölünerek 3-4 saat aralıklarla uygulanmalıdır. · Neisseria gonorrhoeaeye bağlı gonore, akut komplike olmayan anogenital ve üretral enfeksiyonlarda erişkinlerde 3 gramlık tek bir doz olarak uygulanır.

ATARAX 30 FILM TABLET

ATARAX 30 FILM TABLET

Formulü
Film Tablet:Hydroxyzine HCl,25 mg Şurup:Hydroxyzine HCl,2 mg/ml

Endikasyonları

Psikonörozlara bağlı anksiyete ve gerginliğin semptomatik tedavisinde ve anksiyetenin ortaya çıktığı organik hastalıklarda yardımcı tedavi olarak kullanılır. Kronik ürtiker, atopik ve kontakt dermatozlar gi-bi allerjik durumlara bağlı pruritler ve histaminle oluşan pruritlerin tedavisinde yararlıdır. Sedatif olarak pre-medikasyonda veya genel anesteziden sonra kullanıldığında, meperidin ve barbituratların etki-sini artırdığı için bunların pre-anestetik yardımcı tedavide kullanımları her hasta için ayrı ayrı ayarlanmalıdır. Hidroksizinin antianksiyete etkinliği uzun süreli (4 ayı geçen) tedavilerde sistematik klinik çalışmalarla teyit edilmemiştir. Bu durumda hekim kişisel olarak her hastayı periyodik olarak değerlendirmelidir. Hidroksizin ayrıca, akut alkol kesilmesindeki ajitasyonun tedavisinde, optiumlarla analjezi dozlarını azaltmak için, taşıt tutmalarını kontrol için, değişik sebepli ( Örn.postoperatif) bulantı ve kusmaları kontrol için kullanılabilir. Hidroksizin bazı tip kalp hastalıklarıyla beraber görülen anksiyete ve endişeyi kaldırmak özelliğiyle bu hastalarda yararlı olur.

Kontrendikasyonları

Hidroksizine karşı aşırı duyarlılık, kapalı açılı glokom, üriner retansiyon riski olan prostat hipertrofilerinde kontrendikedir.

Uyarılar ve Önlemler

Hidroksizin antihistaminiklerin etkilerine sahip olduğundan, narkotik ve narkotik olmayan analjezikler ve SSSdepresanlarının etkilerini güçlendirebileceği göz önünde tutulmalıdır. Motorlu araç ve dikkat isteyen gereç kullananlara verilmemelidir. Alkolün etkisini artırabileceğinden alkolle bir arada kullanılmamalıdır. Renal fonksiyon bozukluğunda dikkatle kullanılmalıdır. Üreme sürecinde doğrudan veya dolaylı bir etkisi saptanmamış olmakla birlikte gebelik sırasında kullanılmamalıdır. Süte geçip geçmediği bilinmemektedir. Bu nedenle emziren annelerde kullanılması önerilmez.

Yan Etkiler

Genellikle hafif karakterde ve geçici sedasyon, eksitasyon, konstipasyon, ağız kuruluğu, idrar retansiyonu, akomodasyon bozuklukları, yaşlılarda mental konfüzyon, doza bağlı olarak ta yorgunluk ve sersemlik hali görülebilir.

Etkileşimler

Hipnotik ve antidepresifler gibi SSS ilaçlarının potansiyalizasyonu, antikolinerjik ilaçların (diğer antihistaminikler, nöroleptikler, antidepresif imipraminler) etkilerini artırma gibi durumlar göz önünde tutulmalıdır. Hidroksizinle MAO inhibitörlerinin birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.

Dozu Kullanma

Tablet: Ortalama dozaj premedikasyonda erişkinlerde ve 10 yaşın üzerindeki çocuklarda 5 mg/gün; 6-10 yaş arası çocuklarda 25 mg/gün ve 1-5 yaş arası çocuklarda 1 mg/kg/gün'dür. Diğer endikasyonlardaysa erişkinler ve 10 yaşın üzerindeki çocuklarda 37.5-75 mg/gün; 6-10 yaş arası çocuklarda 20-50 mg/gün ve 1-5 yaş arası çocuklarda 10-20 mg/gündür. -Şurup:Erişkinlerde doz günde ortalama 30-120 mg'dir (3-12 ölçek). Bu doz günde 2 veya 3 defada alınır. 1-6 yaş arası çocuklarda günde 3 kez 1 ölçek, 6-12 yaş arası çocuklarda günde 3 kez 2 ölçektir.